4. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/2889 Karar No: 2018/6257 Karar Tarihi: 16.10.2018
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2016/2889 Esas 2018/6257 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2016/2889 E. , 2018/6257 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 04/03/2010 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne dair verilen 19/11/2015 günlü kararın Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili, duruşmasız olarak incelenmesi de davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 16/10/2018 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine tarafların duruşmaya gelmediği görüldü, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hâkimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kâğıtlar incelenerek gereği düşünüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava, haksız eyleme dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. Davacı, tarafların iki ay bir arada kaldıklarını ve davalının ısrarlı talepleri ile karı koca hayatı sürdürdüklerini, bu arada evlilik dışı bebeğin dünyaya geldiğini, davalının evlilik vaadi nedeni ile bu birlikteliğin gerçekleştiğini beyan ederek maddi ve manevi zararının tazminini istemiştir. Davalı, davacıya evlenme vaadinde bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Makemece hüküm altına alınan maddi tazminat tutarının bir kısmı kesinleşen babalık davasında davacının kendisini vekille temsil ettirmesinden dolayı ödediği avukatlık ücretine ilişkindir. Bir davada karşı tarafa yükletilmesi gereken yargılama giderleri, o davanın fer"i niteliğinde olup talep olmasa bile, mahkemece doğrudan (re’sen) asıl hükümle birlikte karara bağlanması gerekir. Nitekim bu yön, yargılama giderlerinden olan vekalet ücreti bakımından da geçerlidir. Buna bağlı olarak yargılama giderine ancak asıl davada hükmedilebilir. Asıl davanın kesinleşmesinden sonra, o davaya ilişkin yargılama giderleri ayrı bir dava konusu yapılamaz. Somut olayda; dosya kapsamından ... 1. Aile Mahkemesince davacı yararına vekalet ücretine hükmedildiği anlaşılmaktadır. Açıklanan ilkelere aykırı olarak avukatlık ücretine dair maddi tazminat isteminin reddi gerekirken, yazılı şekilde kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmayıp, kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de anılan yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 6100 sayılı HMK"nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan 1086 sayılı HUMK’nun 438. maddesi uyarınca karar düzeltilerek onanmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) sayılı bentte açıklanan nedenlerle, hüküm fıkrasının vekalet ücretine yönelik zarara ilişkin (a) bendinin 4. sırasında yer alan "Babalık davası vekalet ücreti 5.350 TL" şeklindeki söz ve rakam dizisinin hükümden çıkarılmasına, davacının tüm, davalının diğer temyiz itirazlarının (1) sayılı bentte açıklanan nedenlerle reddine, kararın düzeltilmiş bu biçiminin ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının davacıya yükletilmesine, davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 16/10/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.