11. Hukuk Dairesi 2018/5353 E. , 2019/6520 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 14.Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 08/03/2016 tarih ve 2008/266-2016/81 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında 11.03.2006 tarihinde önsözleşme olmak üzere 15.03.2006 tarihinde distiribütörlük sözleşmesi yapıldığını, davalı şirketin bu sözleşme ile müvekkiline sürekli olarak hizmet sunma yükümlülüğü bulunduğunu, davalıya 2007 yılının 8. ayından itibaren ulaşmanın mümkün olmadığını, ihtarname gönderildiğini, davalının sözleşmeye aykırı davrandığını, bunun sonucunda müvekkilinin zarara uğradığını, müvekkilinin davalıya hizmet bedeli olarak 20.000 USD ödemiş bulunduğunu ileri sürerek taraflar arasındaki sözleşmenin iptaline ve 20.000 USD karşılığı 24.800 TL’nin davalıdan tazminat olarak tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davetiye tebliğine rağmen duruşmaya gelmemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; davalının yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle taraflar arasındaki sözleşmenin uygulama olanağı kalmadığını sözleşmenin feshine ilişkin isteğin yerinde olduğu, ancak, davacının zarara uğradığı yönündeki iddiasının ispat edilemediği gerekçesiyle sözleşmenin feshine ilişkin davanın kabulüne, taraflar arasında 15.03.2006 tarihinde yapılan distiribütörlük sözleşmesinin iptaline, tazminata ilişkin davanın ise reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dava, sözleşmenin feshi ve fesih nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. 6098 sayılı TBK"nın 126. maddesi uyarınca karşılıklı borç yükleyen ve sürekli edimli sözleşme ilişkisinde alacaklı, borçlunun temerrüde düşmesi nedeniyle sözleşmeyi fesih hakkını kullanır ise, sözleşmenin süresinden önce sona ermesi nedeniyle uğradığı zararın giderilmesini isteyebilir. Sürekli edimli sözleşmelerde haklı sebeple sözleşmeyi sona erdiren taraf sözleşme bedeli olarak verdiği paranın tazminat olarak ödenmesini isterse, sözleşmenin ayakta kaldığı süre boyunca davacının sözleşmeden elde ettiği menfaat hesaplanıp, sözleşme bedeli olarak verilen paradan mahsubu ile artan miktarın tazminat olarak ödenmesine karar verilmelidir.Somut olayda; davacı, davalı borçlunun temerrüde düşmesi nedeniyle sözleşmenin feshini ve edimin yerine getirilmemesinden doğan zararların karşılığı olarak sözleşme bedeli olarak verdiği paranın tazminat olarak ödenmesini istemiştir. Taraflar arasındaki distribütörlük sözleşmesi 15.03.2006 tarihinde imzalanmış, sözleşme süresi belirlenmemiştir. Sözleşmenin 6., 8., 16. ve 18. maddeleri ile davalı şirkete yükümlülükler yüklenmiştir. Davacı 26.03.2008 tarihli ihtarname ile 2007 yılının 8. ayından itibaren davalı şirkete ulaşamadığını, davalının üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini bildirmiş olup, mahkemece, sözleşmenin iptaline karar verilmiş ancak tazminat istemi reddedilmiştir. 15.03.2016 tarihli distrübütörlük sözleşmesinin 10. maddesinde, Akbank Batman Şubesi 0022541-7 no"lu çek hesabının Z3859991 nolu 30.000 TL bedelli çekin teminat olarak alındığı, 11.03.2016 tarihli ön sözleşmede ise, teminat olarak 1.000 USD"nin 14.03.2006 tarihli çek ile 19.000 USD"nin ise 05.04.2006 tarihli çek ile ödeneceği kararlaştırılmıştır. Dava dışı Akbank cevabi yazısındaki çek örneklerine göre; 0022541 no"lu hesaba ait 10.05.2006 tarihli 8.350 TL bedelli çekin davalıya verildiği ve çek bedelinin 22.05.2006 tarihinde ödendiği, yine aynı hesaba ait 05.04.2006 tarihli 8.350 TL bedelli çekin davalıya verildiği, çek bedelinin 05.04.2006 tarihinde ödendiği anlaşılmış olup, bu durumda gerek ön sözleşme gerekse asıl sözleşme uyarınca işbu çeklerin distribütörlük sözleşmesi için davalıya verildiğinin kabulü gerekir. Aynı hesaba ait 05.04.2006 vadeli, 3859993 nolu 8.350 TL bedelli çek sureti dosya içerisinde bulunmadığından, işbu çekin distrübütörlük sözleşmesi uyarınca davalıya verildiği ispat edilememiştir. Bu durumda, sözleşmenin yürürlükte kaldığı süre boyunca davacının sözleşmeden elde ettiği menfaat tespit edilerek, bu bedelin sözleşme uyarınca davalı şirkete verildiği ispat edilen çeklerin toplam bedelinden mahsubu ile artan miktarın tazminat olarak davacıya iadesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde tazminat isteminin reddine karar verilmesi isabetli olmamış olup, kararın bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile, kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 21/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.