Esas No: 2021/8539
Karar No: 2021/11262
Karar Tarihi: 12.10.2021
Danıştay 6. Daire 2021/8539 Esas 2021/11262 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2021/8539
Karar No : 2021/11262
TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1- … …
13- ...
VEKİLLERİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALI) : ...Bakanlığı
VEKİLİ : Av. ...
MÜDAHİL (DAVALI YANINDA) : ...Enerji Elektrik Üretim Tic. Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ...İdare Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Gümüşhane İli, Torul İlçesi, ...Deresi üzerinde ...Enerji Üretim Tic. Ltd. Şti. tarafından yapılması planlanan ''... Regülatörü ve HES Projesi"ile ilgili olarak davalı idarece verilen 11/08/2015 tarih ve 3965 (Mahkeme kararında sehven 1723 sayılı yazılmıştır) sayılı Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Olumlu Kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; Mahkemelerince yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporda özetle; davaya konu proje için yapılan imar planının çevre düzeni planından önce yapıldığı ve ilgili planın çevre düzeni planına işlenmediği, HES projesinin ÇED sürecine tabi olduğu ve planlama yapılırken ÇED süreci tamamlanmadan imar planı yapılmasının planlama ilke esasları ile şehircilik ilkelerine uygun olmadığı, projenin kuruluş ve işletme aşamasında hafriyat atıklarının yönetimiyle ilgili taahhüt edilen yükümlülüklerin yerine getirilmesi durumunda çevresel açıdan bir sakınca görülmediği, katı atıklar ile alakalı ilgili ÇED raporunda “Katı Atıkların Kontrolü Yönetmeliği”, “Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği”, “Atık Yağların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Tehlikeli Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” gibi günümüzde geçerliliği olmayan, yürürlükten kaldırılmış yönetmeliklere atıfta ve bu hususta taahhütlerde bulunulduğu, bu yüzden bahse konu ÇED raporunun güncel mevzuata göre revize edilerek incelenmesi gerektiği, sadece inşaat aşamasında yapılacak kazı faaliyetlerinden dolayı toz emisyonu oluşacağı, işletme aşamasında ise toz oluşumuna neden olacak bir işlem yapılmayacağı, toz emisyonunu minimuma indirmek için alınması düşünülen önlemler taahhüt edildiği gibi uygulanırsa toz emisyonu açısından bir sakınca görülmediği, gürültü kaynakları, gürültü maruziyetiyle alakalı hesaplamaların yapıldığı ve alınması gereken önlemlerın irdelendiği ve ilgili yönetmeliklere atıfta bulunularak taahhütler verildiği, ancak yine burada yürürlükten kaldırılmış olan “Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi Yönetmeliği”ne atıfta bulunulduğu, yine aynı şekilde ilgili raporun revize edilmesi gerektiği, nihai ÇED naporunun hazırlanış tarihi itibariyle (Haziran 2015) eski yönetmeliklere atıf ve taahhütlerde bulunulduğu, güncel mevzuat hükümlerine göre yeniden revize edilmesi gerektiğinin tespit edildiği, Su Hakları Raporunda ... köyü (Çit deresi) için Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarında sulama suyu ihtiyacı olduğunun belirtildiği, oysa bölgede kıt tarım arazilerinde sebze ekilişi için fide dikiminden sonra mutlaka can suyu verilmesi gerekli olduğu, fide dikiminin Nisan ayının 2. haftasından itibaren başladığı göz önüne alındığında bu ihtiyacı karşılamak üzere sulama suyunun hesaplanmadığı, yine aynı şekilde bölgede ekonomik olarak önemli olan başta dut ve ceviz fidanlarının dikimlerinin de en geç Nisan ayı başında yapılması gerektiğinden meyve fidanı dikimi için gerekli olan can suyu ihtiyacının da sulama suyu hesaplamalarında göz ardı edildiği, ... köyü için Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarında hesaplanan tarımsal sulama suyu yeterli olmakla birlikte, bölgede toprak arklarda salma sulama metodu ile sulama yapıldığı dikkate alındığında yeterli tarımsal sulama yapılabilmesi için arktaki sulama suyunun debisinin 30 l/sn den az olmaması gerektiği, arktaki daha az debide sulama suyu suyun toprak yüzeyinde akışını yavaşlatığı, sulama arkındaki minimum 30 lt/sn su debisinin sağlanması için dere yatağından suyun arklara alındığı yerlerde dere yatağının önünün kısmen kapatılarak suyun yeterli debiyi sağlaması için ek tedbirler alınması gerektiği, Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarında verilmesi gerekli tarımsal amaçlı sulama suyu ... köyü için yeterli olmakla birlikte, ... Regülatörü ve HES projesinde hesaplanan tarımsal sulama suyu ihtiyacına fide dikimi ve fidan dikimlerinde can suyu ihtiyaçlarının karşılanması için gerekli sulama suyunun verilmesi, hesaplamaların ve tarımsal amaçlı sulama suyunun Nisan ayı başından itibaren başlatılması gerekliliğinin hem ... Regülatörü HES projesi kapsamında, hem de ... Regülatörü HES projesi kapsamında düzenlenmesi gerektiği kanaatine varıldığı, sonuç olarak tarımsal sulama suyu ihtiyacının kadimden beri ihtiyaç duyulan Nisan ayı başından başlatılması veya özellikle can suyu ihtiyacı olması durumunda gerekli sulama suyunun Nisan ve Mayıs aylarında verileceğinin taahhüt edilmesi, ... Regulatörü HES projesi kapsamında hesaplanan (4 ha) tarımsal sulama suyu ihtiyacının da yeniden gözden geçirilmesi gerektiği kanaatine varıldığı, projeye henüz başlanmadığından dolayı yapılan hesaplamaların ve tespitlerin 18/03/2018 tarihinde 30364 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği’ne ve 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren Türkiye Deprem Tehlike Haritasına göre güncellenerek düzenlenmesi uygun olacağı, jeolojik olarak verilen yapılan çalışmalar sonucu verilen bilgilerin tutarlı ve saha ile uyumlu olmasına rağmen yenilenen mevzuat kapsamında Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği'ne göre yeniden düzenlenmesi gerektiği kanaatine varıldığı, su kaynaklarına ilişkin detayların ÇED raporunda ele alındığı, gerekli yol haritalarının çizildiği, uygulama ve genel esasların belirtildiği, yer altı ve yüzey sularının kalitesinin korunması ve su kaynaklarının çevredeki diğer kullanıcıları etkilemeden yönetimini sağlayacak gerekli taahhütlerin verildiği, ÇED raporunda su kaynakları ile ilgili yeterli değerlendirme yapıldığı, bahsi geçen uygulamaların ve taahhütlerin yerine getirilmesi durumunda söz konusu proje kapsamında su kaynaklarına yansıyacak olumsuz etkinin yasal sınırlar içerisinde kalacağı kanaatine varıldığı, mevzuat hükümleri uyarınca, ÇED olumlu kararı veya ÇED gerekli değildir kararının planlama aşamasından önce alınması gerektiği yönünde açık bir hükme yer verilmemişse de, ÇED süreci tamamlanmadan imar planı yapılmasının planlama ilke esasları ile şehircilik ilkelerine uygun olmadığı, nihai ÇED Raporunun hazırlanış tarihi itibariyle (Haziran 2015) eski ilgili yönetmeliklere atıf ve taahhütlerde bulunulduğu, güncel mevzuat hükümlerine göre yeniden revize edilmesi gerektiği, Nisan, Mayıs ve Haziran aylarındaki tarımsal sulama suyu ihtiyacının yeniden gözden geçirilmesi gerektiği, jeolojik olarak verilen yapılan çalışmalar sonucu verilen bilgilerin tutarlı ve saha ile uyumlu olmasının yanında yeni yürürlüğe giren Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği'ne göre yeniden düzenlenmesi gerektiği, nihai ÇED raporunda bahsi geçen uygulamaların ve taahhütlerin yerine getirilmesi durumunda söz konusu proje kapsamında hidrolojik açıdan hidrolojik unsurlara yansıyacak olumsuz etkinin yasal sınırlar içerisinde kalacağı, ÇED olumlu kararının geneli itibarı ile sürdürülebilir bir çevre için gereken kriterlere, ulusal ve uluslararası mevzuatta belirlenen teknik kriterlere ve eşik değerlere uygun olmadığının belirtildiği, dosyada bulunan bilgi ve belgeler ile yukarıda özetlenen bilirkişi raporu bir bütün olarak değerlendirildiğinde, ÇED raporuna konu projenin hazırlanma sürecinin teknik yönden mevzuatta öngörülen usule uygun hazırlandığı, proje kapsamının asgari gereklilikleri taşıdığı ve yeterli uzman personelin bilgi ve katkısının projenin hazırlanmasında dikkate alındığı, kurulması planlanan dava konusu tesis ile ilgili olarak hazırlanan nihai ÇED dosyasında gerek tesisin yapım aşaması gerekse işletme aşamasında karşılaşılabilecek sorunlar tespit edilerek raporda incelendiği, projenin çevredeki insan ve doğal yaşama karşı oluşturacağı etkiler önemli ölçüde değerlendirilerek yaşanması muhtemel olacak çevresel zararların asgari düzeye indirilmesi için alınması gereken önlemlerin yeterli düzeyde belirtildiği, ÇED raporunun hazırlandığı tarihteki ilgili mevzuat ve yönetmeliklere uygun olduğu, bilirkişi raporunda tarımsal sulama suyu ihtiyacı miktarının yanlış hesaplandığı yönünde somut bir belirleme bulunmadığı, proje kapsamında hidolojik unsurların yasal sınırlar içerisinde kaldığı, jeolojik olarak yapılan çalışmaların tutarlı ve saha ile uyumlu olduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde, ÇED raporu kapsamında yapılan çalışmaların ÇED raporunun hazırlandığı tarih itibariyle projenin olumsuz çevresel etkilerinin en aza indirilmesi için öngörülen önlemlerin yeterli olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı ve dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacılar tarafından; bilirkişi raporunda sonuç itibarıyla ÇED raporunun yetersiz olduğunun belirtildiği, İdare Mahkemesince bilirkişi raporuna itirazların yerinde görülmediği ve bilirkişi raporunu itibar edilebilir bulunduğu belirtilmesine rağmen raporun aksine davanın reddine karar verdiği, Mahkeme kararında ÇED raporunun eksikliklerine ilişkin tespitlere değinilmediği, bilirkişi raporunda tarımsal sulama suyu hesabının yanlış yapıldığı yönünde değerlendirme bulunmasına rağmen Mahkemece somut belirleme yapılmadığı değerlendirmesinin yapıldığı, bilirkişi tarafından 3 aylık su ihtiyacına yer verilmediği yönünde somut tespitte bulunulduğu, davacının iddialarının bilirkişi raporunda değerlendirilmediği, bilirkişi tarafından projenin ekosistemde değişime ve kirliliğe neden olup olmayacağının değerlendirilmediği, raporda projenin fauna üzerindeki etkilerinin değerlendirilmediği, koruma altındaki kırmızı benekli alabalığa etkilerinin değerlendirilmediği, çit dere havzasında bölgeye özel yetişen kelebek türüne ve yaban hayatına etkilerine dair irdeleme yapılmadığı, faunistik yapının ne şekilde etkileneceğinin değerlendirilmediği, floristik yapının durumunun incelenmediği, raporda heyelanlı bölgeden hiç bahsedilmediği, çıkarılacak katı atık malzemenin nereye konulacağının belirtilmediği, hafriyat alanlarının dere kenarında olduğu, bu nedenle dere yatağının hafriyat baskısı ile kirletileceği, hafriyat hesabının yanlış olduğu, ÇED projelerinin en öncelikli sorununun hafriyat depolama sorunu olduğu, projede yılın en fazla dört ayında dereden su temininin mümkün olacağı diğer zamanlarda su temininin mümkün olamayacağından projenin uygulanamayacağı hususunda irdeleme yapılmadığı, derenin yıllık debisinin tespitinde daha önce tespit edilen gerçek verilerin dikkate alınmadığı, dere ekosistemi, can suyu ve akış rejimlerinin incelenmediği, bölgede 5 adet HES projesi bulunduğu halde kümülatif etki değerlendirmesinin yapılmadığı, bilirkişinin önceki bilirkişi raporundaki eksikliklerin de düzeltilip düzeltilmediğini de incelemeleri gerektiği, tarihi köprüden raporda bahsedilmediği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı tarafından, temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.
MÜDAHİLİN (DAVALI YANINDA) SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ... DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, Üye ...'in 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "İvedi yargılama usulü" başlıklı 20/A maddesinin (i) bendi uyarınca Dairemizce keşif ve bilirkişi incelemesinin yaptırılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği yolundaki usule ilişkin azlık oyuna karşın, Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesinin yeterli olmaması nedeniyle maddi olayın yeterince açıklığa kavuşturulmadığı kanaatine varıldığından, işin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Gümüşhane İli, Torul İlçesi, ... Deresi üzerinde ... Enerji Üretim Tic. Ltd. Şti. tarafından yapılması planlanan ''... Regülatörü ve HES Projesi" ile ilgili olarak davalı idare tarafından 25/11/2014 tarih ve 29186 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinin Geçici 1. maddesi uyarınca 11/08/2015 tarih ve ... sayılı Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Olumlu Kararı verilmiştir.
Davaya konu proje için verilen 10/03/2009 tarih ve ... sayılı ÇED Gerekli Değildir kararının iptali istemiyle açılan ... İdare Mahkemesinin E:... sayılı dosyasında açılan davada; keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporda özetle, davaya konu alanda yaşadığı bilinen veya öngörülen yüzlerce bitki türü ve binlerce hayvan türü arasından, endemik olanlar, IUCN (Dünya Doğayı Koruma Birliği) tarafından yapılan değerlendirmede yok olma tehdidi altına olduğu saptananlar ve imza koyduğumuz uluslararası sözleşmeler (örn. Bern Sözleşmesi) gereği korunması zorunlu türlerin ve Bern Sözleşmesi'nin 2. Ek Listesi uyarınca korunması gereken türleri bulunduğu, proje alanının endemik ve soyu tehlikede olan türlerin bulunduğu bir bölge olduğu, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından verilen cansuyu miktarı ile ilgili 03/06/2009 tarih ve ... sayılı yazıda, dereye verilmesi planlanan cansuyu miktarı ile ekolojik dengenin olumsuz etkilenip etkilenmeyeceğinin vurgulanmadığı, aynı yazıda, canlıların üreme dönemi olan 15 Şubat-15 Mayıs tarihleri arasında açık sistemde patlama yapılmaması, flora ve fauna listesinin çalışma alanına göre ve ülkemizin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere göre durumların tablolar halinde verilmesi ve projenin doğal yaşam üzerine etkilerinin ne şekilde olacağı hususlarının rapora eklenmesi gerektiğinin belirtilmesine ve bu listenin proje tanıtım dosyasına eklenmesine karşın bu verilerin proje hazırlanırken kullanılmadığı, cansuyu miktarının ekolojik yaşamın devamı açısından çok önemli olduğu, gerekli cansuyu miktarının ayrıntılı bir çalışma sonucu ortaya çıkarılmasının gerektiği, cansuyu miktarı belirlenirken ekolojik dengenin korunması ve su debisinin yıllara göre değişimi gibi iklimsel etkilerin de göz önünde tutulması suretiyle Bütüncül Havza Yönetimi'nin esas alınması gerektiği, Çit Deresi ve ... Dereleri üzerine birbiri arkasına yapılması planlanan 5 adet HES ve Regülatörün de cansuyunun belirlenmesinde dikkate alınması gerektiği, yapılması planlanan HES ve Regülatörler bir arada düşünülmeden tek bir HES için bırakılması gereken cansuyu miktarının belirlenmesinin yanlış olacağı, Çit Deresi ve ... Deresi üzerinde gerçekleşecek HES dahil tüm faliyetlerin, Bütüncül Havza Yönetimi çalışmaları ile havza bazında irdelenmesi ve planlamasının yapılmasının gerektiği, hafriyat hesabının yanlış olduğu, proje alanında tarihsel değerleri tanımlanmamış değirmen, köprü gibi yapıların bulunduğu, proje tanıtım dosyasında sadece bir yapı için koruma öngörüldüğü, ancak Kurul'un yol güzergahları, yol ve kanal büyüklükleri hakkında yeterince bilgi sahibi olup olmadığının belirsiz olduğu, bu yapıların sayıları, yerleri ve inşaat sürecinden nasıl korunacaklarının projelendirilmesi gerektiği, gürültü için yapılan hesaplarda yerleşim yerlerinin göz önünde bulundurulduğu, ancak yörede yaban hayatı için gürültünün etkisinin nasıl azaltılacağının projelendirilmemesinin önemli bir eksik olduğu, Artabel Gölleri Tabiat Parkı'nın HES kapsamında kurulacak regülatör mevkiinin kuş uçuşu 5,57 km batısında yer aldığı, jeolojik ve jeomorfolojik kaynak değerleri, flora ve fauna zenginliği ve peyzaj değerleri açısından taşıdığı önem nedeniyle 1998 yılında ilan edilen 5859 hektar büyüklüğündeki Artabel Tabiat Parkı'nın bulunduğu kısıtlı alanda 141 bitki, 30 memeli ve 88 kuş türünün tespit edildiği, Artabel Gölleri Tabiat Parkı Alanı ilan edilen bölgeye yakın, hassas bir yer olduğu ve ekosistemin bozulma olasılığının yüksek olduğu, bu nedenle üretim kapasitesinden bağımsız olarak kapsamlı bir ÇED çalışmasına ihtiyaç bulunduğu, sonuç olarak; projeden etkilenebilecek endemik, hassas ve tehlike altında çok sayıda canlı türünün varlığı, alanda habitat bütünlüğünün kırılmasına ve akarsu ekosisteminin değişmesine yol açacak etkilerin öngörülmesi, yakın çevrede bulunan mevcut korunan alanlarla etkileşim olasılığı, bu olası etkilerin proje belgelerinde hiçbir şekilde irdelenmemiş olması, proje dosyasında mevcut bazı hesaplamaların ve bu hesaplamalara dayalı önlem önerilerinin eksik veya yanlış olması nedenleriyle ... HES projesinin çevresel etki değerlendirilmesi çalışmasının gerekli olduğu görüşlerine yer verildiği; proje alanının jeolojik ve jeomorfolojik kaynak değerleri, flora ve fauna zenginliği ve peyzaj değerleri açısından önem taşıyan Artabel Gölleri Tabiat Parkı sınırına çok yakın olduğu, dolayısıyla projeden etkilenebilecek çok sayıda endemik, hassas ve tehlike altındaki canlı türünün bulunduğu, ekosistemin bozulma olasılığının bulunduğu, bölgedeki endemik canlı türlerinin yaşamlarına en az müdahaleyi sağlayacak çalışma ortamının yaratılarak proje tanıtım dosyasında yer alması gerekir iken yer almadığı, dere yatağına bırakılması planlanan su miktarının bölgenin ekolojisi bozulmamış bir bölge olduğunun göz önünde bulundurulması suretiyle belirlenmesi gerektiği, Çit Deresi ve ... Deresi üzerinde birbiri arkası yapılması planlanan 5 adet HES bulunması nedeniyle can suyu miktarı belirlenir iken Bütüncül Havza Yönetim Planlarının sonuçlarının göz önüne alınması ve havza bazında planlama yapılması gerektiği, proje dosyasında belirtilen hafriyat miktarının oldukça düşük olduğu, hafriyat miktarının iletim hattı ve kanal kesit alanının çarpılması suretiyle hesaplanmasının yanlış olduğu, projenin her bir parçası için hafriyat hesaplaması yapılması ve depolama alanlarının dere yatağından uzakta planlanması gerekir iken yapılmadığı, atık yönetim sistemine ilişkin olarak proje tanıtım dosyasında detaylı bir çalışma planının yer almadığı, proje alanında tarihsel değerleri tanımlanmamış yapıların bulunması nedeniyle bu yapıların sayıları, yerleri ve inşaat sürecinden nasıl korunacaklarının bir yapı dışında projelendirilmediği, projenin havzanın kaynak bölgesinde yer alması nedeniyle etkilerinin alt bölgelere en az şekilde taşınması için gerekli önlemlerin alınması gerektiği anlaşıldığından proje için çevresel etki değerlendirilmesi çalışmasının yapılmasının gerekli olduğu gerekçesiyle dava konusu işlemin iptali yolundaki ... İdare Mahkemesinin ... tarihli ve E:... , K:... sayılı kararının temyiz edilmesi üzerine, Danıştay Ondördüncü Dairesinin 24/09/2013 tarihli ve E:2011/12168, K:2013/6243 sayılı kararıyla onanmış ve anılan karar kesinleşmiştir.
Daha sonra dava konusu ÇED olumlu kararının verilmesi üzerine, bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2872 sayılı Çevre Kanununun 2. maddesinde, "Çevresel Etki Değerlendirmesi: Gerçekleştirilmesi plânlanan projelerin çevreye olabilecek olumlu ve olumsuz etkilerinin belirlenmesinde, olumsuz yöndeki etkilerin önlenmesi ya da çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için alınacak önlemlerin, seçilen yer ile teknoloji alternatiflerinin belirlenerek değerlendirilmesinde ve projelerin uygulanmasının izlenmesi ve kontrolünde sürdürülecek çalışmaları... ifade eder.'' hükmüne; 10. maddesinde, "Gerçekleştirmeyi plânladıkları faaliyetleri sonucu çevre sorunlarına yol açabilecek kurum, kuruluş ve işletmeler, Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu veya proje tanıtım dosyası hazırlamakla yükümlüdürler. Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararı veya Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir Kararı alınmadıkça bu projelerle ilgili onay, izin, teşvik, yapı ve kullanım ruhsatı verilemez; proje için yatırıma başlanamaz ve ihale edilemez." hükmüne yer verilmiştir.
03/10/2013 günlü ve 28784 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren ve dava konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunan “Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinin 4. maddesinde; 'Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararı, çevresel etki değerlendirmesi raporu hakkında komisyon tarafından yapılan değerlendirmeler dikkate alınarak, projenin çevre üzerindeki muhtemel olumsuz etkilerinin, alınacak önlemler sonucu ilgili mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeylerde olduğunun saptanması üzerine projenin gerçekleşmesinde çevre açısından sakınca görülmediğini belirten Bakanlık kararı olarak tanımlanmıştır. Aynı Yönetmeliğin 6. maddesinde ise; "(1) Bu Yönetmelik kapsamındaki bir projeyi gerçekleştirmeyi planlayan gerçek veya tüzel kişiler; Çevresel Etki Değerlendirmesine tabi projeler için ÇED Başvuru Dosyasını, ÇED Raporunu, Seçme Eleme Kriterleri uygulanacak projeler için ise Proje Tanıtım Dosyasını, Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum ve kuruluşlara hazırlatmak, ilgili makama sunulmasını sağlamak ve proje kapsamında verdiklere taahhütlere uymakla yükümlüdürler. (3) Bu Yönetmeliğe tabi projeler için "Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu" kararı veya "Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir" kararı alınmadıkça bu projelere hiçbir teşvik, onay, izin, yapı ve kullanım ruhsatı verilemez, proje için yatırıma başlanamaz ve ihale edilemez.'' düzenlemesine yer verilmiştir.
Aynı Yönetmeliğin "Çevresel Etki Değerlendirmesi Genel Formatı" başlıklı Ek-3 bölümünde; Çevresel Etki Değerlendirmesi Genel Formatı ile Çevresel Etki Değerlendirmesi Özel Formatının ihtiva etmesi gereken hususlar düzenlenmiş, Bölüm I: Projenin tanımı ve özellikleri; proje konusu yatırımın tanımı, özellikleri, ömrü, hizmet maksatları, önem ve gerekliliği ile projenin yer ve teknoloji alternatifleri, proje için seçilen yerin koordinatları, Bölüm II: Proje Yeri ve Etki Alanının Mevcut Çevresel Özellikleri; proje alanının ve önerilen proje nedeniyle etkilenmesi muhtemel olan çevrenin; nüfus, fauna, flora, jeolojik ve hidrojeolojik özellikler, doğal afet durumu, toprak, su, hava, atmosferik koşullar, iklimsel faktörler, mülkiyet durumu, mimari ve arkeolojik miras, peyzaj özellikleri, arazi kullanım durumu, hassasiyet derecesi (Ek-5'deki Duyarlı Yöreler Listesi de dikkate alınarak) benzeri özellikler, Bölüm III : Projenin İnşaat ve İşletme Aşamasında Çevresel Etkileri ve Alınacak Önlemler; projenin, çevreyi etkileyebilecek olası sorunların belirlenmesi, kirleticilerin miktarı, alıcı ortamla etkileşimi, kümülatif etkilerin belirlenmesi, sera gazı emisyonların belirlenmesi ve iklim değişikliğine etkileri, projenin çevreye olabilecek olumsuz etkilerinin azaltılması için alınacak önlemler, izleme planı (inşaat dönemi), Bölüm IV: Halkın Katılımı; projeden etkilenmesi muhtemel ilgili halkın belirlenmesi ve halkın görüşlerinin çevresel etki değerlendirmesi çalışmasına yansıtılması için önerilen yöntemler, görüşlerine başvurulması öngörülen diğer taraflar şeklinde düzenlemeler yer almıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen hükümler uyarınca; çevresel etki değerlendirmesi ile, gerçekleştirilmesi planlanan projelerin çevreye olabilecek olumlu ya da olumsuz etkilerinin belirlendiği, olumsuz yöndeki etkilerin önlenmesi ya da çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için alınacak önlemlerin irdelendiği, seçilen yer ile teknoloji alternatiflerinin belirlenerek değerlendirildiği, ayrıca projelerin uygulanmasının izlendiği ve kontrolünde sürdürülecek çalışmaların belirlendiği bir süreç öngörülmüş olup, Yönetmelik kapsamında yer alan bir faaliyet nedeniyle hazırlanacak ÇED raporunda özel format uyarınca, projenin gerçekleştirileceği yer ile alternatif alanlar belirlenerek projenin hizmet amacı, önem ve gerekliliği kapsamında yerin ve etki alanının çevresel özellikleri, çevresel etkiler ve alınacak önlemlerin tartışılması, faaliyet yerinin belirlenmesinde ise, faaliyetin büyüklüğü, amacı, ulaşım, iklim, toprağın ve çevrenin özellikleri, olası etkiler ve etkilerin azami giderilme olanakları gibi unsurların etkili olması, bu bağlamda, sürdürülebilir kalkınma ve sürdürülebilir çevre dengesinin sağlanması yolunda belirtilen nitelikteki bir faaliyete en uygun yerin seçilmesi esastır.
Çevresel etki değerlendirmesi; gerçekleştirilmesi planlanan projenin, çevreye olabilecek olumlu ya da olumsuz etkilerinin belirlenmesi, olumsuz yöndeki etkilerin önlenmesi ya da çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için alınacak önlemlerin belirlenerek değerlendirilmesi amacıyla yapıldığından, ÇED sürecinde verilen kararların iptali istemiyle açılacak davalarda, yukarıda belirtilen Yönetmeliğin Ek-III bölümündeki unsurlar yönünden, ÇED kararlarının bir bütün olarak çevresel etkilerinin irdelenmesi gerekmektedir. Ayrıca, bilirkişi heyeti tarafından proje alanının ve etki alanının fora ve faunasının incelenmesi ve projenin flora-faunaya olabilecek etkilerinin azaltılmasına yönelik nihai ÇED raporunda yer alan önlemlerin yeterli olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir
Yukarıda yer verilen hükümler uyarınca; gerçekleştirmeyi plânladıkları faaliyetleri sonucu çevre sorunlarına yol açabilecek kurum, kuruluş ve işletmelerin, çevresel etki değerlendirmesi raporu veya proje tanıtım dosyası hazırlamakla yükümlü oldukları; çevresel etki değerlendirmesine tabi projeler için hazırlanması gereken ÇED dosyasının, Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği Ek-3’te yer alan ÇED genel formatı esas alınarak hazırlanması gerektiği anlaşılmaktadır
Nihai ÇED raporunda onlarca uzmanın imzası bulunabildiğinden, birebir aynı sayıda ve aynı uzmanlık alanında olmasa dahi, yargılama usulü kurallarının elverdiği ölçüde, usul ekonomisi de gözetilerek bir denge kurulması, seçilecek bilirkişilerin projenin bulunduğu alana ve projeye yapılan itirazlara göre, değerlendirilmesi zorunlu olan ana konu başlıkları bakımından yeterli uzmanlığa sahip olması, tarafları tatmin edici ve adil bir yargılama yapılması açısından bir gerekliliktir.
Dosyanın incelenmesinden; İdare Mahkemesince, çevre, jeoloji, ziraat ve inşaat mühendisi ile şehir plancısından oluşan bilirkişi heyetiyle yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporda, "ilk derece mahkemesi kararının özeti" bölümünde açıklanan tespitlere yer verildiği, bilirkişi heyetinde flora - fauna uzmanının yer almadığı, bilirkişi raporunda proje sahasının flora ve faunaya etkileri hususunda değerlendirme yapılmadığı, İdare Mahkemesince, anılan bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda; ... İdare Mahkemesinin E:... sayılı dosyasında yer alan bilirkişi raporunda özetle, projeden etkilenebilecek endemik, hassas ve tehlike altında çok sayıda canlı türünün varlığı, alanda habitat bütünlüğünün kırılmasına ve akarsu ekosisteminin değişmesine yol açacak etkilerin öngörülmesi, yakın çevrede bulunan mevcut korunan alanlarla etkileşim olasılığı, bu olası etkilerin proje belgelerinde hiçbir şekilde irdelenmemiş olması, proje dosyasında mevcut bazı hesaplamaların ve bu hesaplamalara dayalı önlem önerilerinin eksik veya yanlış olması nedenleriyle ... HES projesinin Çevresel Etki Değerlendirilmesi çalışmasının gerekli olduğu tespitine yer verildiği, davacılar vekilinin bilirkişi tarafından, projenin ekosistemde değişime ve kirliliğe neden olup olmayacağının değerlendirilmediği, raporda projenin flora ve fauna üzerindeki etkilerinin değerlendirilmediği, koruma altındaki kırmızı benekli alabalığa etkilerinin değerlendirilmediği, çit dere havzasında bölgeye özel yetişen kelebek türüne ve yaban hayatına etkilerine dair irdeleme yapılmadığı ve bilirkişi tarafından önceki bilirkişi raporundaki eksikliklerin düzeltilip düzeltilmediğinin de incelenmesi gerektiği iddia edildiğinden, proje sahasının flora ve fauna bakımından zengin ve hassas olan bölgeye yakın olduğu dikkate alındığında, davacıların dava konusu projeye ilişkin iddialarının ve ... İdare Mahkemesinin E:... sayılı dosyasında yer alan bilirkişi raporunda tespit edilen hususların da deperlendirilmesi suretiyle, nihai ÇED raporunda yer alan flora ve faunaya ilişkin açıklamaların, çevreye etkilerinin ve bu hususlara ilişkin önlemlerin yeterli olup olmadığının ortaya konulması, proje alanı ile etkilenme alanında tespit edilen flora ve fauna türleri ile endemik türlerin korunmasına ilişkin önlemlerin yeterli olup olmadığı hususlarının değerlendirilmesi gerektiğinden, özellikle aralarında çevre mühendisi, hidrojeoloji uzmanı ve flora-fauna uzmanı bilirkişiler olmak üzere, gerekirse başka dallardan da uzmanlar seçilerek oluşturulacak yeni bir bilirkişi heyetiyle, mahallinde yeniden keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılarak, yukarıda yer verilen hususlar da ayrıca açıklığa kavuşturulmak suretiyle uyuşmazlığın esası hakkında yeniden bir karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmış olup, karara dayanak alınabilecek nitelikte bulunmayan bilirkişi raporu esas alınarak verilen temyize konu İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacıların temyiz isteminin kabulüne,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin temyize konu ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:... , K:... sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20/A-2-(i) maddesi uyarınca, karar düzeltme yolunun kapalı olduğunun duyurulmasına, 12/10/2021 tarihinde usul yönünden oyçokluğuyla, esas yönünden oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.