6. Hukuk Dairesi 2021/995 E. , 2021/777 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi
İLK DRC. MHK. : Ankara 24. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki sözleşmeden geçersizliğin tespiti davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın esastan reddine yönelik verilen hüküm davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde temyiz talebinde bulunan davacı vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ..."ın gelmeleriyle duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davacı arsa sahibi kooperatif ile davalı arasında 31.10.2016 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, davalı yüklenicinin edimlerine sözleşmeyle üstlendiği tarihte başlamaması üzerine davalıya yazılan yazıya cevapta belediyenin imar planlarının mahkemece yürütmesinin durdurulduğunun bildirildiği, inşaat sözleşmesi yapılmadan önce, imar planlarının yürütmesinin durdurulmuş ve iptal edilmiş olmaları hususu dikkate alındığında sözleşmenin yapıldığı andan itibaren ifasının imkansız olduğunu ileri sürerek, sözleşmenin baştan itibaren geçersizliğinin tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 10. ve 20. maddeleri gözetildiğinde imar planı değişikliği nedeniyle meydana gelecek gecikmelerin mücbir sebep olarak sayıldığı, her iki tarafın da sözleşmedeki bu hükmü kabul ederek sözleşmeyi imzaladıkları, yargılama sırasında gecikmeye neden olan bu engelin de ortadan kalktığı, yeni imar planının kesinleştiği, sözleşmenin baştan itibaren uygulamasının imkansız ve batıl olduğu iddiasının Medeni Kanunun 2.maddesi kapsamında iyiniyetli olarak görülmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin istinaf başvurusu, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesince, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilmek suretiyle yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu belirtilerek, esastan reddedilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin baştan itibaren geçersiz olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından; sözleşme tarihinde, sözleşmeye konu parselin içinde bulunduğu 1/25000 ve 1/5000’lik üst imar planlarının İdare Mahkemesi kararları ile iptal edilmiş olduklarının anlaşılmasına karşın mahkemenin gerekçeli kararında sözleşmenin yeni imar planı dahilinde ifa edilebilir durumda olduğu kabul edilmiş ancak bu kanaate nasıl ulaşıldığı somut delillerle gerekçelendirilmemiştir.
6100 sayılı HMK"nın 266/1. maddesi "Mahkeme, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir" hükmünü içermektedir. Aynı Kanun"un 282. maddesinde belirtilen bilirkişinin oy ve görüşünün hakimi bağlamayacağı ve hakimin bilirkişi raporunu serbestçe takdir edeceği yönündeki hüküm, HMK"nın 281. madde hükmü karşısında hakim bilirkişi raporunu yeter derecede kanaat verici bulmazsa bilirkişiden ek rapor ya da sözlü açıklama alabileceği veya yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırabileceği şeklinde anlaşılmalıdır. Davaya konu olayda 1/25000 ve 1/5000’lik imar planlarının iptal edilmiş olması karşısında sözleşmenin aynen ifa edilip edilmeyeceği teknik bir bilgiyi gerektirmekte olup, hakimlik bilgisiyle değerlendirilebilecek nitelikte değildir.
Bu hususlar dikkate alındığında mahkemece yapılacak iş; öncelikle ilgili belediye başkanlığından mevcut imar durumunun sorulması, bu imar durumuna göre taraflara yüklediği edimler açısından sözleşmenin ifasının imkansız hale gelip gelmediği konusunda alanında uzman bilirkişilerden rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme neticesinde yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, istinaf başvurusunun esastan reddi kararı doğru olmamış, istinaf mahkemesi kararı kaldırılarak ilk derece mahkemesi kararının bozulması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesinin 03.06.2020 tarih ve 2018/1899 E., 2020/537 K. sayılı kararının kaldırılarak, ilk derece mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davacı yararına takdir olunan 3.050,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, temyiz peşin harcın istek halinde davacıya iadesine, HMK 373/1 maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 12.10.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.