15. Hukuk Dairesi 2020/2444 E. , 2021/726 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın temyizen tetkiki taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R -
Uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup yüklenici tarafından açılan asıl dava, bakiye iş bedeli alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine, iş sahibi tarafından açılan karşı dava ise, eksik ve kusurlu işlerin giderim bedeli ile cezai şart istemlerine ilişkindir.
Davacı-karşı davalı vekili, taraflar arasında imzalanan 21.01.2009 tarihli sözleşme ile 4.077.634,68 TL götürü bedel karşılığında okul yapımını üstlendiğini, işi yapıp teslim ettiğini, 335.716,54 TL tutarındaki son hakediş alacağının ödenmesi yazılı olarak talep edilmişse de bu taleplerinin kabul edilmediğini, bundan sonra başlattığı icra takibine de itiraz edildiğini, takipten sonra ise 150.746,11 TL kısmi ödemede bulunulduğunu belirterek, davalı tarafından yapılan itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı-karşı davacı vekili, talep edilen hakediş bedeli içerisinde sözleşme kapsamında olmasına rağmen ilave iş olarak belirtilen 131.292,09 TL tutarındaki mantolama bedeli de olduğunu ve geçici kabul tutanağında belirlenen bir kısım eksik ve ayıplı işlerin devam ettiğini, dolayısıyla talep edilen hakediş tutarının tamamının ödenmesinin mümkün olmadığını, bunun dışında ise davacının tüm alacaklarının ödendiğini belirterek asıl davanın reddini, karşı davada ise eksik ve ayıplı işlerin giderim bedeli ile sözleşmede kararlaştırılan cezai şart bedelinin tahsilini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; asıl davanın kısmen kabulü ile, davalının icra dosyasına yaptığı itirazın 134.842,41 TL alacak yönünden devamına, kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 26.968,48 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıdan tahsiline, karşı davadaki tüm taleplerin reddine karar verilmiştir.Verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2020/160 Esas, 2020/318 Karar ve 03/07/2020 günlü karar ile davacı-karşı davalı vekilimin istinaf talebinin reddine, davalı-karşı-davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, asıl davanın kısmen kabulü ile davalının icra dosyasında yaptığı itirazın 127.890,43 TL asıl alacak üzerinden iptaline, takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmak suretiyle takibin kaldığı yerden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, karşı davadaki tüm taleplerin reddine dair verilen karar, taraf vekillerince temyiz olunmuştur.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve HMK 355. maddedeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp karar verilmiş ve verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş olmasına göre taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2- Taraflar arasında imzalanan 21.01.2009 tarihli sözleşme ile davacı-karşı davalı yüklenici, sözleşmede kararlaştırılan işlerin KDV hariç toplam 4.077.634,68 TL bedelle yapımını üstlenmiştir. Buna göre bedel, götürü bedelli olup yüklenici sözleşme ile üstlendiği işi kararlaştırılan götürü bedelle yapmak zorundadır. Götürü bedelli işlerde Dairemizin yerleşik içtihat ve uygulamalarında sözleşme ile üstlenilen imalatın, eksik ve kusurları dikkate alınıp düşülmek suretiyle fiziki gerçekleşme oranının tespit edilmesi, tespit edilen bu oran götürü bedele uygulanmak suretiyle hak edilen bedelin hesaplanması ve hesaplanacak bedelden iş sahibinin kanıtlanan ödemeleri düşülerek yüklenici alacağının tespiti gerektiği kabul edilmektedir.Ayrıca 6100 sayılı HMK"nın 297. maddesine göre hükümde maddede yazılanlar dışında tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri bulunmalıdır. Hükmün sonuç kısmında taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Birden fazla dava birleştirilerek görülmüş olsa da birbirinden bağımsız olup her dava yönünden hüküm sonucu ayrı ayrı gösterilmelidir. Sözleşmenin tarafları aynı sözleşmeden doğan alacaklarını açılan davada mahsup itirazı olarak ileri sürebilecekleri gibi ayrı dava yoluyla da isteyebilirler. Mahsup itirazında bulunma hakkı olan taraf, aleyhine açılan davadaki savunmasında mahsup itirazına konu hususları açıklamış olsa da bu alacaklara ilişkin ayrı dava açmış ve ilk davada açıkça mahsup istememiş ise, aleyhine açılan davada mahsubu istemediği ve kendi açtığı davada alacağının ayrıca hükme bağlanmasını istediği şeklinde yorum yapılarak sonuca gidilmelidir.Belirtilen ilke ve kurallar ışığında somut olaya gelindiğinde; taraflar arasında düzenlenen sözleşmede iş bedeli götürü olarak belirlenmiş olup davacının bakiye alacağının ve davalı iş sahibinin eksiklikler nedeniyle fazla ödemede bulunup bulunmadığı iddiasının incelenmesi için yüklenici alacağının bilirkişi heyetinden alınacak ek raporla yüklenici tarafından yapılan imalatın sözleşme kapsamındaki tüm imalata göre oranının tespit ettirilip bulunacak oranın mantolama imalatının sözleşme kapsamında olduğu da dikkate alınarak götürü bedele oranlamak suretiyle hesaplanması, ödemelerin düşülmesinden sonra davacının takip tarihi itibariyle alacağının belirlenmesi, bulunacak bedele davalının daha önce temerrüde düşürüldüğünün anlaşıldığı 24.04.2012 tarihi ile takip tarihi olan 29.09.2015 tarihi arasında hesaplanacak faiz alacağı eklenip takip tarihindeki alacağının hesaplanmasından sonra takipten sonraki ödemenin takip hukuku çerçevesinde TBK’nın 100. maddesine göre değerlendirilerek, davacının dava tarihi itibarıyla alacağının hesaplanması, buna göre asıl ve karşı dava yönünden her iki davanın ayrı olduğu da gözetilerek ayrı ayrı hüküm kurulması gerekir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeden eksik inceleme, yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak ve mahsup yapılmak suretiyle hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bozulması uygun görülmüştür. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle tarafların diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, fazla alınan peşin harcın istek halinde davacı-karşı davalıya iadesine, aşağıda yazılı harcın temyiz eden davalı-karşı davacıdan alınmasına, 6100 sayılı HMK 373. madde hükümleri gözetilerek dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi"ne, karardan bir örneğinin ise ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 09.03.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.