3. Hukuk Dairesi 2020/2089 E. , 2020/3876 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, ...Mahallesi 298 ada 12-13-22 parseller ile 296 ada 12-13-14 parseller ve 407 ada 3-4 parsel sayılı taşınmazların maliki olduğunu, davalı ... Müdürlüğünün Mahkeme kararı ile davacıya ait taşınmazlar üzerine sonradan ... Vakfı şerhi tesis ettirdiğini, konulan bu şerhe istinaden davacı tarafından ihtirazi kayıtla davalı hesabına 43.407,00TL taviz bedeli yatırıldığını, vakfın gayri sahih vakıf hükmünde olduğunu, taviz bedelinin haksız yere alındığını iddia ederek 43.407,00TL"nin ödeme tarihi olan 19.10.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davaya konu taşınmaz üzerinde Kayseri İdare Mahkemesinin 2003/1340 sayılı kararı ile ... Vakfı şerhi konulduğunu, vakfın kadim ve sahih vakıflardan olduğunu ve tavize tabi bulunduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; dosya üzerinden alınan bilirkişi raporu hükme esas alınarak, davacının taviz bedeli ödemesinin gerektiği kabul edilerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, Dairemiz 11.12.2015 T. ve 2015/5328 E. - 2016/3065 K. sayılı ilamı ile; “... Vakfının” mukataalı veya icareteynli vakıf olup olmadığının veya miri arazilerden mukataalı hayrata tahsis edilmeyenler ile aşar ve rüsumu vakfedilen taşınmazlardan bulunup bulunmadığının yöntemince araştırılması ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde taviz bedeli ödenip ödenmeyeceğinin belirlenmesi gerektiği somut olayda ise hükme esas alınan bilirkişi raporunun dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde oluşturulduğu, mahkemece; dosya arasında bulunan davaya konu taşınmaza ait tapu kayıtları ve vakfiye örneği ile birlikte uzman bilirkişi kurulu aracılığı ile mahallinde keşif yapılarak yukarıdaki ilkeleri kapsar biçimde rapor alınması sağlandıktan sonra sonucuna uygun bir hüküm kurulması gerektiği gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, vakıf taviz bedelinin istirdadı istemine ilişkindir.
HMK" nın 266. ve devamı maddeleri uyarınca, çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde hakim, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Bilirkişi raporunu hazırlarken, raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde bilgi ve belgelere dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak, bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hükme dayanak yapılabilir.
Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunun gayrimenkul değerleme uzmanı inşaat bilirkişi ve miras hukukunda uzman avukat bilirkişiden alınmış olup heyette vakıflar konusunda uzman kimsenin bulunmadığı, hükme esas alınan raporda sürekli olarak emsal mahkeme kararlarından bahsettiği ancak dava konusu taşınmaza ilişkin değerlendirme bulunmadığı bu sebeple söz konusu raporun bozma ilamında bahsi geçen açıklamalara uygun olmadığı anlaşılmıştır.
O halde mahkemece; vakıf durumunu gösterir kayıtlar ve dayanılan diğer tüm belgeler incelenmeli, vakfiye kapsamında, Vakıflar Genel Müdürlüğünden kayda işaret edilmiş vakfın türü hakkında bilgi alınmalı ve ilgili tapu kaydı üzerinde bu konuda uzman üniversite (Hukuk Fakültelerinin Medeni Hukuk kürsülerinde görevli) öğretim üyeleri arasından oluşturulacak üçlü bir bilirkişi heyetiyle birlikte mahallinde keşif yapılarak (fen ve kadastro bilirkişisi eşliğinde), davaya konu vakıf ve şerhinin sahih olup olmadığının tespiti amacıyla, yukarıda anılan maddi ve hukuki olgular göz önüne alınarak dava konusu uyuşmazlık hakkında yöntemince bir araştırma yapılarak, denetime ve hüküm kurmaya elverişli, bilimsel verilere uygun şekilde bilirkişi heyetinden rapor alınmalı ve varılacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK’un 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"un Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK" un 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.07.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.