12. Hukuk Dairesi 2015/16970 E. , 2015/32662 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki üçüncü kişiler tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklının, 3. kişi ..."ye tebliğ edilen 89/1 haciz ihbarnamesine yaptığı itirazın gerçeğe aykırı olduğunu ileri sürerek adı geçen şirket ile ... ve ..."ın İİK."nun 89/4. maddesi gereğince tazminatla sorumlu tutulmaları istemiyle icra mahkemesine başvurduğu görülmektedir.
İİK."nun 89/4. maddesinde; ""Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesine müddeti içinde itiraz ederse, alacaklı, üçüncü şahsın verdiği cevabın aksini icra mahkemesinde ispat ederek üçüncü şahsın ... tazminata mahkum edilmesini istiyebilir"" düzenlemesi yer almaktadır. Anılan maddenin açık hükmü uyarınca; alacaklının İİK."nun 89/4. maddesine göre açacağı bu dava, teknik anlamda bir dava olup; icra mahkemesince, genel hükümlere göre yargılama yapılarak sonuca gidilmelidir.
HMK"nun 114/1-d maddesi gereğince ise; tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları dava şartlarından olup, bu husus kamu düzeniyle ilgilidir. Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırmakla yükümlü olup, usulünce taraf teşkili sağlanmadan davanın esası hakkında karar verilemez. Taraf teşkili sağlanmadan yargılama konusu uyuşmazlık hakkında karar verilmesi halinde, usul hükümlerinin açıkça ihlali söz konusu olduğundan, HUMK.nun 439/2. maddesine göre temyiz incelemesinde re"sen nazara alınarak kararın bozulmasına karar verilebilir.
Öte yandan, dava, İİK."nun 89/4. maddesi uyarınca açılan tazminat istemine ilişkin olduğundan eldeki davanın konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu açıktır. Nitekim, bu tür bir davada, HMK."nun 120. ve 492 sayılı Harçlar Kanunu"nun 15. ve 16. maddeleri uyarınca belirlenen dava değeri üzerinden Harçlar Kanunu"nun 26, 27, 28, 30 ve 32. maddelerinin öngördüğü şekilde işlemlerin yerine getirileceği ve gerekli olan harcın alınacağı tartışmasızdır. Diğer taraftan, Harçlar Kanunu harç alınmasını veya tamamlanmasını yanların isteklerine bırakmamış; değinilen yönün mahkemece kendiliğinden gözetilmesini hükme bağlamıştır.
Somut olayda, dava dilekçesinde 3. kişi ..."nin tazminatla sorumlu tutulmasının istendiği, anılan 3. kişiye dava dilekçesi tebliğ edilmediği ve dolayısıyla taraf teşkili sağlanmadan eksik hasımla davaya devam edilerek ... aleyhine hüküm kurulduğu görülmektedir. Ayrıca, davacının davanın açılması sırasında alınması gereken başvurma harcı ile nispi karar ve ilam harcının peşin ödemesi gereken kısmını yatırmadığı ve mahkemece de yargılama aşamasında ikmal ettirilmediği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, mahkemece, 3. kişi ..."ye, davalı sıfatıyla dava dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliğ edilerek taraf teşkilinin sağlanması, adı geçen davalıya savunma imkanı tanınıp varsa delilerinin toplanması, davacıya başvurma harcı ile dava değeri üzerinden peşin karar ve ilam harcının tamamlattırılması ve anılan eksiklikler giderildikten sonra genel hükümlere göre yargılama yapılıp davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken; yöntemine uygun taraf teşkili ve harç ikmali sağlanmadan eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Üçüncü kişilerin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.