10. Hukuk Dairesi 2014/13380 E. , 2014/18511 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Kırıkkale 2. İş Mahkemesi
Tarihi : 15.05.2014
No : 2012/733-2014/183
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı işveren ile davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
13.07.2005-09.08.2005 tarihleri arasında dava dışı 1006048.71 sicil nolu işyerinden adına tam bildirim ve prim ödemeleri gerçekleştirildiği belirgin bulunan davacının, 15.07.2002-25.07.2007 döneminde hizmet akdine dayalı olarak ara vermeksizin geçmesine karşın Kuruma bildirilmeyen çalışma sürelerinin tespiti istemli olarak 01.06.2012 tarihinde açtığı işbu davada mahkeme, davacının, davalı işyerinde 08.03.2003-25.07.2007 döneminde (13.7.2005-9.8.2005 tarihleri hariç olmak üzere) çalıştığının tespitine karar vererek istemi kısmen hüküm altına almıştır.
İnceleme konusu davada, mahkemenin, 10.08.2005-25.07.2007 tarihleri arası döneme ilişkin kabulü isabetli ise de; 08.03.2003-12.07.2005 tarihleri arası döneme ilişkin kabulü yerinde değildir.
Davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Kanunun “Prim Belgeleri” başlığını taşıyan 79. maddesinin onuncu fıkrasında, yönetmelikle belirlenen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları, Kurumca saptanamayan sigortalıların, çalıştıklarını, hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak (5) yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilâm ile kanıtlayabildikleri takdirde, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayılarının göz önünde bulundurulacağı açıklanmış olup, anlaşılacağı üzere, çalışmanın tespiti istemiyle hak arama yönünden getirilen süre, doğrudan doğruya hakkın özünü etkileyen hak düşürücü niteliktedir ve dolması ile hakkın özü bir daha canlanmamak üzere ortadan kalkmaktadır. Fıkrada öngörülen hak düşürücü süre uygulamasında, hizmetin ara vermeksizin kesintisiz gerçekleştiği durumlarda, çalışmanın sona erdiği (işten çıkış yapıldığı) yılın sonuna karşılık gelen 31 Aralık gününden başlayarak (5) yıllık sürenin hesaplanması gerekmektedir.
Yukarıdaki yasal düzenleme ve açıklamalar ışığında yapılan değerlendirmede, 13.07.2005 tarihinden itibaren dava dışı 1006048.71 sicil nolu işyerinden davacı adına bildirimlerin bulunduğu gözetilerek, hizmetin kesintiye uğradığı 2005 yılının sonuna karşılık gelen 31.12.2005 tarihinden itibaren (5) yıl içerisinde açılmayan işbu davada, 13.07.2005 tarihi öncesi hizmetlerini bildirir işe giriş bildirgesi ya da dönem bordrosu gibi yönetmelikte belirtilen belgelerden herhangi birinin davalı Kuruma verilmediğinin ve davacının çalışmalarının Kurum tarafından tespit de edilmediğinin anlaşılması karşısında, anılan tarih (13.07.2005) öncesine ilişkin istemin hak düşürücü süreye uğradığının gözetilmemesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı işveren ile davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı işverene, 25.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.