Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/11260
Karar No: 2019/991
Karar Tarihi: 06.02.2019

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/11260 Esas 2019/991 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, davalı olan kişiye karşı tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır. Davacı, öncesinde aldığı taşınmazın borcunun ödenmemesi nedeniyle banka tarafından satışa çıkarılması üzerine kendisi ve eşinin ihaleye girememesi sonucu davalının aynı bankadan kredi kullanarak malik olduğunu iddia etmiştir. Davalı ise taşınmazı peşinatla satın aldığını savunmuştur. Mahkeme, davacının yeterli delil sunamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak Yargıtay, davacının sunmuş olduğu banka dekontları, sigorta poliçeleri ve çeklerin yazılı delil kabul edilerek diğer delillerle birleştirilerek ödemenin tamamının yapıldığı hususunda karara varılması gerektiğini belirtmiştir. Bu nedenle, asıl dava yeniden incelenmek üzere bozulmuştur.
Kanun Maddeleri: 6100 sayılı HMK'nın 202. maddesi.
14. Hukuk Dairesi         2016/11260 E.  ,  2019/991 K.

    "İçtihat Metni"

    14. Hukuk Dairesi
    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 16.04.2014 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, birleştirilen davada 30.09.2013 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine, birleştirilen davanın kabulüne dair verilen 23.11.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı- birleştirilen davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    _ K A R A R _

    Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
    06.02.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    KARŞI OY

    Davacı ..., 602 parsel A7 blok 6 kat 26 ve 27 No’lu bağımsız bölüm maliki olan davalı aleyhine inançlı işlem hukuksal sebebine dayalı tapu iptal tescil istemiyle eldeki davayı açmıştır.
    Davacı, öncesinde konut kredisi kullanarak aldığı taşınmazın borcunun ödenmemesi üzerine banka tarafından icra yoluyla geri alındığını bilahare banka tarafından satışa çıkarılması üzerine kendisi ve eşinin ihaleye girememesi nedeniyle davalı adına ihaleye girilerek aldığını ve davalının da aynı bankadan kredi kullanarak malik olduğunu, 24.500,00TL’sinin peşin kalanın krediyle alındığını peşinatın kendisinin ödediğini açıklamıştır.
    Yargısal kararlarda inançlı işlem, inanılan tarafın elde ettiği hakkı, taraflarca güdülen amaç sona erdikten veya belirli bir süre geçtikten sonra inanana veya üçüncü kişiye devretme taahhüdünü içeren bir anlaşma olarak tarif edilmiştir (HGK, 13.05.1992 gün ve 1992/14-249 Esas, 1992/323 Karar).
    İnançlı işlem, kazandırmayı yapan kişiye yani inanana belirli şartlar gerçekleşince, kazandırmanın iadesini isteme hakkı sağlayan bir sözleşmedir. Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde bunun dava yoluyla hükmen yerine getirilmesi istenebilir. İnanç sözleşmesi, 05.02.1947 tarihli ve 20/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca ancak, yazılı delille kanıtlanabilir. Bu yazılı delil, tarafların getirecekleri ve onların imzalarını taşıyan bir belge olmalıdır. Açıklanan nitelikte bir yazılı delil bulunmasa da, yanlar arasındaki uyuşmazlığın tümünü kanıtlamaya yeterli sayılmamakla beraber bunun vukuuna delalet edecek karşı tarafın elinden çıkmış (inanılan tarafından el ile yazılmış fakat imzalanmamış olan bir senet veya mektup, daktilo veya bilgisayarla yazılmış olmakla birlikte inanılanın parafını taşıyan belge, usulüne uygun onanmamış parmak izli veya mühürlü senetler gibi) “delil başlangıcı” niteliğinde bir belge varsa 6100 sayılı HMK’nin 202. maddesi uyarınca inanç sözleşmesi “tanık” dahil her türlü delille ispat edilebilir.
    Davacı, 09.02.2010 tarihli 9500TL ve 15.000TL bedelli 2 adet banka dekontuna, 20.08.2010, 20.09.2010, 20.10.2010 keşide tarihli toplamı 140.000TL meblağlı 3 adet çeke, banka kredi ödeme ekstesine, konut kredisi sigorta poliçelerine dayanmış 2012 yılı Ocak ayına kadarki taksit ödemelerini kendisi yaptığını, kalan bedele mahsuben de ortak muristen kalan bazı mülklerin karşı tarafa bırakıldığını savunmuştur.
    Mahkeme, çeklerin sebepten mücerret olması ve başkaca yazılı delil ibraz edilemediği gerekçesi ile davanın reddine karar vermiştir.
    Davalı, davaya konu taşınmazı 19.02.2010 tarihinde 24.500TL peşin bakiyesi ise konut kredisi kullandırılarak dava dışı bankadan satın almıştır.
    Davacı ve davalı kardeştir.
    Davacı ve eşinin 09.02.2010 tarihli aynı bankaya “%5 peşinat” ve “bloke paralar” açıklaması içeren toplamı 24.500TL olan ödeme dekontları dosyaya mübrezdir.
    3 adet çekin davacı tarafından davalıya keşide edildiği de uyuşmazlık konusu değildir. Davacının aralarındaki davaya konu hukuksal ilişkinin sebebi olarak göstermesi karşısında davalının sebepten mücerret savunmasına itibar edilemez. Keza çeklerin keşide tarihi ve miktarları itibariyle taraflar arasındaki inançlı işlem dışında başkaca bir ilişkiye ait olduğu konusunda ispat yükü davalıladır. Davalıya sebebi açıklaması ve ispatlaması için süre verilmelidir.
    Davacının dayandığı banka dekontları, sigorta policesi ve çekler yazılı delil kabul edilerek diğer dellilerle birlikte davacının inançlı işlemi ispatladığı kabul edilerek ödemenin tamamının yapılıp yapılmadığı hususunda diğer taraf delilleri de araştırılarak sonuca göre karar vermesi gerekirken asıl davanın reddine ilişkin kararın bozulması gerektiği gerekçesi ile sayın çoğunluğun onama düşüncesine iştirak edemiyorum.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi