11. Hukuk Dairesi 2018/4822 E. , 2019/6517 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 12/04/2016 tarih ve 2010/46-2016/89 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekil; müvekkili şirketin, “ZARA” markasını bal ve çeşitli emtia için kullanılmak üzere 99-005548 tescil numarası ile tescil ettirdiğini, dava dışı Zara Kaymakamlığı Köylere Hizmet Götürme Birliği’nin 27.06.2003 tarihinde ZARA BALI ibareli coğrafi işaret tescil başvurusunda bulunduğunu, coğrafi işaret tescil başvurusuna itirazın reddedildiğini, itiraz süresi tamamlanmadan coğrafi işaretin belgelendirme (tescil) işleminin yapıldığını, kurumun coğrafi işaret tescil başvurusu için Ege ve Hacettepe Üniversitesine göderilen yazılara cevaben, ZARA BALI ibareli coğrafi işaret tescil başvurusunun uygun olmayacağı bildirildiği, kurumun böyle bir kuşkulu işleme sebebiyet vermesinin müvekkilini telafisi imkansız zararlara soktuğunu, bu kararın hukuku yanlış değerlendirme ile değil, hukuk dışı etkenlerle alındığını, coğrafi işaret tescil başvurusunun tesciline ilişkin kararın hükümsüzlüğüne ilişkin dava açıldığını ve davanın halen devam ettiğini, müvekkilinin ZARA markasını aldıktan sonra bu markaya yatırım yaparak markayı kitlelere tanıttığını, bu marka nedeniyle onlarca insanın istihdam edildiği fabrika kurduğunu, ZARA markası ile bayilikler oluşturduğunu, müvekkilinin tanıtım ve oluşum için 2 milyon TL’ye yakın para harcadığını, müvekkilinin söz konusu markayı 11.05.1999 tarihinde tescil ettirmiş olsa bile fiilen 15 yılı aşkın süredir bu markayı kullandığını, çoğrafi işaret başvurusundaki amacın müvekkilinin ticari markasını elinden almak, emek ve para harcanarak kitlelere tanıttığı marka ile ticaret yapmak olduğunu, davalının bu kararı verirkenmüvekkilinin menfaatlerini hiçe saydığını, müvekkili şirketin ticari itibarını ve manevi şahsiyetini ayaklar altına aldığını, davalı TPMK’nın, haksız tescil işlemi ile müvekkili şirketin oluşturduğu pazardan müvekkili şirketin rakiplerinin haksız olarak yararlandığını, müvekkili şirketin ticari itibarına zarar verildiğini ifade ederek, fazlaya ilişkin talep, dava ve faiz hakları saklı kalmak kaydıyla; şimdilik 400.000.- TL maddi ve 400.000.- TL manevi olmak üzere toplam 800.000.- TL tazminatın ilk dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; başvuru ile ilgili alınan kararların hukuka, yasaya ve usule uygun olarak alındığını, herhangi bir isabetsizlik bulunmadığını, daha sonra verilen hükümsüzlük kararının davacının tazminat taleplerini haklı göstermeyeceğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; davalının coğrafi işaretle ilgili tescil işlemlerini 555 sayılı KHK ve uygulamaya dair yönetmelik hükümleri doğrultusunda yerine getirdiği, işlemleri yürütürken TPMK elemanlarının taraflı davrandığı, davacıyı zarara sokmak amacıyla ve kasten hareket ederek davacıya zarar verdikleri husunun ispat olunamadığı, davacının coğrafi işaret tescilinden dolayı zarara uğradığını da ispat edemediği, zarar var ise söz konusu zararın bizzat coğrafi işaret tescilinden kaynaklandığının ispat edilemediği, YİDK kararı alınacağının 555 sayılı KHK ve yönetmelikte açıkça belirtilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 21/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.