21. Hukuk Dairesi 2016/11235 E. , 2018/4574 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacılar iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davacılar ve davalılardan ..., ... ve ... vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava, iş kazası sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi tazminat talebi ile anne ve babasının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacı ... için 115.583,30 TL maddi, 13.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacılar ... ve ..."nun manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; davacı anne ile babanın çocukları davacı sigortalıyı akrabaları olan ..."in yanına sömestr tatilinde harçlığını çıkarmak üzere getir götür işlerinde çalışmak üzere gönderdikleri, ancak sigortalının bina inşaatına götürülerek ... cam, asma tavan montaj işinin görülmesi kapsamında binanın 2. katından 6 metre boyundaki alüminyum köşebent malzemeyi indirirken binanın 3 metre yakınından geçen elektrik enerji nakil hattına temas ettirmesi sonucu elektrik akımına kapılarak yaralandığı, hükme esas alınan kusura ilişkin bilirkişi raporunda davacı anne ve babaya ... kapı pencere cam işleri yapan işyerinde çalışmasına müsaade etmeleri nedeniyle olayın meydana gelmesinde % 20 oranında kusurlu olduklarının belirtildiği anlaşılmaktadır.
İş kazalarında olay, İş Hukuku ve sosyal güvenlik ilkeleri çerçevesinde değerlendirilmeye tabi tutulmalıdır. İşverenin iş kazası sonucu meydana gelen zarar nedeniyle hukuki sorumluluğu yasa ve içtihatlarla belirlenmiş olan ayrık haller dışında ilke olarak iş aktinden doğan işçiyi gözetme ( koruma ) borcuna aykırılıktan kaynaklanan kusura dayalı sorumluluktur. İnsan yaşamının kutsallığı çerçevesinde işverenin işçilerin sağlığını ve güvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlü olduğu olay tarihinde yürürlükte olan İş Kanunu"nun 77. maddesinin açık buyruğudur.
İş kazasından doğan tazminat davalarının özelliği gereği, İş Kanunu"nun 77. maddesinin öngördüğü koşulları göz önünde tutarak ve özellikle işverenin niteliğine göre, işyerinde uygulanması gereken ... Tüzüğü"nün ilgili maddelerini incelemek suretiyle, işverenin işyerinde alması gerekli önlemlerin neler olduğu, hangi önlemleri aldığı, hangi önlemleri almadığı, alınan önlemlere işçinin uyup uymadığı gibi hususlar ayrıntılı bir biçimde incelenmek suretiyle kusurun aidiyeti ve oranı hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde belirlenmelidir. (Hukuk Genel Kurulunun 16/06/2004 gün ve 2004/21-365 E.-369 K.sayılı kararı da aynı yöndedir ) Görüldüğü üzere İş Kanunu"nun 77. maddesine göre iş güvenliği önlemlerini almak işverenin, bu önlemlere uymak da çalışan sigortalının yükümlülüğündedir. Velayet hakkının bulunması iş güvenliği önlemlerinin her an anne-baba tarafından denetlenmesi yükümlülüğü doğurmayacağından anne ve babaya kusur izafe edilmesi isabetsiz olmuştur.
Yapılacak iş, yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda sigortalı ve işveren yönünden olay ve oluşa uygun olarak olay tarihinde yürürlükte bulunan İş Kanununun 77. maddesi ile yönetmelik hükümleri göz önünde tutularak yöntemince iş güvenliği uzmanlarından oluşan 3 kişilik bilirkişi heyetinden kusur raporu alınarak çıkacak sonuca göre bir karar vermektir.
Öte yandan;
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 56/2 maddesine göre, ağır bedensel zarar veya ölüm halinde, zarar görenin yakınları da manevi tazminat talep edebilecektir. Öyleyse, bir kişinin cismani zarara uğraması sonucunda, onun (ana, baba, karı, koca ve çocuklar gibi) çok yakınlarından birinin de aynı eylem nedeniyle ruhsal ve sinirsel sağlık bütünlüğünün ağır şekilde bozulmuşsa, onların da manevi tazminat isteyebilecekleri kabul edilmelidir. Nitekim, kaza sonucu ağır yaralanan kazalı işçi yakınlarının manevi tazminat isteyebileceklerine (HGK 23.9.1987 gün ve 1987/9-183 1987/655, HGK 26.4.1995 gün ve 1995/11-122, 1995/430) ilişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararları mevcuttur.
Somut olaya gelince; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu, yukarıda açıklanan ilkeler ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararları ışığında, olayın özelliğine, sürekli iş göremezlik derecesinin haricinde yaralanmasının özelliğine ve sigortalının yaşına göre ağır bedensel zarara uğradığı gözetilerek davacı anne ve baba lehine de uygun bir miktar manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykır olup bozma nedenidir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usule ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacılar vekili ile davalılar ..., ..., ..."un bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilerek hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 08.05.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.