16. Hukuk Dairesi 2016/12773 E. , 2019/2780 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen 16.04.2019 gün ve saatte temyiz eden ... vd. vekili Avukat ... ... ile aleyhine temyiz istenilen ... vekili Avukat ...geldiler. Gelenlerin yüzlerine karşı duruşmaya başlandı. Tarafların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; "davacılar ..., ... ve ..."in, miktar fazlası olarak ... adına tescil edilen ve imar uygulaması sonucu 2030 parsel numarasını alan taşınmazın tapu kaydının iptali ile adlarına tescili için dava açtıkları, mahkemece bozma öncesi verilen 22.11.1995 tarih, 1992/631 Esas, 1995/693 Karar sayılı ilk hükümle davacı ..."in davasının usulden reddine, davacılar ... ve ..."in davasının kısmen kabulü ile 2030 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 216 metrekare yüzölçümündeki bölümünün davacı ..., (C) harfi ile gösterilen 231 metrekare yüzölçümündeki bölümünün davacı ... adına tapuya tesciline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verildiği, hükmün davacılar vekili ile davalı ... vekilince temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 27.03.1996 tarih, 1996/3094-3512 Esas-Karar sayılı ilamı ile davacıların temyiz itirazlarının reddine, ancak davalı Hazinenin temyizi yönünden kıyı kenar çizgisi belirlemesinin yapılması ve kıyı kenar çizgisi dışında kaldığı saptanan taşınmazların niteliğinin jeolog bilirkişi marifetiyle tespit edilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulduğu, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulü ile 2030 parsel sayılı taşınmazın ek fen bilirkişi raporundaki (A) harfi ile gösterilen 279,65 metrekare yüzölçümündeki bölümünün davacı ..., (B) harfi ile gösterilen 262,56 metrekare yüzölçümündeki bölümünün davacı ..., (C) harfi ile gösterilen 284,40 metrekare, (D1) harfi ile gösterilen 209,46 metrekare ve (D2) harfi ile gösterilen 454,74 metrekare yüzölçümündeki bölümlerinin davacı ... ... adına tapuya tesciline karar verilmiş ise de, varılan sonucun dosya kapsamına uygun düşmediği gibi yapılan inceleme ve araştırmanın da hüküm vermeye yeterli bulunmadığı, mahkemece Yargıtay bozma ilamına uyulduğuna göre, bozma ilamında işaret edilen hususların eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerektiği, bozma ilamına uyulmakla, taraflar yararına usuli müktesep hak oluştuğu, hükmüne uyulan bozma ilamında; davacıların temyiz itirazları açıkça reddedildiğine göre, temyize konu son hükümle, ilk hükümde davası reddedilen davacı ... adına tescile karar verilmesi ve diğer davacılar ... ile ... ..."a ilk hükümle verilen taşınmaz miktarından fazla taşınmaz verilerek reddi kesinleşen taşınmaz bölümleri hakkında yeniden davacılar lehine hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, reddi kesinleşen bölümlerin dışında kalan ilk hükme esas fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 216 metrekare yüzölçümündeki ve (C) harfi ile gösterilen 231 metrekare yüzölçümündeki bölüm üzerinde davacılar lehine kazandırıcı zamanaşımı ile taşınmaz edinme koşullarının oluşup oluşmadığı yönünde yapılan araştırmanın da yetersiz olduğu, bozma ilamında bu bölümlerin kıyı kenar çizgisi dışında kaldığı saptansa bile kumluk, taşlık gibi devletin hüküm ve tasarrufu altında yerlerden olup olmadığının başka bir ifade ile bu bölümlerin toprak niteliğinin saptanarak özel mülke konu olup olamayacağının tespit edilmesi gerektiği belirtilmesine karşın bu yönde bir araştırma yapılmadığı gibi son hükümle davacılara verilen bölümler içinde kaldığı anlaşılan taşınmaz bölümleri için 27.10.1997 tarihli keşif neticesi alınan 24.11.1997 tarihli zirai bilirkişi raporunda kıyı kenar çizgisinin güneyinde kalan alanın taşlık karakterde olup sonradan üzerine dolgu toprağı dökülerek üzerinde bitki yetiştirmeye elverişli hale getirildiğinin açıklandığı, hal böyle olunca; sağlıklı sonuca varılabilmesi için bozma ilamı ile taraflar yararına oluşmuş usuli müktesep haklar gözetilerek, bozma ilamı ile kesinleşen bölümlerin dışında kalan ve ilk hükme esas fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 216 metrekare yüzölçümündeki bölüm ve (C) harfi ile gösterilen 231 metrekare yüzölçümündeki bölüm için taşınmaz başında fen bilirkişi, 3 kişilik zirai bilirkişi kurulu ve 3 kişilik jeolog bilirkişi kurulu ile yeniden keşif yapılması, keşif sırasında dinlenilecek davada yararı bulunmayan yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından, taşınmazların öncesinin ne olduğu, taşınmaz üzerinde zilyetliğin bulunup bulunmadığı, varsa hangi tarihte ve ne zaman başladığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması, ziraatçi bilirkişi ve jeolog bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmaz bölümlerinin niteliği ve kullanım durumu hususunda rapor alınması ve toplanan ve toplanacak olan tüm deliller birlikte değerlendirilerek belirtilen bölümler üzerinde davacı ... ve ... ... lehine kazandırıcı zamanaşımı ile taşınmaz edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği saptanması" gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulü ile, çekişmeli 2030 parsel (yeni: 350 ada 9 parsel) sayılı taşınmazın 10.02.2016 tarihli bilirkişi kurulu raporu ve ekindeki 15.01.2016 tarihinde belirlenen kıyı kenar çizgisine göre belirlenen krokiye göre (A-1) harfi ile gösterilen 20.62 metrekarelik kısmın kıyı olarak terkinine, (A-2) harfi ile gösterilen 259,03 metrekarelik bölümün tapu kaydının iptali ile davacı ... adına, (B) harfi ile gösterilen 262,56 metrekarelik bölümün davacı ... adına, (C) harfi ile gösterilen 284,40 metrekarelik ve (D) harfi ile gösterilen 664,20 metrekarelik bölümün davacı ... adına tapuya tesciline, karara jeolog bilirkişi kurulunun 10.02.2016 tarihli raporu ve ekindeki 15.01.2016 tarihinde kıyı kenar çizgisine göre belirlenen kroki ile fen bilirkişisi ..."nin 18.01.2016 tarihli raporunun eklenmesine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, bozma ilamına uyulmakla, taraflar yararına usuli müktesep hak oluşur. Bu hakkın zedelenmemesi için bozma gereklerinin yerine getirilmesi zaruridir. Mahkemece verilen 19.03.2013 tarihli kararın temyizi üzerine yukarıda anılan Dairemizin 03.03.2015 tarih 2014/15209–2015/1577 Esas ve Karar sayılı bozma ilamının içeriğinde açıkça belirtildiği üzere; Mahkemece 22.11.1995 tarihli hükümle davacıların fen bilirkişi raporunda (B) ve (D) bölümlerine yönelik davalarının reddine, (A) ve (C) bölümleri yönüyle kabulüne karar verilmiş, ... ve davacıların temyizi üzerine 1. Hukuk Dairesi"nin 27.03.1996 tarih, 1996/3094-3512 Esas ve Karar sayılı ilamıyla davacıların temyiz itirazlarının reddine, ... yönüyle ise kıyı-kenar çizgisinin belirlenmesi için araştırma ve incelemeye yönelik olarak bozulmuştur. Diğer bir anlatımla (B) ve (D) bölümleri hakkında davanın reddine dair verilen kararın kesinleşmiş olduğunun ve bundan sonra yargılamanın (A) ve (C) bölümlerine yönelik devam ettiğinin kabulü gerekir. Bozma ilamları gereğince yapılan araştırma ve inceleme sonucunda (A) (20.82 metrekarelik kısmı dışında) ve (C) bölümlerinin kıyı kenar çizgisi dışında kaldığı, davacılar ... lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu anlaşılmakla davalı Hazinenin bu yöne ilişen temyiz itirazları yerinde değildir. Ne var ki, Yargıtay 1. Hukuk Dairesi"nin bozma ilamı uyarınca taraflar arasında oluşan usuli kazanılmış haklar gözetilmek suretiyle ilk fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümün 216 metrekare ve (C) harfi ile gösterilen bölümün 231 metrekare olarak belirlenmiş olması karşısında davacılar ... adına ancak bu yüzölçümlerle tesciline karar verilebileceğinden taşınmazda geri kalan kısımlarının davalı ... üzerinde bırakılması gerekirken, (A) ve (B) bölümlerinin daha fazla yüzölçümlü olarak davacılar adına tesciline karar verilerek davalı ... aleyhine durum yaratılması isabetsiz olduğu gibi kabule göre de, davada taraf sıfatı bulunmayan ... adına tescil hükmünün kurulması dahi isabetsizdir. Hal böyle olunca, dosyanın fen bilirkişisine tevdii edilerek, mahkemenin 1995 tarihli hükmüne esas alınan fen bilirkişisi tarafından düzenlenen rapor dikkate alınmak suretiyle, bu raporda (A) harfi ile gösterilen 216 metrekare yüzölçümündeki bölüm ve (C) harfi ile gösterilen 231 metrekare yüzölçümündeki bölümün ve eldeki temyize konu hükme esas alınan jeolog bilirkişi raporunda kıyı kenar çizgisi içinde kaldığı işaret edilen ve (A-1) ile gösterilen 20.62 metrekare yüzölçümündeki bölümü ile çekişmeli taşınmazın geri kalan bölümlerini gösterir şekilde infaza uygun ek rapor alınmalı ve alınacak rapor doğrultusunda 216 metrekare yüzölçümlü (A) bölümünün davacı ..., 231 metrekare yüzölçümlü (C) bölümünün davacı ... adına tesciline, 20.62 metrekare yüzölçümündeki bölümün kıyı-kenar çizgisi içinde kaldığından tescil harici bırakılmasına ve taşınmazın geri kalan bölümlerinin de ... üzerinde bırakılmasına karar verilmelidir. Mahkemece bozma ilamları sonucu oluşan usuli kazanılmış haklar gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı ... vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve yasaya aykırı hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacılara iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
16.04.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.