MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Dava dilekçesinde, ... İli ... İlçesi ... Mahallesi 1346 ada 57 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırmasız el koyma nedenine dayalı olarak bedelinin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
1-Dava konusu taşınmazın dava tarihi itibariyle belediye sınırları ve mücavir alan sınırları içinde olup meskûn mahal dışında kalması, belediyenin yol hizmetinden yararlanması nedeniyle arsa niteliğinde kabul edilerek bedeli hesaplanmıştır.
Dosya içerisinde bulunan Dairemizin geri çevirme kararı ile getirtilen ... ... ..."nın 12.11.2015 havale tarihli yazısı ile dava konusu taşınmazın 1981 tarihli 1/5000 ölçekli imar planına alındığı, taşınmazın belediye sınırları içinde olup meskûn mahal dışında bulunduğu,1986 tarihinde 1/1000 ölçekli imar planı içerisine alındığı, belediyenin 03.02.2014 havale tarihli yazısında ise dava konusu taşınmazın dava tarihi itibariyle belediye hizmetlerinin bir kısmından yararlanmadığının bildirildiği görülmüştür.
Bakanlar Kurulunun Yargıtay"ca da kısmen benimsenen 28.02.1983 gün ve 1983/6122 sayılı kararı uyarınca el koyma tarihi itibariyle imar planında yer almayan bir taşınmazın arsa sayılabilmesi için belediye veya mücavir alan sınırları içinde olmakla beraber, belediye hizmetlerinden (belediyece meskûn olduğu için veya meskûn hale getirileceği için sunulan yol, su, elektrik, ulaşım, çöp toplama, kanalizasyon, aydınlatma vd.) yararlanan ve meskûn yerler arasında yer alması gerekir. Dava konusu taşınmazın, Bakanlar Kurulu Kararının 1. maddesi (b) bendinde de belirtildiği gibi fiilen meskûn alanda kalmadığı ve imar planı içerisinde bulunmadığı anlaşıldığından "arsa" niteliğinde kabulüne olanak yoktur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle el koyma tarihi olan 1980 yılında taşınmazın niteliğinin arazi olarak değerlendirilmesi gerekirken arsa niteliğine göre değerlendirme yapılarak buna göre bedel belirlenmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın arazi niteliğine göre Kamulaştırma Kanunu"nun kıymet takdiri esaslarını gösteren 11. maddesinin üçüncü fıkrasının özellikle arazilere ilişkin (f) bendi gereğince taşınmaz malın mevkii ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde, ekilecek ürünler ve bu ürünlerin elde edilmesi için yapılacak harcamalar gözönünde tutularak, net gelirin hesaplanması ve bilimsel yolla değerinin bulunması, bedel tespitinde etkisi olan diğer tüm unsurlar da dikkate alınarak 4. fıkra uyarınca her bir unsurun gerekçeleri ve değere katkı oranları ayrı ayrı belirtilip dayanakları gösterilmek suretiyle değerlendirilerek kamulaştırmasız el koyma karşılığının belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.
Ayrıca;
2-2942 Sayılı Kamulaştırma Kanununun 6487 sayılı Kanunla değiştirilen geçici 6.maddesinin onikinci ve onüçüncü fıkraları 13.03.2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 tarih, 2013/95 Esas ve 2014/176 Karar sayılı kararıyla iptal edildiği dikkate alındığında 09.10.1956 tarihi ile 04.11.1983 günü arasında fiilen el koyulan taşınmazlarla ilgili açılan kamulaştırmasız el koyma davalarında Geçici 6.maddenin 7.fıkrası gereği vekalet ücretinin maktu olarak, 04.11.1983 tarihinden sonra el koyulan taşınmazlar yönünden açılan davalarda ise her türlü vekalet ücretinin genel hükümler doğrultusunda nispi olarak uygulanması gerekmektedir. Buna göre 1980 yılında fiilen el koyulan dava konusu taşınmaza fiilen el koyma tarihi dikkate alınarak vekalet ücretinin maktu olarak belirlenmesi gerekirken nispi vekalet ücretine hükmedilmiş olması da bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 14.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.