12. Ceza Dairesi 2021/3791 E. , 2021/9002 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : Beraat
Taksirle öldürme suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın Özel Kuşadası Hastanesi"nde Çocuk Doktoru olarak görev yaptığı, uygulanan tüp bebek tedavisi sonrasında Özel Kuşadası Hastanesi"nde katılanların müşterek bebeklerinin 19/12/2011 tarihinde dünyaya geldiği, tüp bebek olması sebebiyle hastanede kuvöze alındığı, ertesi günü saat 08:00 civarında bebeğin satürasyonunun aniden düşmeye başlaması ve solunum sıkıntısına girmesi üzerine bebekte ani kardiyak arrest geliştiği ve Aydın Adli Tıp Şube Müdürülüğü"nün 19/03/2012 tarih ve 421 sayılı raporuna göre, bebeğin kesin ölüm sebebinin yapılan otopsi ve incelenen patoloji raporunda göre solunum yetmezliğinden (hyalen membran, bronkopnömoni) kaynaklandığının tespit edildiği olayda; Adli Tıp Kurumu 1. Adli tıp İhtisas Kurulu"nun 15/08/2012 tarihli 2012/60992/3082 sayılı raporunda belirtildiği üzere; "Bebeğin 19/12/2011 tarihinde sabah saat 09:00’da sezeryanla 39 haftalık miadında ve 2650 gr olarak Özel Kuşadası Hastanesinde doğduğu, APGAR 0. dk: 7, 5. dakikada 9 olarak ölçüldüğü, gelişen morarma ve solunum sıkıntısı nedeniyle akşam saat 21:00 civarında Çocuk Hastalıkları Servisine sevk edildiği, yenidoğanın geçici taşipnesi/aspirasyon ? ön tanıları ile yatışının yapıldığı, kuvözde izleme alınarak 2 lt/dk oksijen, sıvı tedavisi, Ampisilin+ Amikozid, % 10 dextroz tedavisi başlandığı ve Kan gazı, PA akciğer grafisi, hemogram, CRP isteklerinin yapıldığı, gece boyunca oksijenize olarak satürasyonlarının 95 civarında seyrettiği, sabaha karşı ateşinin 38"e yükseldiği, solunumunun taşipneik olarak seyrettiği, sabah 08:00 civarında satürasyonunun aniden düşmeye başladığı, solunum sıkıntısına girdiği ilgili çocuk doktoruna haber verilerek müdahalede bulunulduğu, arter kan gazı ve tetkikleri için kan alınarak sonuçlarının beklendiği sırada bebekte ani kardiyak arrest geliştiği ancak yapılan müdahalelere rağmen bebeğin kurtarılamadığının tespit edildiğine göre; Bebeğin tedavisinin düzenlenmesinde bronkopnömoniye yönelik Ampisilin+Amikozid tedavisinin uygun olduğu, akciğer grafisi ve klinik bulgularına göre RDS Tip I ( Hyalen membran hastalığının) ayırıcı tanı da düşünülmüş olmasının lazım geldiği, PA Akciğer grafisinin değerlendirilerek yakın kan gazı takibi (kısa aralıklı), gerektiğinde entübe edilerek ventilatöre bağlanması ve sürfaktan tedavisinin uygulanması veya bu tedavilerin yapılabileceği tam teşekküllü bir merkeze sevkinin ivedilikle lazım geldiği, bunların yapılmadığı anlaşıldığından
bebeğin takip tedavisini yapan Çocuk Doktoru ...’in kusurlu olduğu, ancak yenidoğanda Hyalen membran hastalığı ve bronkopnömoninin mortalitesi yüksek bir hastalık olup her türlü müdahale zamanında yapılmış olsa bile bebeğin kurtulmasının kesin olmadığı oy birliğiyle mütalaa olunur." görüşünün bildirildiği, İstanbul Birinci Adli Tıp İhtisas Kurulu"nun 12/06/2013 tarihli 2513 karar nolu kararında da; “....Tüp bebek yöntemi ile 19/12/2011 tarihinde saat 09:30 da sezeryanla dünyaya getirilen,20/12/2011 tarihinde sabah sularında aniden fenalaşarak öldüğü bildirilen İsmail oğlu, 2011 doğumlu ... hakkında düzenlenmiş adli belgelerde ve otopsi raporunda bulunan veriler değerlendirildiğinde;
1-Tıbbi belgelerinde kayıtlı bulgular ile otopsisinde makroskopide el ve ayak tırnak yataklarında morumtrak renkte görünüm, akciğerlerin orta hatta midklaviküler hattın gerisinde olduğu, kalbi tam olarak örtmediği, akciğer kıvamının ellemekle karaciğer kıvamında olduğu, yüzeylerinde yer yer kanama noktaları bulunduğu, histopatolojik tetkikinde akciğerlerde hyalen membran hastalığı, bronkopnömoni saptandığı, tespit edildiği bildirildiğine göre bebeğin ölümünün Respiratuar Distress Sendromu (Hyalen Membran Hastalığı) ve gelişen komplikasyonları sonucu meydana geldiği,
2-Bebeğin 19/12/2011 tarihinde sabah saat 09:00’da sezeryanla 39 haftalık miadında ve 2650 gr olarak Özel Kuşadası Hastanesinde doğduğu, APGAR 0. dk : 7, 5. dakikada 9 olarak ölçüldüğü, gelişen morarma ve solunum sıkıntısı nedeniyle akşam saat 21:00 civarında Çocuk Hastalıkları Servisine sevk edildiği, yenidoğanın geçici taşipnesi/aspirasyon ? ön tanıları ile yatışının yapıldığı, kuvözde izleme alınarak 2 lt/dk oksijen, sıvı tedavisi, Ampisilin+ Amikozid, % 10 dextroz tedavisi başlandığı ve Kan gazı, PA akciğer grafisi, hemogram, CRP isteklerinin yapıldığı, gece boyunca oksijenize olarak satürasyonlarının 95 civarında seyrettiği, sabaha karşı ateşinin 38"e yükseldiği, solunumunun taşipneik olarak seyrettiği, sabah 08:00 civarında satürasyonunun aniden düşmeye başladığı, solunum sıkıntısına girdiği ilgili çocuk doktoruna haber verilerek müdahalede bulunulduğu, arter kan gazı ve tetkikleri için kan alınarak sonuçlarının beklendiği sırada bebekte ani kardiyak arrest geliştiği ancak yapılan müdahalelere rağmen bebeğin kurtarılamadığı bildirildiğine göre; Bebeğin tedavisinin düzenlenmesinde bronkopnömoniye yönelik Ampisilin+Amikozid tedavisinin uygun olduğu, akciğer grafisi ve klinik bulgularına göre RDS Tip I ( Hyalen membran hastalığının) ayırıcı tanı da düşünülmüş olmasının lazım geldiği, PA Akciğer grafisinin değerlendirilerek yakın kan gazı takibi (kısa aralıklı), gerektiğinde entübe edilerek ventilatöre bağlanması ve sürfaktan tedavisinin uygulanması veya bu tedavilerin yapılabileceği tam teşekküllü bir merkeze sevkinin ivedilikle lazım geldiği, bunların yapılmadığı anlaşıldığından bebeğin takip tedavisini yapan çocuk doktoru Meryem Şeniz Yüksel’in kusurlu olduğu, ancak yenidoğanda Hyalen membran hastalığı ve bronkopnömoninin mortalitesi yüksek bir hastalık olup her türlü müdahale zamanında yapılmış olsa bile bebeğin kurtulmasının kesin olmadığı oybirliğiyle mütalaa olunur...” görüşünün açıklanması karşısında, sanığın eylemi ile netice arasında illiyet bağının kesin bir şekilde kurulamadığı, bu nedenle sanığın taksirle öldürme suçundan sorumlu tutulamayacağı, kamu görevlisi olmaması nedeniyle TCK"nın 257. maddesi kapsamında da değerlendirilmeyeceği, kusurlu davranışın hukuki sorumluluğu gerektirebileceğinden, mahkemece sanığın beraatine karar verildiği, beraate ilişkin kabul ve uygulamanın yerinde olduğu anlaşılarak yapılan incelemede;
Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin “20/12/2011” olarak yazılmamış olması, mahallinde düzeltilmesi mümkün bir yazım hatası olarak kabul edilmiştir.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılanlar vekilinin beraat kararının hukuka, ahlaka, adalete ve vicdana aykırı olduğuna, sanığın üzerine düşen özen ve dikkat yükümlülüğünü yerine getirmeyerek ihmal neticesinde bebeğin ölümüne sebep olduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle sanık hakkında beraat kararı verilirken, uygulama maddesinin CMK"nın "223/2-e" maddesi yerine "223/2-e.c" olarak gösterilmesi suretiyle CMK"nın 232/6.maddesine aykırı hareket edilmesi;
Kanuna aykırı olup, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, hüküm fıkrasının birinci bendinde yer alan "223/2-e.c" ibaresinin "223/2-e" olarak değiştirilmesi ve hükümdeki diğer hususların aynen bırakılması suretiyle, sair yönleri usul ve Kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA; 20/12/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.