18. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/3007 Karar No: 2016/4361 Karar Tarihi: 15.03.2016
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2016/3007 Esas 2016/4361 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davanın konusu, davalı dernek şubesinin feshi istemidir. Mahkeme, davanın reddine karar vermiştir. Ancak müdahil vekili tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz istemi kabul edilerek, dava dosyasındaki bütün deliller incelenmiştir. Dernek, Türk Medeni Kanununun 56. maddesi hükmüne göre özel bir hukuk tüzel kişisidir. Dernekler Kanununun 2/h maddesinde, şubeler tüzel kişilik kazanmamaktadır. Taraf ehliyeti kamu düzenine ilişkindir ve davada tüzel kişiliği bulunan dernek taraf olma ehliyetine sahip değildir. Davada tüzel kişiliği bulunan dernek adına karar verilmesi isabetsizdir. Kanun maddeleri: Türk Medeni Kanununun 56, 50, Dernekler Kanununun 2/h, 8, 28, 47 ve 48. maddeleri.
18. Hukuk Dairesi 2016/3007 E. , 2016/4361 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davanamede, davalı dernek şubesinin feshi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm müdahil vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 56. maddesi hükmüne göre dernek bir özel hukuk tüzel kişisi olup Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 33. maddesinin yollaması ile Türk Medeni Kanununun 50. maddesi hükmüne göre tüzel kişinin iradesi organları aracılığı ile açıklanır ve organlar hukuki işlemleri ve diğer tüm eylemleri ile tüzel kişiyi borç altına sokarlar. 5253 sayılı Dernekler Kanununun 2/h maddesinde ise; dernek şubeleri, dernek faaliyetlerinin yürütülebilmesi için bir derneğe bağlı olarak açılan, tüzel kişiliği olmayan ve bünyesinde organları bulunan alt birim olarak tanımlanmıştır. Bu olgu gözetildiğinde, kanun ile derneklere şube açma imkanının tanınması ve dernek şubelerinin organlarının bulunması, şubelerin tüzel kişiliği bulunduğu sonucunu doğurmamaktadır. Türk Medeni Kanunu; davada taraf olma ehliyetini, medeni haklardan yararlanma ehliyetinin bir parçası saymış, 8, 28, 47 ve 48. maddeleriyle bu yönde hükümler getirerek medeni haklardan yararlanma ehliyeti bulunan her gerçek ve tüzel kişinin davada taraf olma ehliyetini taşıdığını belirtmiştir. Taraf ehliyeti kamu düzenine ilişkindir. Dava tarihinden önce ölen ve kişiliği son bulan bir kişinin veya tüzel kişilik kazanmamış bir topluluğun taraf ehliyetinin bulunmayacağı kuşkusuzdur. Davada, davalı derneğin ... Şubesinin 02.10.2011 tarihinde gerçekleştirdiği yürüyüş ve basın açıklamasında dernek isminde izinsiz olarak "Türkiye" kelimesini kullandığı, bunun kanuna aykırı olduğu ileri sürülerek dernek şubesinin feshi istenilmiş, davaname dernek şubesine tebliğ edilerek yargılama yapılmış ve hüküm verilmiştir. Yukarıda açıklanan hukuksal olgular ve şubenin tüzel kişiliğinin ve dolayısıyla davada taraf ehliyetinin bulunmadığı gözetildiğinde davada taraf teşkili sağlanmadan yargılama yapılıp hüküm verildiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, dava dilekçesi ve duruşma gününün tüzel kişiliği bulunan dernek adına ve genel ... adresine tebliğe çıkarılması, dernek yetkilileri veya vekilleri duruşmaya geldikleri takdirde davaya karşı diyeceklerinin ve delillerinin ibraz etme olanağı tanındıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 15.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.