11. Hukuk Dairesi 2018/5446 E. , 2019/6506 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 15/11/2017 tarih ve 2017/140 E. - 2017/420 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 27/09/2018 tarih ve 2018/258 E.- 2018/956 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin "ÇOKOMEL" ibareli 29, 30 ve 32. sınıf ürünleri içeren 2008/34250, 2005/9020, 2003/14530, 2000/6529, 1997/10347, 1997/10346, 1997/10345, 1997/10344, 1996/19351, 1996/19350, 1989/114258 sayılı tanınmış markaların sahibi olduğunu, tescilli tanınmış markalarına iltibas ve tecavüz oluşturan, ayrıca onun tanınmışlığından haksız yarar sağlayacak 29, 30 ve 32. sınıf ürünler ile 35/1-5. sınıf hizmetleri içeren 2015/50973 sayılı "ÇOKOMELLA" ibareli davalı şirkete ait marka tescil başvurusuna yaptıkları itirazın, Markalar Dairesi tarafından kısmen kabul edildiğini ve başvurunun 35/1-4.sınıf hizmetler dışında reddedildiğini, müvekkilinin başvurunun tümden reddi istemiyle yaptıkları itirazın, nihaî olarak YİDK’nın 2017/M-1261 sayılı kararı ile ret edildiğini, kurum kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, markalar arasında bağlantı kurulma ihtimalinin bulunduğunu, müvekkilinin markalarının ayırt edici karakterine zarar vereceğini ileri sürerek, davalı YİDK’nın 2017/M-1261 sayılı kararının iptalini, tescil edilmiş olması halinde başvuru markasının hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.
Davalı kurum vekili; başvuru konusu işaretle redde mesnet alınan markaların benzer olmalarına karşın farklı mal ve hizmetleri içerdiklerini, karıştırılma ihtimalinin olmadığını, davacı markasının tanınmış olmasının varılan sonucu değiştirmeyeceğini, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili; hukuki yararın bulunmadığını, başvuru markasının müvekkilince kullanılmadığını ve tescil edilmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; taraf markalarının asıl ve ayırt edici unsurları itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak ortalama alıcıları iltibasa düşürebilecek derecede benzer oldukları, ancak başvuru konusu işaretin kapsamında yer alan 35/1-4. sınıf ürün ve hizmetlerin davacı markalarında bulunmadığı, davacı markalarının kapsamında bulunan ürünlerle aynı tür malların ve hizmetlerin de bulunmadığı, davacının "ÇOKOMEL" ibare ve esas unsurlu markalarının, özellikle çikolatalı şekerleme ürünleri bakımından, yazılı ve görsel tanıtım araçlarıyla gerçekleştirilen kuvvetli reklâm ve yaygın dağıtım ile haberlerle davacı teşebbüsüne sıkı sıkıya bağlandığı, ürünlerinin taşıdığı garanti ve kalite ile bilindiği, tanınmış bir marka olduğu, ancak davacı markasının tanınmışlık kazandığı ürünlerin genellikte küçüklere, davalı başvurusunda bulunan 35/1-4. sınıf ürün ve hizmetlerin ise büyük bir kısmının profesyonellere hitap ettiği, bu ürünlerin ve hizmetlerin belli uzmanlığı olan yetişkinler tarafından satın alınması için çok ciddi bilgi, emek ve zaman sarfedilmesinin zorunlu bulunduğu, buna göre davalı işaretinin, 35/1-4. sınıf ürün ve hizmetler yönünden tescilinin, davacıya ait çikolatalı şekerlemeler ürünleri için tanınmışlık yahut bilinirlik elde etmiş markanın itibarından haksız biçimde yararlanma sağlayabileceğinin düşünülemeyeceği, markanın itibarından haksız yararlanmadan söz edilebilmesi için bir yandan kullanılan işaretin tanınmış marka ile özdeş veya ayırt edilemeyecek derecede benzer bulunması, diğer yandan da her ikisinin kapsamında bulunan ürün ve hizmetlerin ortak yanlarının bulunması gerektiği, ancak yargılama konusu hadise bakımından, davacı markasının sınırlı biçimde çikolatalı şekerleme ürünleri için elde ettiği tanınmışlık yahut bilinirlikten doğan imajın, 35/1-4. sınıf ürün ve hizmetlerine transferinin mümkün olmadığı, başvuru markasının davacının reklâm gücünden haksız biçimde yararlanacağından ve bu şekilde mal ve hizmet satışlarını artıracağından söz edilemeyeceği, davacının 556 sayılı KHK’nin 8/4. maddesi uyarınca da davalı başvurusunun tescilini engelleme olanağının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; davacı vekilinin istinaf başvurusunun, ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve esas yönünden kanuna uygun olduğu gerekçesiyle esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b ve 8/4. maddesi uyarınca davalı şirkete ait marka başvurusuna yapılan itirazın kısmen reddine ilişkin karara karşı davacı tarafça yapılan itirazın reddine dair YİDK kararının iptali istemine ilişkin olup İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine karar verilmiş, anılan karara karşı davacı vekilince yapılan istinaf başvusunun ise Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince, davacının itirazına gerekçe olan “ÇOKOMEL” esas unsurlu markalarının tanınmış marka olduğu kabul edildiğine göre anılan davacı markalarının tanınmışlık seviyesi ve yüksek ayırt edici niteliği de göz önüne alınarak başvuru konusu davalı şirkete ait 2015/50973 sayılı “ÇOKOMELLA” ibareli markanın 35. sınıftaki “Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri. Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme (başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi.” hizmetleri yönünden tescilinin, taraf markaları arasındaki yüksek benzerlik düzeyi dikkate alındığında, davacıya ait markaların ayırt edici karakterine zarar vereceği gibi davacıya ait markaların tanınmışlığından haksız istifadeye yol açacağı göz önüne alınarak 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesi uyarınca dava konusu YİDK kararın iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine dair verilen İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı davacı vekilinin yapmış olduğu istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi doğru olmamış, Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin kabulüyle İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK"nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 21/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.