
Esas No: 2021/3470
Karar No: 2022/824
Karar Tarihi: 16.02.2022
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/3470 Esas 2022/824 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, sözleşme gereği kapıların imalat ve montajını yapan davalıya ödemeler yaptığını, ancak işin tamamlanmadığını ve sözleşmenin feshedildiğini iddia ederek fazla ödediği bedelin tespitini ve geri ödenmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi kısmen kabul ettiği talepleri, istinaf sonucu Bölge Adliye Mahkemesi tarafından reddedilmiştir. Ancak Yargıtay, yeterli inceleme yapılmadan karar verildiğini ve ticari defterlerin incelenmemiş olmasını gerekçe göstererek kararı bozmuştur. Dosya yeniden incelenmek üzere Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmiştir.
Kanun maddeleri: Türk Borçlar Kanunu'nun 470 ve devamı maddeleri, Tebligat Kanunu'nun 35. maddesi, HMK'nın 222/1. fıkrası, 6100 sayılı HMK 373. madde.
"İçtihat Metni"
Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen kararın temyizen tetkiki davacı vekili ve davalı vekilince istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit ve alacak istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, kararının kaldırılmasına, davanın reddine dair verilen karar, taraflarca temyiz edilmiştir.
Davacı davasında taraflar arasında akdedilen 07.03.2015 tarihli sözleşme ile davalının malzemeli olarak inşaattaki kapıların imalat ve montajını yapmayı 2.290.037, 80 TL bedelle üstlendiğini, müvekkilinin iş bedelini dilekçede numara, tarih ve bedelleri yazılı beş adet çek vererek ödediğini, davalının toplam 722.160 TL tutarlı üç adet fatura düzenlediğini, 05.08.2016/13114 yevmiye numaralı ihtarnameyle edimin ifa edilmesi aksi halde sözleşmenin feshedileceğinin ihtar edildiğini, muhatap adreste bulunamadığından tebliğ edilemediğini, sözleşme süresi tamamlandığı ve davalı teslimat yapmadığından 05.01.2017/ 436 yevmiye numaralı ihtarnameyle sözleşmenin feshedildiğini, müvekkilinin ... numaralı 15.12.2016 tarihli 631.736, 60 TL bedelli çek dışındaki tüm çekleri ödediğini öne sürerek müvekkilinin ... numaralı çek nedeniyle borçlu olmadığının tespitini ve fazla ödenmiş olan 936.141, 20 TL'nin faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı tarafça cevap dilekçesi sunmamıştır. Feri müdahil vekilince, 631.736,60. TL'lek çekin davalı tarafça müvekkiline ciro edildiğini, bu çekin süresinde bankaya ibraz edemediğini, bu çekle ilgili Eskişehir 6. İcra Müdürlüğünün 2017/1149 e. Sayılı dosyasında yaptığı takibe borçlunun itirazı üzerine mahkemenin 2017/209 esasında itirazın iptali davası görüldüğünü belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece taraflar arasındaki sözleşmenin feshi de dikkate alındığında davacının davalı yükleniciye 587.062,51.-TL'lik fazla ödemede bulunduğu gibi dava konusu 631.736,60.-TL'lik çekten dolayı da davacının davalıya herhangi bir borcunun bulunmadığı anlaşıldığından, davanın kısmen kabulü ile, davaya konu çekten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacının davalıya fazladan ödediği 587.062,51.-TL bedelin dava tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan istirdatan alınıp davacıya verilmesine, fazla istemin reddine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesinin kararının davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi tarafından, davacı tarafça işin tamamlanmasına ve sözleşmenin feshine ilişkin ihtarnameler keşide edilmişse de; her iki ihtarnamenin de davalıya tebliğ edilmemiş olduğu, sözleşme feshedilmiş olmakla birlikte davacı tarafın işin eksik bırakıldığı hususunda delil tespiti yaptırmadığı, mahkemece yapılan keşifte sözleşme kapsamındaki işin tamamlandığının belirlendiği, davacının karinenin aksine davalının işi eksik bıraktığını ve işi üçüncü kişilere tamamlattığını yasal delillerle kanıtlayamadığından sözleşme kapsamında yer alan ve keşfen tamamlandığı belirlenen işin davalı tarafından yapıldığının, davalının sözleşmede kararlaştırılan iş bedeline hak kazandığının kabulüyle davanın reddine karar vermek gerekirken mahkemece hatalı değerlendirmeyle verilen davanın kısmen kabulüne dair karar dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun bulunmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK 353/1.b.2 madde gereğince mahkeme kararının kaldırılmasıyla davanın reddine karar verilmiştir. Karar, taraf vekillerince temyiz etmiştir.
1) Davacı vekilinin temyiz itirazları açısında yapılan incelemede;
Taraflar arasında eser sözleşmesinin bulunduğu ihtilâfsız olup davacı yüklenici davalı taşerondur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinde yüklenicinin görevi eseri sözleşmesine, amacına ve tekniğine uygun tamamlayarak teslim etmek, iş sahibinin görevi ise, sözleşmede kararlaştırılan yükümlülükler varsa bunların yerine getirilmesiyle eserin bedelini ödemekten ibarettir.
Eser sözleşmesi imzalandıktan sonra yapılan işlerin yüklenici tarafından yapıldığı karine olarak kabul edilir. Ancak bu karinenin aksi savunulup ispat edilebilir (Yargıtay 15. HD. 16.05.2016 T. 2016/1692 E. 2016/2805 K.)
Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince menfi tespit ve fazla ödeme nedeniyle istirdata ilişkin davanın reddine karar verilmiş ise de tahkikat yeterli görülmemiştir.
İlk derece mahkemesinin menfi tespit ve istirdat isteminin kısmen kabulü kararı, istinaf incelemesinde yerinde görülmeyerek her iki talebinde reddine karar verilmiştir. İstinaf, ilk derece mahkemesince verilen kararların maddi vakıa incelenmesi ve hukuki denetiminin yapılması suretiyle, hataların düzeltilmesi faaliyetidir. Somut olayda, davalı tarafa Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre tebligat yapılarak yargılama tamamlanmış ve davanın kabulüne karar verilmişse de, davalı tarafın istinaf aşamasında, delilleri toplanmadan karar verildiğine dair itirazları, ile HMK’nın 222/1. fıkrası gereğince mahkemenin kendiliğinden ticari defterlerin incelenmesine karar verebileceği, hükmü dikkate alındığında İstinaf Mahkemesince, ilk derece mahkemesinde incelenmeyen davalı tarafın ticari defter ve kayıtları celp edilerek, bilirkişiye tevdi edilmek suretiyle davacı defterleri üzerinde HMK m. 222. madde çerçevesinde inceleme yaptırılmaması doğru görülmemiştir.
Mahkemece yapılacak iş, iki tarafında ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak davalının yaptığı iş miktarı ile davacının yaptığı ödemeler karşılaştırılarak sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir.
Yeterli araştırma yapılmadan eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamış, kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2)Bozma nedenine göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada
incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesinin 2019/111 Esas, 2021/216 Karar sayılı 03.03.2021 günlü hükmünün davacı lehine BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle bozma nedenine göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcın talep halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK 373. madde hükümleri gözetilerek dosyanın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesine, 16.02.2022 gününde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.