Esas No: 2021/2461
Karar No: 2021/3297
Karar Tarihi: 12.10.2021
Danıştay 2. Daire 2021/2461 Esas 2021/3297 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/2461
Karar No : 2021/3297
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem : Dava; 26/03/2011 tarihinde yapılan komiser yardımcılığı sınavında başarılı olup komiser yardımcılığı kursuna başlayan ve bu kursu başarıyla tamamlayarak komiser yardımcısı olarak atanan davacının, söz konusu sınavda yer alan bazı soruların mahkeme kararıyla iptal edilmesi üzerine yeniden yapılan değerlendirmede başarısız duruma düştüğünden bahisle tekrar başpolis memurluğuna atanmasına ilişkin Emniyet Genel Müdürlüğünün 03/09/2014 günlü işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
... İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararı ile, dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş olup; anılan iptal kararı, Danıştay Onaltıncı Dairesinin 17/11/2015 günlü, E:2015/19832, K:2015/7311 sayılı kararıyla bozulmuştur.
... İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı yetki ret kararı ile de, dava dosyası Bolu İdare Mahkemesine gönderilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : Bozma kararına uyularak verilen … İdare Mahkemesinin temyize konu kararıyla; yargı kararı uyarınca yapılan yeni sıralamaya göre 26/03/2011 tarihinde gerçekleştirilen komiser yardımcılığı sınavında başarısız olduğu sabit olan davacının, komiser yardımcılığı kursuna devam ettirilerek kursu başarıyla tamamlaması üzerine komiser yardımcılığına atanmasında, idarenin açık hatası bulunduğu ve davacının hukuka aykırı işlem dolayısıyla elde ettiği komiser yardımcılığı statüsünün kazanılmış hak kapsamında değerlendirilemeyeceği sonucuna ulaşıldığından, davacının komiser yardımcılığından başpolis memurluğuna atanmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından; olayda idarenin açık hatasının bulunmadığı, idari istikrar ilkesine aykırı bir şekilde dava konusu işlemin tesis edildiği, hükmedilen avukatlık ücretinin de yerinde olmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN CEVABI : Davalı idare tarafından; davacı hakkında tesis edilen işlemde mevzuata aykırı bir husus bulunmadığı, ayrıca 677 sayılı KHK ile davacının kamu görevinden çıkarıldığı, temyiz isteminin reddi gerektiği ileri sürülmektedir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince; Danıştay Beşinci Dairesi tarafından, Danıştay Başkanlık Kurulunun 18/12/2020 günlü, K:2020/62 sayılı kararının "Ortak Hükümler" kısmının 6. fıkrası uyarınca, ayrıca bir gönderme kararı verilmeksizin Dairemize iletilen davada, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Dosyanın incelenmesinden, 2011-2012 eğitim öğretim yılında davalı idare tarafından 1000 polis memuru için komiser yardımcılığı kursu açılmasının uygun görüldüğü, Emniyet Genel Müdürlüğü ile Milli Eğitim Bakanlığı arasında yapılan protokol uyarınca 26/03/2011 tarihinde Milli Eğitim Bakanlığı tarafından komiser yardımcılığı kursu yazılı sınavının yapıldığı, anılan sınavda 78 puan almak suretiyle 889. sırada yer alarak başarılı sayılan davacının komiser yardımcılığı kursuna başladığı, bu arada sınavın bazı sorularının hatalı olduğu öne sürülerek açılan iptal davalarında ... İdare Mahkemesi tarafından verilen yürütmenin durdurulması kararları doğrultusunda 19 sorunun sınava katılan tüm adaylarca doğru yanıtlandığının kabul edilmesi suretiyle sınav sonuçlarının yeniden değerlendirildiği, yapılan bu değerlendirme neticesinde hazırlanan yeni listeye göre davacının 82 puanla 39. yedek sırada yer aldığı ve 1000 kişilik kontenjana giremediğinin anlaşıldığı, buna rağmen davalı idare tarafından davacının kursa devam ettirildiği ve davacının kursu başarıyla bitirmesi sonucunda komiser yardımcısı olarak atandığı, 03/09/2014 tarihli dava konusu işlemle ise davacının komiser yardımcılığından tekrar başpolis memurluğuna atamasının yapıldığı anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT :
Anayasa'nın 138. maddesinin son fıkrasında, “Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez.” kuralına yer verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 28. maddesinin 1. fıkrasında, “Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Bu süre hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemez. ...” hükmü yer almaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Anayasa Mahkemesi kararlarında, Anayasa’nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti, "insan haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, eylem ve işlemleri hukuka uygun olan, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasa’ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan, Anayasa ve yasalarla kendini bağlı sayan, yargı denetimine açık olan devlet" şeklinde tanımlanmıştır.
Anayasa'nın 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti'nin nitelikleri arasında sayılan hukuk devletinin en önemli unsurlarından birisi "hukuki güvenlik ilkesi"dir. Hukuki güvenlik ilkesi, hukuk normlarının öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, devletin de yasal düzenlemelerde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli kılar. Diğer bir ifadeyle hukuki güvenlik ilkesi, kişilerin hukuksal ilişkiler kurarken tabi olacakları hukuk kurallarını önceden bilmeleri anlamına gelirken, "idari istikrar ilkesi" ise, bu kurallara dayanılarak kazanılan hakların korunacağı güvencesinin kişilere verilmesini ifade etmektedir.
Anayasa'nın 138. ve 2577 sayılı Yasa'nın 28. maddesi uyarınca idarenin yargı kararının gereğini yerine getirmesi bir zorunluluk ise de; iptal edilen işlemle üçüncü kişiler yönünden kazanılmış bir hak doğmamış olsa da, eğer subjektif kazanımlar söz konusu ise, bu subjektif etki ve sonuçların korunması da yukarıda değinildiği üzere hukuki güvenlik ve idari istikar ilkelerinin bir sonucudur.
Uyuşmazlıkta, hatalı soruların yargı kararıyla iptali sonrasında idarece yeniden yapılan değerlendirme sonucunda sıralamaya giremeyerek başarısız oldukları anlaşılan kursiyerlerin ilişikleri kesilmeyip kursa devamı sağlanmış ve davacının durumunda olduğu gibi bu kişiler kursu başarıyla tamamlayarak komiser yardımcısı olarak atanmak suretiyle, bu statüleri gereği kişisel kazanımlar elde etmişlerdir.
Bu durumda, davacının komiser yardımcısı olarak atanmasından iki yıl sonra yargı kararının uygulandığından bahisle, subjektif kazanımlarını ortadan kaldıracak şekilde, komiser yardımcılığından başpolis memurluğuna atanması yolunda tesis edilen işlemde hukuki güvenlik ve idari istikrar ilkelerine uyarlık bulunmamaktadır.
Diğer taraftan, davacının komiser yardımcılığına, hukuk müşavirliğinin görüşü doğrultusunda yapılan bir değerlendirme sonucunda atandığı, idarenin açık mevzuat hükmüne aykırı bir uygulamasından söz edilemeyeceği, maddi olay yönünden de hatalı bir saptamaya dayanılmadığı görüldüğünden, bu atama işleminin açık hataya dayandığı ve her zaman geri alınabileceği sonucuna varılamayacaktır.
Nitekim, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 10/04/2019 günlü, E:2018/1933, K:2019/1655 sayılı kararı da bu yöndedir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVACININ TEMYİZ İSTEMİNİN KABULÜNE,
2. … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun temyize tabi ilk kararın verildiği tarih itibarıyla yürürlükte olan haliyle 49. maddesinin 1/b fıkrası uyarınca BOZULMASINA,
3. Aynı maddenin 3622 sayılı Yasa ile değişik 3. fıkrası uyarınca, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen İdare Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Yasa'nın (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde Danıştay'da karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12/10/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Temyize konu karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir neden de bulunmadığından, davacının temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanması gerektiği oyuyla, aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.