10. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/24580 Karar No: 2014/18639 Karar Tarihi: 26.09.2014
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2013/24580 Esas 2014/18639 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2013/24580 E. , 2014/18639 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : Gebze 1. İş Mahkemesi Tarihi : 27/06/2013 No : 2010/978-2013/582
Dava, tedavi gideri alacağının tahsili istemine ilişkindir. Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar vermiştir. Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Davacı, davalı Kurum ile aralarındaki sözleşme kapsamında fizik tedavi hizmeti vererek hizmet bedelini aylık olarak fatura ettiğini, Haziran 2010 döneminde vermiş olduğu hizmet karşılığı olan alacaktan Kurum tarafından 9.654,92 TL kesinti yapıldığını, ancak bu kesintinin haksız olduğunu savunarak bu miktarın tahsilini istemektedir. Davacının 17.08.2010 tarihinde söz konusu kesinti için Kuruma itirazda bulunduğu, İtiraz ve İnceleme Üst Komisyonunun, davacı Özel Fizikmer Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi ile davalı Kurum arasında sözleşme olduğunu da belirterek itirazı reddettiği anlaşılmaktadır. Görev konusu, kamu düzeni ile ilgili olup, mahkemelerce yargılamanın her aşamasında re’sen ele alınması gereken bir husustur. İş Mahkemeleri, 5521 sayılı Kanun ile kurulmuş istisnai nitelikte özel mahkemeler olup, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 106. maddesi ile mülga 1479 sayılı Kanunun 70. maddesinde ve 506 sayılı Kanunun 134. maddesinde, bu Kanunların uygulamasından doğan uyuşmazlıkların yetkili iş mahkemelerinde görüleceği, 5510 sayılı Kanun’un 101. maddesinde de, aksine hüküm bulunmayan hallerde, 5510 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceği düzenlenmiştir. Uyuşmazlığın çözümünde, ne 506 sayılı Kanun, ne 1479 sayılı Kanun ne de 5510 sayılı Kanun’un uygulama yeri bulunmamakta olup, davanın yasal dayanağı Borçlar Kanununun 112 ve devamı (818 sayılı Borçlar Kanunu 96 ve devamı) maddeleridir. Bu durumda yukarıda sözü edilen kanun maddeleri hükümlerine göre sınırlı yetki ile donatılmış iş mahkemesi görevli değildir. Bu çerçevede uyuşmazlığın çözümünde genel mahkemelerin görevli olduğu gözetilmeksizin, yazılı şekilde hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 26.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.