Esas No: 2019/4090
Karar No: 2021/4400
Karar Tarihi: 12.10.2021
Danıştay 3. Daire 2019/4090 Esas 2021/4400 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/4090
Karar No : 2021/4400
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü/…
KARŞI TARAF (DAVACI) : …Petrol Ürünleri Pazarlama Turizm Taşımacılık Otomotiv Sanayi ve Dış Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının, ihraç kaydıyla düzenlediği faturaların gerçek bir emtia teslimine dayanmadığı yolundaki tespitler içeren vergi tekniği raporu uyarınca düzenlenen vergi inceleme raporuna dayanılarak 2012 yılının Şubat, Mart, Nisan dönemlerine yönelik olarak haksız iade edilen verginin geri alınması amacıyla re'sen salınan üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Sebze ve meyve ticaretinin komisyoncular aracılığıyla gerçekleştirilmesinin ilgili sektörde normal ve mutad bir uygulama sayıldığı, adlarına müstahsil makbuzu düzenlenen kimseler hakkındaki tespitlerden, bu şahısların tamamına yakınının çiftçilik yaptığı, söz konusu teslimlerin katma değer vergisinden istisna edilmesi nedeniyle müstahsil makbuzlarında katma değer vergisi hesaplanmadığı, iadesi alınan katma değer vergisinin yalnızca ihraç edilen sebze ve meyvenin taşınması karşılığında düzenlenen nakliye faturalarında hesaplanan katma değer vergisiyle sınırlı olduğu, ihracat işlemlerinin gerçeği yansıtmadığına ilişkin olarak gümrük idaresince yapılan herhangi bir saptama bulunmadığı, nakliye işlemlerini yapan firmalarla ilgili karşıt incelemelerde, sahte belge düzenledikleri yönünde bir tespitin olmadığı, davacı tarafından iade alınan katma değer vergisinin hesaplandığı faturalarda taşındığı belirtilen sebze ve meyve miktarının gümrük beyannamelerine göre ihraç edildiği beyan edilen toplam sebze meyve miktarının altında kaldığı hususları birlikte değerlendirildiğinde, davacı tarafından ilgili dönemde sebze ve meyve ihraç edildiği ve ihraç edilen sebze ve meyvenin taşınması sırasında gerçekten katma değer vergisinin yüklenildiği sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle dava konusu cezalı vergi kaldırılmıştır.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusunun, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:Adlarına müstahsil makbuzu düzenlenen üretici çiftçiler nezdinde yapılan karşıt incelemelerde bu kişilerce davacının tanınmadığının beyan edildiği, çiftçilerin bir kısmının gerçek usulde vergilendirmeye tabi olduğu, adlarına müstahsil makbuzu düzenlenen üreticiler tarafından ya dava konusu dönemde sebze ve meyve üretilmediği ya da ürünlerin başka firmalara satıldığının beyan edildiği, davacı tarafından bu şahıslar adına bilgileri dışında müstahsil makbuzu düzenlendiği, davacının deposu bulunmamasına rağmen bilançolarında stoklara yer verildiği, davacının ihracat işlemlerinin iktisadi ve ticari icaplara uygun düşmediği, beyannamelerinin gerçek durumu yansıtmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'İN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 12/10/2021 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.
(X)-KARŞI OY :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 229. maddesinde yer alan hüküm uyarınca fatura; satılan emtia veya yapılan iş karşılığında düzenlenen yasal belge olduğuna göre gerçekten bir emtia teslimi yapılmadığı halde düzenlenmesi ve böyle bir faturanın kayıtlara alınması Vergi Usul Kanunu ve Ticaret Kanununa aykırıdır. Kaldı ki gerçek bir emtia teslimine dayanmayan faturalarda gösterilen katma değer vergisinin indirim konusu yapılamayacağı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 29 ve 34. maddelerinde öngörülmüş bulunmaktadır.
Öte yandan, 213 sayılı Yasa'nın 359. maddesinde sahte belgenin, ortada gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi gösterilerek düzenlenmiş belge olarak açıklanmış olup, düzenleniş amacı itibarıyla bu nitelikte olan belgelere artık hukuken itibar edilemeyeceği ve içeriklerinin doğru olarak kabul edilemeyeceği açıktır.
Dava dosyası ve muhteviyatı inceleme raporundan; adına müstahsil makbuzu düzenlenen şahıslardan nezdinde karşıt inceleme yapılanların bazılarının bahsi geçen dönemlerde zirai faaliyetinin bulunmadığının, bazılarının işletme hesabına göre mükellefiyeti bulunduğunun ve zirai ürün satmadığının tespit edildiği, ihracat istisnasından kaynaklı katma değer vergisine konu zirai ürünlerin davacı tarafından bizzat alınmadığı, adlarına müstahsil makbuzu düzenlenen müstahsillerin davacı temsilcisi tarafından tanınmadığı, aracıların verdiği kimlik bilgilerine istinaden müstahsil makbuzu düzenlendiği, mükellefiyeti bulunmayan şahısların ihraç ürünlerine kar payı konularak ihracatın kendi adlarına yapıldığı, nakliye hizmeti alındığı bildirilen firma hakkındaki karşıt incelemede ödemelerin kısmen nakit kısmen banka üzerinden yapıldığı beyan edilmesine rağmen banka dekontu ibraz edilmediği, vazgeçilen iadeye ilişkin geçerli bir açıklama yapılamadığı gibi ihracat tahsilatlarına ilişkin tevsik edici belge sunulamadığı ve durumun normal ve mutad olmadığı, iktisadi ve teknik icaplara uymadığı, söz konusu ihracatın hayali bir ihracat olduğu tespitlerinden, iade konusu yapılan bu faturaların gerçek bir mal ve hizmet teslimine dayanmadığı sonuç ve kanaatine varıldığından ve bu hususun aksi söz konusu tespit ve değerlendirmeleri de geçersiz kılacak nitelikte hukuken kabul edilebilir, bilgi ve belgelerle ortaya konulamadığından, yazılı gerekçeyle verilen kararına yöneltilen istinaf başvurusunun reddi yolundaki kararın bozulması gerektiği oyuyla Karara katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.