11. Hukuk Dairesi 2018/5384 E. , 2019/6527 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
(ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA)
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Marmaris 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 28/03/2018 tarih ve 2016/512-2018/264 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacılar vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketler tarafından fiilen yat yanaşma yeri olarak kullanılmakta olan ve devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan Marmaris Adaköy Yalancıboğaz Mevkiinde yer alan deniz yüzeyi için Marmaris Mal Müdürlüğü tarafından Temmuz 2011 tarihinde gönderilen ihbarnamelerle ecrimisil tahakkuk ettirildiğini, bu söz konusu ecrimisillerin 17.08.2011 tarihinde davacılar tarafından ödendiğini, ecrimisil bedeline konu edilen dönemin 01.07.2007-20.06.2011 dönemi olduğunu, davalıların şirketlerle ortaklıklarını Ekim 2008 itibariyle sona erdirdiklerini, bu durumda davalıların 01.07.2007 tarihinden ortaklıklarının sona erdiği 01.10.2008 tarihine kadar olan dönemdeki ecrimisil bedellerinden payları oranında sorumlu olduklarını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 4.000 TL alacağın davalılardan tahsiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf, HMK.109.maddesi uyarınca, kısmi dava açılamayacağını, çünkü alacak iddiasının hesaplanabilir olduğunu, ayrıca davanın görevsiz mahkemede açılmış olup davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğunu, davacının talep hakkının TBK.73.maddesi uyarınca, zaman aşımına uğradığını, mecburi ya da ihtiyari dava arkadaşlığı bulunmadığını, esas yönünden de taleplerin haksız olup müvekkillerinden ecrimisil bedellerinin talep edilemeyeceğini belirterek, davanın esastan ve usulden reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; anonim şirketler borçlarından yalnız kendi mal varlığı ile sorumlu olmakla, pay sahipleri şirkete karşı, ana sözleşme ile taahhüt ettikleri sermaye koyma borcundan başka herhangi borç nedeniyle sorumlu tutulamazlar. Bu hususta TTK"nın 329. Maddesinde açıkça düzenlenmiştir. Yine 6183 sayılı AATUHK"nın 35. Maddesinde de limited şirketlerde, amme alacaklarına karşı ortakların sorumluluğuna ilişkin düzenleme bulunmakla, anonim şirketler yönünden hüküm bulunmamaktadır. Anonim şirketlerin tüm borç ve işlemlerinden Yönetim Kurulu ve yetkili temsilcilerin sorumluluğu düzenlenmiştir. Sonuç olarak davalı pay sahiplerinin sermaye borcu dışında şirkete ve şirket alacaklılarına karşı sorumluluğu bulunmadığından açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacılar vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacılar vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 21/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.