Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2015/34929 Esas 2018/6504 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/34929
Karar No: 2018/6504
Karar Tarihi: 04.06.2018

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2015/34929 Esas 2018/6504 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2015/34929 E.  ,  2018/6504 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi



    Taraflar arasındaki alacak (işlemin iptali) davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    K A R A R

    Davacı, davalı ile arasında ...’lı hastaların kabul ve tedavilerine ilişkin her yıl yenilenen sağlık hizmeti satın alma sözleşmesi imzalandığını, 2011 yılında tedavi gören hastalardan fazla ilave ücret alındığı belirtilip yersiz ödeme yapıldığı gerekçesiyle davalı kurum tarafından cezai işlem uygulandığını, işlemin sözleşme hükümlerine aykırı olduğunu, sadece kredi kartı ödemeleri baz alınarak yapılan incelemeyle fazla ilave ücret alındığı sonucuna varılamayacağını ileri sürerek, 04.02.2014 tarihli işlemin iptalini istemiştir.
    Davalı, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-Davacı, eldeki dava ile davalı kurumun hakkında uyguladığı cezai işlemin iptalini istemiş; davalı ise uygulanan işlemin hukuka uygun olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, dosyaya kazandırılan 17.11.2014 tarihli bilirkişi raporu da esas alınarak ceza işleminin iptaline karar verilmiştir.
    6100 sayılı HMK’nun 266. maddesine göre, Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Aynı Kanun’un 267. maddesi uyarınca, Mahkeme, bilirkişi olarak, yalnızca bir kişiyi görevlendirebilir. Ancak, gerekçesi açıkça gösterilmek suretiyle, tek sayıda, birden fazla kişiden oluşacak bir kurulun bilirkişi olarak görevlendirilmesi de mümkündür.
    Uyuşmazlığın çözümünde, bilimsel teknik inceleme gerektiği açıktır. Ne var ki mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, cezai işleme konu eyleme ilişkin inceleme sadece muhakkik raporu ve dosyadaki belgeler üzerinden yüzeysel olarak yapılmıştır. Bu sebeple bilirkişinin raporunun hükme esas alınması hatalıdır. Yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulamaz. Davacı hastaneye ait taşındığı belirtilen arşiv kayıtları da getirtilerek, SUT hükümleri de değerlendirilmek suretiyle konusunda uzman üç kişilik bilirkişi heyetinden Mahkeme, taraf ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınmak suretiyle hasıl olacak sonucu göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporu ile hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, 2. bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    (Muaf)


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.