18. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/8747 Karar No: 2016/4340 Karar Tarihi: 15.03.2016
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2015/8747 Esas 2016/4340 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Dava, bir kişinin kısıtlanması talebiyle açılmıştır. Ancak mahkeme, dosya incelendikten sonra yetkisizlik kararı vermiştir. Temyiz edilen kararda ise, Türk Medeni Kanunu'nun vesayet işleri ile ilgili 411. ve 412. maddeleri, Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 7/g maddesi ve Adres Kayıt Sistemi yönetmeliğinin 13/1. maddesi gibi yasal düzenlemeler hatırlatılmaktadır. Bu düzenlemeler, vesayet işleri için yetkinin, küçüğün veya kısıtlının yerleşim yerindeki vesayet dairelerine ait olduğu ve dava tarihindeki yerleşim yerinin esas alınması gerektiğini belirtmektedir. Dolayısıyla, davanın açıldığı tarihte kısıtlanması istenilen kişinin yerleşim yeri adresinin değişmesi nedeniyle mahkemece yetkisizlik kararı verilemeyeceği vurgulanmaktadır. Karar, bu nedenle bozulmuştur.
18. Hukuk Dairesi 2015/8747 E. , 2016/4340 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Dava dilekçesinde, vasi atanması istenilmiştir. Mahkemece davada yetkisizlik kararı verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde; ..."ın akli melekelerinin yerinde olmaması nedeniyle kısıtlanmasını istemiştir. Mahkemece davada yetkisizlik kararı verilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 411. maddesi gereğince vesayet işlerinde yetki, küçüğün veya kısıtlının yerleşim yerindeki vesayet dairelerine aittir. Bu yetki kesindir ve mahkemece kendiliğinden gözetilir. Aynı Yasanın 412. maddesi uyarınca ise; vesayet makamının izni olmadıkça vesayet altındaki kişi, yerleşim yerini değiştiremez. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 7/g maddesine göre; kişilerin yerleşim yeri adreslerinin nüfus aile kütüklerinde bulunması zorunludur. Bu kanuna dayanılarak çıkartılan Adres Kayıt Sistemi Yönetmeliğinin 13/1.maddesine göre, yerleşim yeri adreslerinin tutulmasında kişinin yazılı beyanı esas alınır. Adres beyan formundaki bildirimler aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacı vekili tarafından ..."ın akli melekelerinin yerinde olmaması nedeniyle kısıtlanması istemiyle 11.02.2013 tarihinde ... Sulh Hukuk Mahkemesine dava açıldığı, yargılama sürerken ..."ın tayininin ... Devlet Hastanesine yapıldığı, ilgilinin burada 30.10.2013 tarihinde göreve başladığı, kısıtlanması istenilen kişinin dava tarihindeki yerleşim yerinin ... Sulh Hukuk Mahkemesinin yargı alanında kaldığı, kısıtlanması istenilen kişinin 24.10.2014 tarihinde yeniden nüfus kaydı alındığı, yeni kayıtta ilgilinin mernis adresinin ... olarak yer aldığı, buna dayanarak mahkemece yetkisizlik kararı verildiği anlaşılmaktadır. Yetkili mahkeme belirlenirken, dava tarihindeki yerleşim yeri esas alınır. (HMK.m. 6) Dava tarihinden sonra yargılama sırasında kısıtlanması istenilen kişinin yerleşim yerinin değişmesi halinde mahkemece yetkisizlik kararı verilemez. Somut olayda, davanın açıldığı tarihte kısıtlanması istenilen ..."ın yerleşim yeri adresinin ... olduğu sabittir. Sonradan yerleşim yeri adresinin değişmesi nedeniyle yetkisizlik kararı verilemez. O halde yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler karşısında; mahkemece davaya devamla gerekli araştırma ve inceleme yapılıp tüm deliller birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile yetkisizlik kararı verilmesi doğru görülmemeştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 15.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.