8. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/10407 Karar No: 2017/7664 Karar Tarihi: 24.05.2017
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2016/10407 Esas 2017/7664 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2016/10407 E. , 2017/7664 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın reddine dair kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemiz"in 18.02.2016 gün ve 2015/21859 Esas, 2016/2684 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. davacı vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Borçlu vekili İcra Mahkemesi"ne başvurusunda, davalı alacaklı tarafından yapılan ilamlı takibin konusu olan müdahale"nin men"i ve yıkım kararının kesinleşmeden icraya konu edilemeyeceği bu nedenle takibin ve icra emrinin yasal şartları taşımadığı gerekçesi ile iptaline karar verilmesini talep etmiş; Mahkeme’ce icraya konu ilamın miktar itibari ile kesin olarak verildiği, temyizi kabil olmayan karar hakkında icra takibi yapılmasında hukuka aykırı bir durum olmadığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiş, hüküm, borçlu vekilinin temyizi üzerine Daire’nin 2015/21859 Esas, 2016/2684 Karar ve 18/02/2016 tarihli kararı ile onanmıştır. Takibe dayanak ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2013/102 Esas, 2014/268 Karar, sayılı ilamı ile “ davalı tarafından davaya konu parsele yapılan ahırın ...tecavüzlü kısmının yıkılması suretiyle müdahalenin önlenmesine ” dair verilen karar her ne kadar miktar itibarıyla kesin olarak verilmiş ise de; uyuşmazlık taşınmaza ilişkindir; HUMK.nun 427.maddesi hükmüne göre taşınmaza ilişkin uyuşmazlıklar da değer ve miktara bakılmaksızın verilen hükümlerin temyiz kabiliyeti bulunmaktadır. Aynı maddenin 2.fıkrasında yazılı kesinliğe ilişkin düzenleme taşınır mal ve alacak davalarına ilişkindir. Taşınır mal ve alacaklara ilişkin olan bu hükmün, taşınmazlar hakkında verilen hükümlere uygulama kabiliyeti bulunmamaktadır. Bu nedenle mahkemece esas hükmün kesin olarak verilmiş olması temyiz kabiliyetini kaldırmaz. Borçlu tarafından iddia edildiği gibi, UYAP üzerinden yapılan incelemede, hükmün temyiz edilmiş olduğu da anlaşılmaktadır. Kal"e ilişkin kararların kesinleşmeden icrası halinde telafisi imkansız zararlar meydana geleceği nazara alınarak, bu konuda verilen kararların kesinleşmeden icra edilemeyeceğinin kabulü gerekir. O halde, Mahkemece şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup hükmün bozulması yerine onanmasına karar verildiği görülmekle, borçlu vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir. SONUÇ: Borçlu vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 2015/21859 esas, 2016/2684 karar ve 18/02/2016 tarihli onama ilamının kaldırılmasına, Mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenle İİK"nun 366. ve HUMK"nun 438. maddesi uyarınca BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 24.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.