14. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/4284 Karar No: 2019/975 Karar Tarihi: 06.02.2019
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/4284 Esas 2019/975 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sulh Hukuk Mahkemesi'nde görülen ortaklığın giderilmesi davasının hükümleri, davalıların yasal temyiz süresi beklenmeden usulsüz bir şekilde doğrudan 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi uyarınca tebliğ edilmesi sebebiyle bozulmuştur. Bu nedenle karar, Tebligat Kanunu'nun ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine göre tebliğ edilerek, yasal temyiz süresi beklenildikten sonra temyiz incelemesi yapılması için dosyanın mahalline iadesine karar verilmiştir. Tebligat Kanunu'nun 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe girdikten sonra gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsenmiştir. Muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine doğrudan tebligat yapılamaz. Muhataba çıkarılan ilk tebligat, öncelikle bilinen veya gösterilen en son adresine normal bir şekilde çıkarılmalıdır. Muhatabın bu adreste bulunmaması durumunda, tebliğ memurunca muhatap lehine olan araştırmalar yapılarak tebligatın kendisine ulaşması ve bilgilendirme işlemlerinin yerine getirilmesi gerekir. Muhatabın gösterilen adresten sürekli olarak ayrılması ve yeni adresinin de tespit edilememesi durumunda, tebliğ evrakının tebligatı
14. Hukuk Dairesi 2016/4284 E. , 2019/975 K.
"İçtihat Metni"
14. Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki ortaklığın giderilmesi davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen hüküm davalılardan ... vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
7201 sayılı Tebligat Kanunu, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunla değiştirildikten sonra, gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsenmiştir. 1) Bu kanun değişikliğine göre, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine, Kanunun 21/2. maddesi uyarınca doğrudan tebligat yapılması mümkün değildir. Muhataba çıkarılan ilk tebligat, öncelikle bilinen veya gösterilen en son adresine, mavi renkli zarf kullanılmaksızın ve adres kayıt sistemindeki adres olduğuna ilişkin şerh verilmeksizin Kanunun 10. maddesine göre normal bir şekilde çıkarılmalıdır. Muhatabın bu adreste bulunmaması durumunda, tebliğ memurunca Kanunun 20 ve 21. maddesinin birinci fıkrası ile Tebligat Yönetmeliğinin 29. maddesi uyarınca, muhatap lehine olan araştırmalar yapılarak tebligatın kendisine ulaşması ve bilgilendirme işlemlerinin yerine getirilmesi gerekir. 2) Muhatabın gösterilen adresten sürekli olarak ayrılması ve yeni adresinin de tebliğ memurunca tespit edilememesi durumunda, tebliğ evrakının tebligatı çıkaran mercie geri gönderilmesi gerekir. Ancak bu aşamadan sonra, Kanunun 10/2 ve Yönetmeliğin 16/2. maddeleri nazara alınarak, tebliğ evrakının açık mavi renkli zarfla, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek, Kanunun 21/2. maddesine göre tebliği mümkün olabilecektir. Tebligat Kanununun 10/2 ve 21/2. maddeleri farklı şekilde yorumlanarak, gerekçeli kararın doğrudan TK m21/2’e göre tebliğ edilmesi, yukarıda belirtilen hükümlere aykırı olduğundan ve muhatapların savunma hakkını kısıtlayacağından usulüne uygun değildir. Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince: Gerekçeli karar, davalılardan ... ve ...’ye doğrudan, 7201 sayılı Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre tebliğ edilmiş olmakla usulüne uygun değildir. Bu nedenle, davalılar ... ve ...’ye 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde gerekçeli kararın tebliği sağlanarak, yasal temyiz süresi de beklenildikten sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHALLİNE İADESİNE, 06.02.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.