Abaküs Yazılım
6. Daire
Esas No: 2020/4518
Karar No: 2021/11245
Karar Tarihi: 12.10.2021

Danıştay 6. Daire 2020/4518 Esas 2021/11245 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2020/4518
Karar No : 2021/11245


DAVACILAR : 1- … Mobilya Sanayi Ticaret A. Ş.
2- … Gayrımenkul Yatırımları A. Ş.
VEKİLLERİ : Av. …

DAVALILAR : 1- …
2- … Bakanlığı - …
VEKİLLERİ : Av. …

MÜDAHİLLER (DAVALI YANINDA): 1- … Bank A. Ş
VEKİLİ : Av. …
2- … Yatırım Ortaklığı A. Ş.
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : İstanbul İli, Ümraniye İlçesi, … sınırları içerisinde yer alan … ada, … parsel sayılı taşınmazın “İstanbul Uluslararası Finans Merkezi”nin tamamlanması amacıyla tapuda Türkiye Varlık Fonu Yönetimi A.Ş. adına tescil edilmek üzere Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi uyarınca acele kamulaştırılmasına ilişkin 21/04/2020 tarih ve 31106 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 20/04/2020 tarih ve 2444 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının iptali istenilmektedir.

DAVACILARIN İDDİALARI : Davacılar tarafından, taşınmazın 2011 yılında TOKİ’den satın alındığı, resmi açıklama ve kamuoyuna duyurulan belgelere göre “İstanbul Finans Merkezi”nin bir kamu projesi olarak lanse edilmediği, özel mülkiyet rejimine tabi olduğu, yabancı yatırımcılar için cazibe merkezi olmasının hedeflendiği, özel hukuk kişilerinin bu merkezde mülkiyet hakkı sıfatıyla yer alabilmelerinin “eşyanın tabiatı gereği” olduğu, davacıların taşınmazı yatırımın tamamen özel kesim tarafından yapılacağına ve işletileceği inancı ile yatırım amacıyla satın aldığı, Türkiye’nin taraf olduğu “Türkiye Cumhuriyeti ile Belçika-Lüksemburg Ekonomik Birliği Arasında Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması Anlaşması”nın 4. maddesine göre ülkelerin ilke olarak birbirlerinin gerçek ve özel hukuk tüzel kişileri hakkında kamulaştırma yapmama üzerinde uzlaştıkları, 4875 sayılı Doğrudan Yabancı Yatırımları Kanunun 3. maddesine göre kamu yararı gerektirmedikçe yabancılara ait taşınmazların kamulaştırılamayacağı, taşınmaz imar planında tamamen özel mülkiyet rejimi içinde iken kamulaştırma yapıldığı, … Gayrimenkul Yatırımları A. Ş.’nin hisselerinin tamamının …'ye ait olduğu, … Mobilya Sanayi Ticaret A.Ş.'nin hisselerinin tamamının ise … Gayrimenkul Yatırımları A. Ş.'ye ait olduğu, taşınmaz adına tescil edilecek olan Türkiye Varlık Fonunun kamu tüzel kişisi olmadığı ve kamu hizmeti alanında faaliyette de bulunmadığından kamulaştırma işlemlerinin kapsamı dışında olduğu, Türkiye Varlık Fonunun 6471 sayılı Kanun uyarınca özel hukuk hükümlerine tabi olarak kurulmuş bir sermaye şirketi olduğu, yani Türk Ticaret Kanununa göre tacir olduğu, ticari faaliyet göstermek üzere kurulduğu, kamu hizmeti görmesi için kurulmadığı, ortada acelecilik halinin bulunmadığı ve ölçülülük ilkesinin ihlal edildiği ileri sürülmüştür.

DAVALILARIN SAVUNMASI : Davalılar tarafından, projede bulunan paydaş parsellerdeki yapıların tam faaliyete geçebilmesi için çevre yolların bitirilmesinin gerektiği, ancak altyapının geçeceği bu yol imalatının yapılabilmesi için yolların bir tarafının bodrum kat perdelerine dayanması nedeniyle projede yer alan paydaşların tamamı tarafından binaların podyum katına kadar olan yedi katlı bodrum katının bitirilmesinin teknik anlamda zorunlu olduğu, paydaşlardan birisinin binasını yapmaması durumunda proje bütünlüğünün bozulacağı, projenin tamamı bitirilinceye kadar “İstanbul Uluslararası Finans Merkezi” projesinin tasarımına uygun olarak faaliyete geçemeyeceği, bu durumun diğer paydaşların ve ihale edilmiş olan alanlardaki inşaat firmalarının zararına sebebiyet vereceği, proje geneli Ağustos 2020 itibarıyla kümülatif iş ilerlemesinin % 36,97 olduğu, davacılar tarafından projeye hiç başlanılmadığı ve projede yer alan diğer paydaşlara nazaran çok geride kalındığı, davacı tarafından projenin gecikmesine sebebiyet verildiği, davaya konu alanın etrafının yapılaşmış olması sebebiyle kot olarak çok alçakta kalan alanın proje sahası ve çevresinde çalışma güvenliğini tehlikeye attığı, Ülke ve kamu yararına karar veren Devlet Planlama Teşkilatı’nın “Finans Merkezi Strateji Eylem Planı" ve Bakanlar Kurulu tarafından alınan kararlar doğrultusunda onaylanan büyük kamu yatırımlarının inşai anlamda başlamasına yön veren ve Uluslararası alanda prestij projesi olan projenin %2,68’lik kısmını oluşturan dava konusu parselin, projenin hayata geçirilmesinde büyük bir engel teşkil ettiği, İstanbul Finans Merkezinin Ülkemiz açısından stratejik bir proje olduğu ve daha fazla gecikmesinin kamu açısından ciddi zarara sebebiyet vereceği, Ülkemizde finans merkezi oluşturulamadığından büyük yatırımcıların yurtdışındaki başka merkezlere yöneldiği, projenin paydaşları arasında Merkez Bankası, BDDK, SPK ve üç kamu bankasının bulunduğu, Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi, Türkiye Varlık Fonu, Merkez Bankası, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı, TOKİ ve ilgili diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından mevzuat ve alt yapı çalışmalarının yürütüldüğü, bu hususların İstanbul Finans merkezi Projesi’nin bir kamu projesi olduğu gösterdiği, proje alanında özel mülkiyete tabi toplam alanın % 3’ten az olduğu, söz konusu projenin kilitlenmesi ve atıl olarak durması, BDDK, SPK gibi kamu kuruluşlarının zarar görmesi, global ölçekte Ülkemizin zarar görmesine sebebiyet verdiğinden anılan projeye kamu müdahalesine kaçınılmaz hale getirdiği, projeye son bir yıl içerisinde Türkiye Varlık Fonu tarafından 3 milyar TL yatırım yapıldığı, projenin bir bütün olarak ilerlemesi ve tamamlanması gerektiği, inşaat tekniği bakımından herhangi bir kısmının belli bir aşamaya kadar tamamlanmaması diğer projelerinde ilerlemesini ve tamamlanmasını engellediği, dava konusu parselin proje alanının tam ortasında kaldığı ve taşınmaz üzerinde yüklü ipotek ve hacizlerin yer aldığı, proje ile yurt dışına bağımlılığın azaltılmasının, bankacılık dışı finansal yapının güçlendirilmesinin, cari açığın önüne geçilmesinin amaçlandığı, şirket hissedarlarının Türk vatandaşı olduğu gerçeği karşısında davacı şirketlere yabancı sermayeli yatırımcı denilmesinin mümkün olmadığı ve dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI …'IN DÜŞÜNCESİ : Dava, İstanbul İli, Ümraniye İlçesi, … sınırları içerisinde yer alan ... ada, ... parsel sayılı taşınmazın “İstanbul Uluslararası Finans Merkezi”nin tamamlanması amacıyla tapuda Türkiye Varlık Fonu Yönetimi A.Ş. adına tescil edilmek üzere Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi uyarınca acele kamulaştırılmasına ilişkin 21/04/2020 tarih ve 31106 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 20/04/2020 tarih ve 2444 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının iptali istemiyle açılmıştır.
Anayasa'nın 13. ve 35. madde hükümleri uyarınca mülkiyet hakkının kamu yararı amacıyla Anayasa'ya uygun olarak yasayla sınırlandırılması mümkündür. Ancak buna ilişkin düzenlemeler öncelikle kamu yararına dayanmalıdır.Ülkemizin taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin Ek 1 Nolu Protokolüyle de mülkiyet hakkı bir insan hakkı olarak kabul edilmiş ve bu hakkın orantılılık ilkesi çerçevesinde kamu yararı gözetilerek sınırlandırılabileceği ifade edilmiştir. Buna göre, bir taşınmaz üzerindeki mülkiyet hakkının kamulaştırma yolu ile kaldırılması (mülkiyetin el değiştirmesi) kamu yararının karşılanması zorunluluğunun özel mülkiyet hakkının korunmasından üstün tutulması şartına bağlıdır. Bu çerçevede, 2942 sayılı Yasanın 27. maddesi incelendiğinde, kamulaştırma işlemlerinde öngörülen yöntemlerin bir kısmının uygulanmayarak taşınmaza acele el konulabilmesi yolu istisnai olarak başvurulabilecek bir yöntem olarak düzenlendiğinden, madde hükmü ile üç durumda acele kamulaştırma yolu ile taşınmaza el konulmasına olanak tanınmıştır. Bu koşullardan ikisi Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanununun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacına veya özel kanunlarda öngörülen olağanüstü durumlarda gerekli olması halleri şeklinde açıkça sayılmak suretiyle üstün kamu yararının ve kamu düzeninin korunmasının gerçekleştirilmesi amacıyla acele kamulaştırma yoluna gidilebileceği belirtilmiştir. Bu kapsamda üçüncü koşul olan aceleliğine Bakanlar Kurulunca karar verilebilmesi için de kamu yararı ve kamu düzenine ilişkin olma halinin maddede yer alan diğer iki koşula paralel nitelik taşıması gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, Yüksek Planlama kurulunun … tarih, … sayılı kararı ile kabul edilen "İstanbul Finans Merkezi Strateji Belgesi"yle İstanbul İlinin finans merkezi kabul edildiği, 22.08.2011 tarih, 2011/2163 sayılı bakanlar Kurulu kararı ile İstanbul İli, Ataşehir ve Ümraniye sınırları içerisindeki alanın, İstanbul Ataşehir Finans Merkezi Strateji Belgesinin "Fiziksel Alt Yapının İyileştirilmesi" başlıklı bölümde belirtilen kriterlere uygun hale getirilmesi amacıyla Çevre ve şehircilik Bakanlığının görevlendirildiği, İstanbul Finans Merkezi 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planının Bakanlıkça 19.06.2012 tarihinde onaylandığı, 16.12.2011 tarihli Bakanlar Kurulu toplantısında proje taslakları üzerinde anlaşmaya varılarak, 24.04.2012 tarihinde "İstanbul Ataşehir Finans Merkezi Mutabakat ve Protokol Metni" nin taraflarca imzalandığı, ortak alt yapı işlerinin yürütücüsü olarak … A.Ş. görevlendirildiği, şubat 2018 tarihi itibariyle alandaki işin % 5'lik kısmının tamamlandığı, Eylül 2020 tarihi itibariyle alandaki ortak alt yapı işinin ilerleme oranının % 16.90 olduğu, dava konusu parsele ilişkin mimari ön projenin 23.10.2015 tarihli Estetik Kurul kararı ile şartlı olarak onaylandığı, projenin tamamlanmaması üzerine Maliye Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Sermaye Piyasası Kurulu, Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş. ve Türkiye Varlık Fonu Yönetimi A.Ş. arasında İstanbul Finans Merkezi kapsamında yer alan vaziyet planında tanımlı olan BBDK, SPK, ... Gayrimenkul Yatırımları, … Mobilya Sanayi Ticaret A.Ş. Ve özel proje ve rekreasyon parsellerine ilişkin yürütülecek iş ve işlemlerin tamamlanması, tarafların hak ve yükümlülüklerinin belirlenmesi amacıyla 24.09.2019 tarihli protokol imzalandığı, İstanbul Uluslararası Finans Merkezi projesi geneli Ağustos 2020 itibariyle kümülatif iş ilerlemesinin %36,97 olduğu, dava konusu alana ilişkin inşaat ilerlemesinin %0.00 olduğu, dava konusu alanın İstanbul Uluslararası Finans Merkezi Projesinin %2,68 lik kısmını oluşturduğu, Türkiye Varlık Fonunun 30.03.2020 tarihli yazısıyla 24.09.2019 tarihinde imzalanan protokol kapsamında projenin bitirilebilmesi için öngörülen tarihin 2021 yılı sonu olarak belirlendiği, İstanbul Uluslararası Finans Merkezi içerisinde yer alan ... ada, ... sayılı özel mülkiyete ait parselde herhangi bir inşai faaliyet bulunmadığı, parselin üzerinde çok sayıda ipotek ve haciz olduğu, parsel sahiplerinin kokordato talebiyle mahkemeye başvurdukları, söz konu parselin proje kapsamına dahil edilmemesi durumunda ciddi gecikmeler yaşanacağı, proje bütünlüğünün bozulacağı, proje faaliyete geçtikten sonra bu bölgede inşaat yapılmasının imkansız hale gelmesi nedeniyle anılan parselin 2492 sayılı Kanunun 27. Maddesi uyarınca acele kamulaştırılmasının istenildiği, tapuda Türkiye Varlık Fonu Yönetimi A.Ş. adına tescil edilmek üzere Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 2942 sayılı Kanunun 27. maddesi uyarınca acele kamulaştırılmasına ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Cumhurbaşkanlığı İdari işler Başkanlığına gönderdiği … tarih … sayılı yazısı üzerine dava konusu kararın tesis edildiği anlaşılmaktadır.
6741 sayılı Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketinin Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 1. Maddesinde; Kanunun amacının sermaye piyasalarında araç çeşitliliği ve derinliğine katkı sağlamak, yurt içinde kamuya ait olan varlıkları ekonomiye kazandırmak, dış kaynak temin etmek, stratejik, büyük ölçekli yatırımlara iştirak etmek için Türkiye Varlık Fonu ve bu fona bağlı alt fonları kurmak ve yönetmek üzere Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketinin (Şirket) kurulması, yönetimi ve faaliyetlerine ilişkin esasları düzenlemek olduğu belirtilmiş, Kanun’un 2. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca Cumhurbaşkanlığına bağlı, ana faaliyet konusu bu Kanun’la belirtilen Türkiye Varlık Fonu ve alt fonların kurulması ve yönetimi olan, profesyonel yönetim ilkelerine göre yönetilen, özel hukuk hükümlerine tabi Şirket kurulmuş; maddenin (3) numaralı fıkrasında da Şirketin stratejik yatırım planında belirtilen hedefler ile likidite, yatırım, risk ve getiri tercihlerini dikkate alarak yerli ve yabancı şirketlerin paylarının, Türkiye’de ve yurt dışında kurulan ihraççılara ait payların ve borçlanma araçlarının, kıymetli madenler ve emtiaya dayalı olarak ihraç edilen sermaye piyasası araçlarının, fon katılma paylarının, türev araçlarının, kira sertifikalarının, gayrimenkul sertifikalarının, özel tasarlanmış yabancı yatırım araçlarının ve diğer araçların alım satımını, her türlü para piyasası işlemlerini, gayrimenkul ve gayrimenkule dayalı haklar ile her türlü gayrimaddi hakların değerlendirilmesini; her türlü proje geliştirme, projeye dayalı kaynak yaratma, dış proje kredisi sağlama ve diğer yöntemlerle kaynak temini işlemlerini ve her türlü ticari ve finansal faaliyetleri, ulusal ve uluslararası birincil ve ikincil piyasalarda gerçekleştireceği ve Şirket tarafından ulusal yatırımlar ile uluslararası alanlarda diğer devletler ve/veya yabancı şirketlerce yapılacak yatırımlara iştirak edilebileceği belirtilmiş; Anayasa Mahkemesinin 18.01.2018 tarih, E:2016/180, K:2018/4 sayılı kararı ile de Türkiye Varlık Fonu, Anayasa’nın 165. maddesi içinde sayılan bir kamu kuruluşu olarak kabul edilmiştir.
İncelenen davada, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığının birlikte yürüttüğü İstanbul Finans Merkezi Projesindeki 1,3 milyon m2 büyüklüğündeki kullanılabilir alanın 465 bin m2'lik kısmının 1 milyar 670 milyon TL karşılığında Türkiye Varlık Fonu tarafından devralındığı, İstanbul Finans Merkezinde doğrudan veya dolaylı olarak kamuya ait olan taşınmazların toplam alanın % 97'sini oluşturduğu, İstanbul Finans Merkezi projesinde bodrum katlar ve podyum katında bulunan shopmixlerin paydaşlar arasında bütünlüğü sağladığı, paydaşlardan birinin binasını yapmaması durumunda proje kapsamındaki bütünlüğün bozulacağı ve projenin tamamı bitirilinceye kadar İstanbul Uluslararası Finans Merkezi faaliyete geçemeyeceği, ayrıca alt yapının geçeceği yolların yapılabilmesi için yolların bir tarafının bodrum kat perdelerine dayanması nedeniyle projede yer alan paydaşların hepsinin binalarının podyum katına kadar olan yedi katlı bodrum katının bitirilmesinin teknik olarak zorunlu olduğu, İstanbul Finans Merkezi Projesi geneli Ağustos 2020 itibariyle kümülatif iş ilerlemesinin %36,97 olduğu, dava konusu alana ilişkin inşaat ilerlemesinin %0.00 olduğu, davacı şirketlerin mali durumlarının zora girmesi nedeniyle yaptıkları konkordato talebinin … Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih, E:…, K:… sayılı kararıyla reddedildiği, anılan kararın … Bölge Adliye Mahkemesi ... Hukuk Dairesinin … tarih, E:…, K:… sayılı kararıyla kaldırılarak davacılara İcra iflas Kanunun 289/3. Maddesi uyarınca 1 yıllık kesin mühlet verildiği, davacıların mali yönden acze düşmesi nedeniyle inşaata başlanamaması durumunun Ülkemizin temel stratejik hedeflerinden olan finans birikimine yönelik tasarlanmış, kamu yatırımı niteliğinde olan İstanbul Finans Merkezi Projesinin hayata geçirilmesine engel teşkil ettiği gerekçesiyle dava konusu kararın alındığı anlaşılmakta olup, olayda 2942 sayılı Yasanın 27. maddesinin uygulanabilmesi için gerekli olan acelecilik koşulunun ve bu yönteme başvurulması ile amaçlanan kamu yararının bulunduğu sonucuna varıldığından, dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddine karar verilmesi gerektiği, düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Davacılardan … Gayrimenkul Yatırımları A. Ş.’nin hisselerinin tamamı …'ye, davacılardan … Mobilya Sanayi Ticaret A.Ş.'nin hisselerinin tamamı ise … Gayrimenkul Yatırımları A. Ş.'ye ait bulunmaktadır.
Davaya konu parsel, davacılar tarafından 24/05/2011 tarihinde TOKİ'den satın alınmış ve 25/12/2012 tarihinde tapuda intikal yapılmıştır.
2017-2013 yıllarını kapsayan 9. Kalkınma Planında İstanbul Uluslararası Finans Merkezi Eylem Planına yer verilmiştir.
02/10/2009 tarih ve 27364 Resmi Gazete'de, … tarih … nolu Yüksek Planlama Kurulu Kararı ile İstanbul'un finans merkezi ilan edilmesine yönelik olarak hazırlanan “İstanbul Finans Merkezi Strateji Belgesi" yayımlanmıştır.
26/08/2011 tarih ve 28037 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 22/08/2011 tarıh ve 2011/2163 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile İstanbul İli, Ataşehir ve Ümraniye sınırları içerisindeki alanın, İstanbul Ataşehir Finans Merkezi Strateji Belgesinin "Fiziksel Altyapının İyileştirilmesi" başlıklı bölümde belirtilen kriterlere uygun hale getirilmesi amacıyla Çevre ve Şehircilik Bakanlığı görevlendirilmiştir.
16/12/2011 tarihli Bakanlar Kurulu toplantısında sunumu yapılan master plan ve kentsel tasarım projesi taslaklarına ait maket ve görsel veri çalışmaları çerçevesinde anlaşmaya varıldığı, uygulama aşamasına ilişkin hususları içeren mutabakat ve protokol metni hazırlanmış ve 24/04/2012 tarihinde ilgili taraflarca imzalanmıştır.
2014-2018 yıllarını kapsayan 10. Kalkınma Planında İstanbul Uluslararası Finans Merkezi Eylem Planına yer verilmiştir.
Davaya konu projede 28/10/2014 tarihinde kazı ve iksa çalışmaları bittiği halde, Uluslararası Finans Merkezi Master İş Programı uyarınca 08/12/2015 tarihinde imalatlara başlaması gereken davacılar tarafından inşaata başlanılmamıştır.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mekansal Planlama Genel Müdürlüğü'nün … tarih ve … sayılı ve … tarih ve … sayılı yazıları ile, projenin fonksiyonel olarak yürütülmesi amacıyla mal sahiplerinin hazırlanan "Revize Master İş Programı" doğrultusunda imalatlara ivedilikle başlaması hususu bildirilmiş ve "Revize Master İş Programı"na uyulmaması neticesinde oluşan gecikmelerden kaynaklanacak kayıp ve zararlardan gecikmeye neden olan hak sahibi kurumun sorumlu tutulacağı hususu davacılara bildirilmiştir.
14/03/2016 tarihli yazı ile … Gayrimenkul Yatırımlar A. Ş.'ye iş güvenliği açısından parselde biriken suyun tahliye edilmesi, parsel güvenliğinin alınması ve iksa ömürlerinin dolması sebebiyle gerekli çalışmaların yapılması gerektiği hususu bildirilmiştir.
21/03/2017 tarihinde … Gayrimenkul Yatırımlar A. Ş.'nin de taraf olduğu 24/04/2012 tarihli Mutabakat ve Protokol Metni'ne Ek Protokol-1 imzalanmıştır.
11/04/2017 tarihli yazı ile Revize Master İş Programı' yayınlanmış ve söz konusu programa göre iş başlama tarihi olarak 01/01/2018 olarak belirlenmiştir.
19/03/2018 tarihli yazı ile … Gayrimenkul Yatırımlar A. Ş.'ye sahada herhangi bir çalışmaya başlanılmadığı belirtilerek İstanbul Uluslararası Finans Merkezi projesinde işe başlama tarihinin bildirilmesi talep edilmiştir.
Projenin tamamlanmaması üzerine Maliye Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Semaye Piyasası Kurulu, Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş. ve Türkiye Varlık Fonu Yönetimi A.Ş. arasında İstanbul Finans Merkezi kapsamında yer alan vaziyet planında tanımlı olan BBDK, SPK, ... Gayrimenkul Yatırımları A. Ş., … Mobilya sanayi Ticaret A.Ş. ve özel proje ve rekreasyon parsellerine ilişkin yürütülecek iş ve işlemlerin tamamlanması, tarafların hak ve yükümlülüklerinin belirlenmesi amacıyla 24/09/2019 tarihli protokol imzalanmıştır.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 20/12/2018 tarihli yazısı ile projedeki imalatların ilerleme seviyelerine yönelik yapılan değerlendirme sonucu işin bitim tarihi olan 15/11/2020 tarihinde imalatların bitirilemeyeceği ve bu nedenle revize iş bitim tarihi olarak 31/12/2022 tarihinin belirlendiğinden hareketle revize master iş programı onaylanmış ve ilgili taraflara bildirilmiştir. Söz konusu revize master iş programına göre … Gayrimenkul Yatırımlar A. Ş.'nin imalat başlangıç tarihi 12/10/2019, iş bitim tarihi olarak ise 31/12/2022 tarihi belirlenmiştir.
Türkiye Varlık Fonunun 30/03/2020 tarihli yazısı ile; 24/09/2019 tarihinde imzalanan protokol kapsamında projenin bitirilebilmesi için öngörülen tarihin 2021 yılı sonu olarak belirlendiği, İstanbul Uluslararası Finans Merkezi içerisinde yer alan ... ada, ... sayılı özel mülkiyete ait parselde herhangi bir inşai faaliyet bulunmadığı, parselin üzerinde çok sayıda ipotek ve haciz olduğu, parsel sahiplerinin kokordato talebiyle mahkemeye başvurdukları, projenin bir bütün olarak tamamlanabilmesi için söz konusu taşınmazın da proje kapsamına dahil edilmesi ve inşa sürecinin aynı zamanda bitirilmesinin büyük önem taşıdığı, söz konu parselin proje kapsamına dahil edilmemesi durumunda ciddi gecikmeler yaşanacağı, proje bütünlüğünün bozulacağı, proje faaliyete geçtikten sonra bu bölgede inşaat yapılmasının imkansız hale gelmesi nedeniyle anılan parselin 2492 sayılı Kanunun 27. maddesi uyarınca acele kamulaştırılması talep edilmiştir.
Dava konusu 20/04/2020 tarih ve 2444 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile, İstanbul İli, Ümraniye İlçesi, Finanskent sınırları içerisinde yer alan … ada, … parsel sayılı taşınmazın “İstanbul Uluslararası Finans Merkezi”nin tamamlanması amacıyla tapuda Türkiye Varlık Fonu Yönetimi A.Ş. adına tescil edilmek üzere Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi uyarınca acele kamulaştırılmasına karar verilmiştir.
Davaya konu parsel 19/06/2012 tarihli 1/1000 ölçekli İstanbul Finans Merkezi Uygulama İmar Planında ticaret (finans merkezi) alanında kalmaktadır.
Dava konusu acele kamulaştırma kararı üzerine, bakılmakta olan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 35. maddesinde: "Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz." hükmü, 46. maddesinde "Devlet ve kamu tüzel kişileri; kamu yararının gerektirdiği hallerde, gerçek karşılıklarını peşin ödemek şartıyla, özel mülkiyette bulunan taşınmaz malların tamamını veya bir kısmını, kanunla gösterilen esas ve usullere göre, kamulaştırmaya ve bunlar üzerinde idarî irtifaklar kurmaya yetkilidir yer almaktadır." hükmü yer almaktadır.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin Ek 1 No'lu Protokolünün "Mülkiyetin korunması" başlıklı 1. maddesinde: "Her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı vardır. Herhangi bir kimse, ancak kamu yararı sebebiyle ve yasada öngörülen koşullara ve uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılabilir. Yukarıdaki hükümler, devletlerin, mülkiyetin kamu yararına uygun olarak kullanılmasını düzenlemek veya vergilerin ya da başka katkıların veya para cezalarının ödenmesini sağlamak için gerekli gördükleri yasaları uygulama konusunda sahip oldukları hakka halel getirmez." hükmüne yer verilmiştir.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 1. maddesinde "Bu Kanun; kamu yararının gerektirdiği hallerde gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerinin mülkiyetinde bulunan taşınmaz malların, Devlet ve kamu tüzel kişilerince kamulaştırılmasında yapılacak işlemleri, kamulaştırma bedelinin hesaplanmasını, taşınmaz malın ve irtifak hakkının idare adına tescilini, kullanılmayan taşınmaz malın geri alınmasını, idareler arasında taşınmaz malların devir işlemlerini, karşılıklı hak ve yükümlülükler ile bunlara dayalı uyuşmazlıkların çözüm usul ve yöntemlerini düzenler" hükmüne, 3. maddesinde "İdareler, kanunlarla ve Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle yapmak yükümlülüğünde bulundukları kamu hizmetlerinin veya teşebbüslerinin yürütülmesi için gerekli olan taşınmaz malları, kaynakları ve irtifak haklarını; bedellerini nakden ve peşin olarak veya aşağıda belirtilen hallerde eşit taksitlerle ödemek suretiyle kamulaştırma yapabilirler" hükmüne, 27. maddesinde ise; 3634 sayılı Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanununun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacına veya aceleliğine Cumhurbaşkanınca karar alınacak hallerde veya özel kanunlarla öngörülen olağanüstü durumlarda gerekli olan taşınmaz malların kamulaştırılmasında kıymet takdiri dışındaki işlemler sonradan tamamlanmak üzere ilgili idarenin istemi ile mahkemece yedi gün içinde o taşınmaz malın 10. madde esasları dairesinde ve 15. madde uyarınca seçilecek bilirkişilerce tespit edilecek değeri, idare tarafından mal sahibi adına 10. maddeye göre yapılacak davetiye ve ilanda belirtilen bankaya yatırılarak o taşınmaz mala el konulabileceği, bu Kanunun 3. maddesinin 2. fıkrasında belirtilen hallerde yapılacak kamulaştırmalarda yatırılacak miktar, ödenecek ilk taksit bedeli olduğu düzenlemesine yer verilmiştir.
4875 sayılı Doğrudan Yabancı Yatırımları Kanununun 3. maddesinde "Doğrudan yabancı yatırımlar, yürürlükteki mevzuat gereğince; kamu yararı gerektirmedikçe ve karşılıkları ödenmedikçe kamulaştırılamaz veya devletleştirilemez." hükmü yer almaktadır.
6741 sayılı Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketinin Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 1. maddesinde; Kanunun amacının sermaye piyasalarında araç çeşitliliği ve derinliğine katkı sağlamak, yurt içinde kamuya ait olan varlıkları ekonomiye kazandırmak, dış kaynak temin etmek, stratejik, büyük ölçekli yatırımlara iştirak etmek için Türkiye Varlık Fonu ve bu fona bağlı alt fonları kurmak ve yönetmek üzere Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketinin (Şirket) kurulması, yönetimi ve faaliyetlerine ilişkin esasları düzenlemek olduğu belirtilmiş; 2. maddesinin 1. fıkrası uyarınca Cumhurbaşkanlığına bağlı, ana faaliyet konusu bu Kanun’la belirtilen Türkiye Varlık Fonu ve alt fonların kurulması ve yönetimi olan, profesyonel yönetim ilkelerine göre yönetilen, özel hukuk hükümlerine tabi Şirket kurulmuş; aynı maddenin 3. fıkrasında da şirketin stratejik yatırım planında belirtilen hedefler ile likidite, yatırım, risk ve getiri tercihlerini dikkate alarak yerli ve yabancı şirketlerin paylarının, Türkiye’de ve yurt dışında kurulan ihraççılara ait payların ve borçlanma araçlarının, kıymetli madenler ve emtiaya dayalı olarak ihraç edilen sermaye piyasası araçlarının, fon katılma paylarının, türev araçlarının, kira sertifikalarının, gayrimenkul sertifikalarının, özel tasarlanmış yabancı yatırım araçlarının ve diğer araçların alım satımını, her türlü para piyasası işlemlerini, gayrimenkul ve gayrimenkule dayalı haklar ile her türlü gayrimaddi hakların değerlendirilmesini; her türlü proje geliştirme, projeye dayalı kaynak yaratma, dış proje kredisi sağlama ve diğer yöntemlerle kaynak temini işlemlerini ve her türlü ticari ve finansal faaliyetleri, ulusal ve uluslararası birincil ve ikincil piyasalarda gerçekleştireceği ve şirket tarafından ulusal yatırımlar ile uluslararası alanlarda diğer devletler ve/veya yabancı şirketlerce yapılacak yatırımlara iştirak edilebileceği belirtilmiştir. Anayasa Mahkemesinin 18/01/2018 tarih, E:2016/180, K:2018/4 sayılı kararı ile Türkiye Varlık Fonu, Anayasa’nın 165. maddesi içinde sayılan bir kamu kuruluşu olarak kabul edilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Özel mülkiyet hakkının korunması gereken temel insan hakları arasında öngörüldüğü, anayasa ve uluslararası sözleşmelerde mülkiyet hakkını korumaya yönelik düzenlemelere yer verildiği, bu düzenlemelerde mülkiyet hakkına müdahalelerin olabileceğinin öngörüldüğü, ancak bu müdahalelerde kamu yararı gerekçesi, kanuni düzenleme gereği ve ölçülülük yada orantılılık gibi uluslararası hukukun genel ilkelerinin varlığının dikkate alınması gerektiği, aksi durumda müdahalenin mülkiyet hakkı ihlaline neden olacağı kabul edilmiştir. Nitekim Anayasa Mahkemesi kararları ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarıyla da bu hususların açık bir şekilde ortaya konulduğu görülmektedir.
Anayasa’nın 35. maddesinin ikinci fıkrasında mülkiyet hakkının ancak kamu yararı amacıyla kanunla sınırlanabileceği belirtilmek suretiyle mülkiyet hakkına yönelik müdahalelerin Kanunda öngörülmesi gereği ifade edilmiştir Acele kamulaştırma usulü idareye kamulaştırma işlemlerinin neticelenmesini beklemeden kamulaştırılan taşınmaza el koyma imkânı tanıyan olağanüstü bir kamulaştırma usulüdür. Acele kamulaştırmada, kıymet takdiri dışındaki işlemler sonradan tamamlanmak üzere ilgili idarenin istemi ile Mahkemece yedi gün içinde o taşınmaz malın kanunda belirtilen usule göre bilirkişilerce tespit edilecek değeri idare tarafından mal sahibi adına bankaya yatırılarak o taşınmaz mala el konulabilir. Acele kamulaştırma usulü, olağan kamulaştırmada malik lehine getirilen usule ilişkin güvenceleri bertaraf etmemekte; yalnızca bu usullerin işletilmesinden önce idareye, kamulaştırılacak taşınmaza el koyma imkânı tanımaktadır. Taşınmaza el konulduktan sonra idare tarafından öncelikle satın alma yolunun işletilmesi, bunun mümkün olamaması durumunda ise Asliye Hukuk Mahkemesinde bedel tespiti ve tescil davası açılması gerekmektedir. Kamulaştırılmasına karar verilen taşınmaza acele olarak ihtiyaç duyulması halinde, 2942 sayılı Kanunun 27. maddesi uyarınca kamulaştırma acele usulle yapılmaktadır.
Bu çerçevede, 2942 sayılı Kanunun 27. maddesi incelendiğinde, kamulaştırma işlemlerinde öngörülen yöntemlerin bir kısmının uygulanmayarak taşınmaza acele el konulabilmesi yolu istisnai olarak başvurulabilecek bir yöntem olarak düzenlendiğinden, madde hükmü ile acele kamulaştırmada olağan kamulaştırmaya oranla özel koşulların varlığı aranmış ve üç durumda acele kamulaştırma yolu ile taşınmaza el konulmasına olanak tanınmıştır. Anılan hüküm uyarınca taşınmazların bir an önce kullanılmasına ihtiyaç duyulan, kamu düzenine ilişkin olarak acelilik halinin bulunduğu durumlarda Cumhurbaşkanınca, taşınmazların acele kamulaştırılmasına karar verilebilmektedir.
Acele kamulaştırma istisnai bir yöntem olduğundan, olağan kamulaştırma gerekçeleri dışında aceleliğin varlığına dair şartlarının ortaya konulması gerekmektedir.
Acelelik koşulunun kamu düzenine ilişkin olması gerektiği ve kamu yararının ise, olağan kamulaştırma usulü ile sağlanması amaçlanan kamu yararından farklı olarak, acele kamulaştırma yapılmasını gerektiren, aceleliği zorunlu kılan bir yarar olduğu açıktır.
Uyuşmazlıkta; davaya konu taşınmazın acele kamulaştırılmasına yönelik şartların oluşup oluşmadığı, yani acelelik durumunun bulunup bulunmadığı yönünden bir değerlendirme yapılması gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden; davaya konu parselin, 24/05/2011 tarihinde davacılar tarafından satın alındığı ve 25/12/2012 tarihinde tapuda intikalin gerçekleştiği, "İstanbul Uluslararası Finans Merkezi” projesinin gerçekleştirilmesine ilişkin mutabakat ve protokol metninin 24/04/2012 tarihinde davacıların da yer aldığı ilgili taraflarca imzalandığı, anılan protokol uyarınca davacılar tarafından 08/12/2015 tarihinde inşaata başlanılması gerektiği halde başlanılmadığı, 21/03/2017 tarihinde 24/04/2012 tarihli Mutabakat ve Protokol Metni'ne Ek Protokol-1'in imzalandığı, bu protokole göre işe başlama tarihi olarak 01/01/2018 tarihinin belirlendiği, projedeki imalatların ilerleme seviyelerine yönelik yapılan değerlendirme sonucu revize master iş programının onaylandığı ve bu programa göre davacıların imalat başlangıç tarihinin 12/10/2019 olarak belirlendiği, davacılar tarafından davaya konu parsel üzerinde inşai faaliyete başlanılmaması üzerine Türkiye Varlık Fonu tarafından 30/03/2020 tarihli yazı ile acele kamulaştırma kararı alınmasının talep edildiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlıkta; kamu tüzel kişilerinin kamulaştırma yetkisinin bulunduğu, davaya konu projedeki taşınmazların önemli oranda çoğunluğunun Anayasa Mahkemesinin 18/01/2018 tarih, E:2016/180, K:2018/4 sayılı kararı ile Anayasa’nın 165. maddesi içinde sayılan bir kamu kuruluşu olarak kabul edilen Türkiye Varlık Fonuna ait olduğu, proje alanında Ülkemize ait ekonomi ile ilgili kamu kuruluşlarının da faaliyet göstereceği ve projenin amacının Ülkemiz ekonomisinin büyümesi amacına yönelik olduğu hususları dikkate alındığında, İstanbul Finans Merkezinin faaliyete geçebilmesi için çevre yollarının bitirilmesi gerektiği, ancak altyapının geçeceği bu yol imalatının yapılabilmesi için yolların bir tarafının bodrum kat perdelerine dayanması nedeniyle projede yer alan paydaşların tamamının binalarının podyum katına kadar olan yedi katlı bodrum katlarının bitirilmesinin teknik olarak zorunlu olduğu, bodrum katlar ve podyum katında bulunan "shopmix"lerin proje paydaşları arasındaki bütünlüğü sağladığı, paydaşlardan birinin binasını yapmaması durumunda proje kapsamındaki bütünlüğün bozulacağı ve projenin tamamı bitirilinceye kadar İstanbul Uluslararası Finans Merkezi faaliyete geçemeyeceği, dava konusu parselin proje alanının tam ortasında kaldığı, inşa sürecinin aynı zamanda bitirilmesinin büyük önem taşıdığı, söz konu parselin proje kapsamına dahil edilmemesi durumunda ciddi gecikmeler yaşanacağı, proje bütünlüğünün bozulacağı, proje faaliyete geçtikten sonra bu bölgede inşaat yapılmasının imkansız hale geleceği, Ülkemizin kalkınma programlarında yer alan ve Ülkemizin temel stratejik hedeflerinden İstanbul'un uluslararası bir finans merkezi haline getirilmesi suretiyle Türkiye ekonomisinin büyümesi amacıyla yapılması planlanan projenin paydaşlarından olan davacılardan, birçok kez inşaata başlamalarının istenilmesine rağmen 2015 yılından bu yana inşaata başlamamaları sebebiyle inşaatı belirli bir aşamaya gelen proje inşaatının tamamlanarak İstanbul Finans Merkezinin faaliyete geçirilmesi amacıyla alınan davaya konu acele kamulaştırma kararında kamu yararının bulunduğu sonucuna varılmıştır.
Bu durumda; kamu yatırımı olan proje ile Ülke ekonomisinin büyümesine katkı sağlaması, yabancı yatırımcıların Ülkeye yatırım yapmalarının önünün açılması ve bu suretle Ülkemizdeki istihdamın artırılması hedefleri dikkate alındığında kamu yararının varlığı açık olduğu gibi, davacılar tarafından imza altına alınan protokoller doğrultusunda taahhüt ettikleri inşaata dava konusu acele kamulaştırma kararının alındığı tarihe kadar başlanılmadığı, dava konusu parselin proje alanının tam ortasında kaldığı ve proje bütünlüğü bakımından proje paydaşlarının tümü tarafından binaların tamamının yapılması gerekliliği hususları da göz önüne alındığında, inşaatı belirli bir aşamaya gelen İstanbul Finans Merkezi Projesinin bir an evvel tamamlanması amacıyla yapılacak kamulaştırmada acelelik halinin bulunduğu sonucuna varıldığından, taşınmaza el konulmasına imkan veren dava konusu Cumhurbaşkanı kararında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVANIN REDDİNE,
2. Yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen …-TL vekâlet ücretinin davacılardan alınarak davalı idarelere verilmesine,
4.Davalılar yanında müdahillerden … Bank A. Ş tarafından yapılan …-TL yargılama gideri ile … Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A. Ş. tarafından yapılan …-TL yargılama giderinin davacılardan alınarak anılan müdahillere verilmesine
5. Varsa posta avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacılara ve müdahillere iadesine,
6. 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20/A-2-(g) maddesi uyarınca, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 12/10/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
İstanbul İli, Ümraniye İlçesi, Finanskent sınırları içerisinde yer alan ... ada, ... parsel sayılı taşınmazın “İstanbul Uluslararası Finans Merkezi”nin tamamlanması amacıyla tapuda Türkiye Varlık Fonu Yönetimi A.Ş. adına tescil edilmek üzere Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi uyarınca acele kamulaştırılmasına ilişkin 21/04/2020 tarih ve 31106 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 20/04/2020 tarih ve 2444 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının iptali istemiyle açılmıştır.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 1. maddesinde "Bu Kanun; kamu yararının gerektirdiği hallerde gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerinin mülkiyetinde bulunan taşınmaz malların, Devlet ve kamu tüzel kişilerince kamulaştırılmasında yapılacak işlemleri, kamulaştırma bedelinin hesaplanmasını, taşınmaz malın ve irtifak hakkının idare adına tescilini, kullanılmayan taşınmaz malın geri alınmasını, idareler arasında taşınmaz malların devir işlemlerini, karşılıklı hak ve yükümlülükler ile bunlara dayalı uyuşmazlıkların çözüm usul ve yöntemlerini düzenler. Özel kanunlarına dayanılarak gerçek ve özel hukuk tüzelkişileri adına yapılacak kamulaştırmalarda da, bu Kanun hükümleri uygulanır.
" hükmüne, 3. maddesinde "İdareler, kanunlarla ve Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle yapmak yükümlülüğünde bulundukları kamu hizmetlerinin veya teşebbüslerinin yürütülmesi için gerekli olan taşınmaz malları, kaynakları ve irtifak haklarını; bedellerini nakden ve peşin olarak veya aşağıda belirtilen hallerde eşit taksitlerle ödemek suretiyle kamulaştırma yapabilirler" hükmüne, 27. maddesinde ise; 3634 sayılı Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanununun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacına veya aceleliğine Cumhurbaşkanınca karar alınacak hallerde veya özel kanunlarla öngörülen olağanüstü durumlarda gerekli olan taşınmaz malların kamulaştırılmasında kıymet takdiri dışındaki işlemler sonradan tamamlanmak üzere ilgili idarenin istemi ile mahkemece yedi gün içinde o taşınmaz malın 10. madde esasları dairesinde ve 15. madde uyarınca seçilecek bilirkişilerce tespit edilecek değeri, idare tarafından mal sahibi adına 10. maddeye göre yapılacak davetiye ve ilanda belirtilen bankaya yatırılarak o taşınmaz mala el konulabileceği düzenlemesine yer verilmiştir.
4875 sayılı Doğrudan Yabancı Yatırımları Kanununun 3. maddesinde "Doğrudan yabancı yatırımlar, yürürlükteki mevzuat gereğince; kamu yararı gerektirmedikçe ve karşılıkları ödenmedikçe kamulaştırılamaz veya devletleştirilemez." hükmü yer almaktadır.
Yukarıda yer verilen anayasal ve yasal çerçeveye göre, devlet ve kamu tüzelkişileri, kamu yararının gerektirdiği hallerde özel mülkiyette bulunan malları yasada gösterilen esas ve usullere göre kamulaştırmaya yetkilidir. Buna göre, bir taşınmaz üzerindeki mülkiyet hakkının kamulaştırma yolu ile kaldırılması kamu yararının karşılanması zorunluluğunun özel mülkiyet hakkının korunmasından üstün tutulması şartına bağlıdır. Bu çerçevede, 2942 sayılı Kanunun 27. maddesi incelendiğinde, acele kamulaştırmada olağan kamulaştırmaya oranla özel koşulların varlığı aranmış ve üç durumda acele kamulaştırma yapılmasına olanak tanınmıştır.
Bu durumlardan ikisinde, Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanununun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacına veya özel kanunlarda öngörülen olağanüstü durumlarda gerekli olması halleri şeklinde açıkça sayılmak suretiyle üstün kamu yararının ve kamu düzeninin korunmasının gerçekleştirilmesi amacıyla acele kamulaştırma yoluna gidilebileceği belirtilmiştir. Bu kapsamda üçüncü durum olan aceleliğe Cumhurbaşkanınca karar verilebilmesi için de kamu yararı ve kamu düzenine ilişkin olma halinin maddede yer alan diğer iki koşula paralel nitelik taşıması gerektiği açıktır. Nitekim anılan maddenin gerekçesinde de, acele ve istisnai hallerde, Kanunun önceki hükümlerine uyulmasının çeşitli sakıncalar yaratabileceği gibi kamunun büyük zararlara uğramasının da muhtemel olabileceği belirtilerek maddede belirtilen şartların varlığına bağlı olarak kıymet takdiri dışındaki bazı yasal işlemlerin sonraya bırakılarak maddede öngörülen süre ve şekilde taşınmaza el konulması düzenlenmiştir.
Kamulaştırma işlemlerinde acelelik halinin uygulanabilmesi için Cumhurbaşkanı kararında, acelelik hali ve bu hali gerekli kılan durumlar ile gerek acele kamulaştırmanın konusu, gerekse acele kamulaştırılacak taşınmazlar açıklıkla gösterilmek suretiyle acele kamulaştırmanın kapsamı ve çerçevesinin belirlenmesi, acelelik halinin dışındaki durumlar için Cumhurbaşkanı Kararının uygulanmasını sağlayacak ayrıntıya kararda yer verilmesi, yasa koyucu tarafından acelelik halini belirleme konusunda Cumhurbaşkanı'na tanınan yetkinin başka bir makam ya da mercii tarafından kullanılması sonucunu doğuracak, yetki devrini içerecek unsurlar taşımaması gerekmektedir.
Planlama sürecinde; uygulama imar planları, planlama hiyerarşisinin en alt basamağında yer almakta olup kamulaştırma ve benzeri imar uygulamaları bu planlara göre yapılır. Uygulama imar planı bulunmayan bir yerde, doğrudan nazım imar planına dayanılarak kamulaştırma veya başka bir imar uygulaması işleminin yapılması mümkün değildir.
Dosyanın incelenmesinden; davaya konu parselin davacılar tarafından 24/05/2011 tarihinde TOKİ'den satın alındığı, davaya konu parselin 19/06/2012 tarihli 1/1000 ölçekli İstanbul Finans Merkezi Uygulama İmar Planında ticaret alanında kaldığı, davaya konu alanda İstanbul Uluslararası Finans Merkezi projesinin Türkiye Varlık Fonu Yönetimi A.Ş. Tarafından gerçekleştirileceği anlaşılmaktadır.
Bu durumda; davaya konu parselin imar planında ticaret (finans merkezi) alanında kaldığı, anılan alanda ticaret faaliyetlerin yürütülmesi amacıyla ticari nitelikli yapı yapılabileceğinden davaya konu parselin acele kamulaştırılmasında acelelik hali bulunmadığı düşüncesiyle aksi yöndeki Dairemiz kararına katılmıyorum.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi