Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/3219
Karar No: 2013/20527
Karar Tarihi: 04.07.2013

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2013/3219 Esas 2013/20527 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, denetçi yardımcısı olarak çalıştığı iş yerinde, işine son verilmesine itiraz ederek feshin geçersizliği ve işe iadesini talep etmiştir. Yerel mahkeme, davacının isteğini kabul etmiştir. İşveren tarafından yapılan temyiz başvurusu sonucunda, Yargıtay, davacının iş sözleşmesini kendi rızasıyla feshettiğinin mahkeme dosyasında yer aldığına karar vermiştir. Bu nedenle, davacının haklı nedenle feshine dair bir baskı veya irade fesadına yönelik bir davranış bulunmadığı belirtilerek, davacının talebinin reddine hükmedilmiştir. Kararda, iş sözleşmesinin feshi ile ilgili kanun maddesi olan 4857 sayılı İş Yasası'nın 24/II-f bendi açıklandıktan sonra, davacı ve davalıya ait yargılama giderleri, vekil ücreti ve temyiz harcı konularına değinilmiştir.
9. Hukuk Dairesi         2013/3219 E.  ,  2013/20527 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ (... 2.İŞ)

    DAVA :Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.
    Hüküm süresi içinde davalılardan .... ve Tic. A.Ş. avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    A) Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili; müvekkilinin 30.12.2010 tarihinde davalı şirkette denetçi yardımcısı sıfatıyla göreve başladığını, davalı şirketin, müvekkilinin de içinde bulunduğu bir grup işçinin işine 27.01.2012 tarihinde son verdiğini, fakat müvekkiline baskı altında İş Kanunun 24/II-f maddesi uyarınca işten ayrıldığına ilişkin yazı imzalatıldığını, müvekkilinin kendi isteğiyle işten ayrılmadığını, davalı şirket tarafından müvekkilinin işine son verildiğini ve baskı altında müvekkiline işten kendi rızasıyla ayrıldığına ilişkin yazı imzalatıldığını, bu nedenle müvekkiline baskı altında imzalatılan istifa dilekçesini hiçbir şekilde kabul etmediklerini, müvekkilinin de aralarında bulunduğu bir grup işçinin aynı gün muhasebeye çağrılarak tek tek aynı metni yazdırdıklarını, imzalattıklarını ve aynı gerekçe ile iş sözleşmelerine son verildiğini iddia ederek davacının işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
    B) Davalı Cevabının Özeti:
    Davalılar vekili; davacının davalı işverenlikte 30.12.2010 tarihi itibariyle İç Denetim Başkanlığı bünyesinde Denetçi Yardımcısı olarak çalıştığını, bu konumda çalışan birinin attığı imzanın kendisine yansıyacak sonuçlarını bilecek konumda olduğunu, ve 4857 sayılı İş Yasasının 24/II-f bendine dayalı dilekçesinin baskı altında verildiğini kabul etmenin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının istifa ederek ayrıldığını savunarak açılan davanın reddini istemiştir.
    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece davacının dilekçesinin hür iradesini yansıtır bir dilekçe olmadığını, bu nedenle dilekçeye itibar edilemeyeceği ve iş sözleşmesinin yazılı usule uyulmaksızın feshedilmiş olduğu ve geçerli fesih sebeplerinin davalı işverenlikçe ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    D) Temyiz:
    Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
    E) Gerekçe:
    Taraflar arasındaki uyuşmazlık iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından mı yoksa davacı işçi tarafındanmı feshedildiği noktasındadır.
    Dosya içeriğine göre, davacının denetçi yardımcısı olarak çalıştığı, davacının işyerine verdiği 27/01/2012 tarihli dilekçesinde, 15.03.2010 tarihinden beri çalıştığı görevinden çalışma şartlarının uygulanmaması sebebi ile 27.01.2012 tarihinden geçerli olmak üzere iş sözleşmesini 4857 sayılı Kanun"un 24/II-f maddesince iş sözleşmesini sona erdirdiğini beyan ederek, kıdem tazminatı ve diğer haklarının ödenmesini istediği anlaşılmaktadır. Davalı da davacıya kıdem tazminatı olarak 5.207,88 TL ödeme yapılacağına dair 02.02.2012 tarihli belge sunmuştur.
    Dosyaya aynı mahkemenin başka esas numaralarında görülen davalara ilişkin tanık beyanlarının bulunduğu duruşma zabıtları sunulmuştur. Davacı da bu dosyalarda tanık olarak dinlenmiştir. Aralarında davacının da bulunduğu tanıklar ifadelerinde özetle önlerine iki seçenek sunulduğunu, ya şirket tarafından çıkarılmış olacaklarını veya kendilerinin istifa olarak algılanan dilekçeyi vermelerinin istendiğini, kendileri dilekçe vermeleri durumunda ileride holding bünyesine yeniden işe alınabileceklerinin söylendiğini, kendilerinin ikinci seçeneği seçerek dilekçeyi yazdıklarını belirttikleri görülmektedir. Görüldüğü üzere dilekçenin verilmesinde bir baskı, irade fesadına yönelik bir davranış bulunduğuna dair beyanda bulunulmadığı anlaşılmaktadır.
    Dosya kapsamı ve toplanan deliller değerlendirildiğinde, 27.01.2012 tarihli davacı tarafından imzası inkar edilmeyen dilekçe ile iş sözleşmesini feshettiği, davacının denetçi yardımcısı unvanı ile istihdam edilen nitelikli bir çalışan olduğu ve imzaladığı belgenin mahiyetini ve doğuracağı hukuksal sonuçlarını tayin ve takdir edebilecek durumda bulunduğu, dosya içeriğine göre davacı tarafından verilen bu dilekçeyi geçersiz kılacak bir olgu mevcut olmadığı, davacının haklı nedenle fesih iradesini içerir dilekçenin baskı altında, iradesinin sakatlanarak imzalatıldığını davacının ispat edemediği anlaşılmış olup, davanın reddi gerekirken yazılı şekilde hatalı değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmesi bozma nedenidir.
    4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
    HÜKÜM :
    Yukarda açıklanan gerekçe ile;
    1. Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
    2. Davanın REDDİNE,
    3. Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
    4. Davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 179.50 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
    5. Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.320 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
    6. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine,
    Kesin olarak 04.07.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi