Esas No: 2018/932
Karar No: 2021/4677
Karar Tarihi: 12.10.2021
Danıştay 9. Daire 2018/932 Esas 2021/4677 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2018/932
Karar No : 2021/4677
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı-…
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek aleyhe olan kısmının bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı tarafından İzmir İli, Balçova İlçesi, … Mahallesi, … ada, … ve … parsellerde adına kayıtlı taşınmazlara ilişkin olarak 2006 yılından itibaren ödenen arsa vergisi ve kültür varlıkları koruma payının 1/10 oranında tahsil edilmesi gerektiğinden bahisle fazladan ödenen tutarın iadesi istemiyle yapılan düzeltme şikayet başvurusunun reddine dair … tarih ve … sayılı işlemin iptali ile fazladan ödenen tutarın ödeme tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle iadesi istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; taşınmazların 3. derece sit alanında bulunduğu ve alanda koruma amaçlı imar planının yapılmadığının ihtilafsız olduğu, davalının savunma dilekçesi ve eklerinde yer alan uydu fotoğrafları, vergi levhası ve yapı tatil zaptlarından söz konusu parseller üzerinde yapılaşma bulunduğu, yapıların ticari amaçla "düğün salonu" olarak kullanıldığından davacının taşınmazlardan fiilen herhangi bir kısıtlamaya tabi olmaksızın istifade ettiğinin görüldüğü, kısıtlılık uygulamasının, üzerinde inşaat yapılmasına izin verilmemesi sebebiyle taşınmazından tam anlamıyla istifade edemeyen maliklerin söz konusu durum nedeniyle katlanmak zorunda kaldıkları külfetin, indirimli oranlar üzerinden vergilendirilmek suretiyle telafi edilmesine yönelik bir müessese olduğu dikkate alındığında, yapılaşmaya gidilerek ticari amaçlı olarak kullanılan uyuşmazlık konusu taşınmazların kısıtlı olarak kabul edilmesinin hukuka ve hakkaniyete uygun düşmeyeceği, bu durumda, ortada fiili bir kısıtlılık hali söz konusu olmadığından, dava konusu işlemin 2010-2014 dönemlerine ilişkin kısmında da hukuka aykırılık görülmediği; vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından itibaren 5 yıllık süre zarfında düzeltme başvurusuna konu edilmesi gerekirken bu süre geçirildikten sonra 25.06.2015 tarihli düzeltme başvurusu ile düzeltilerek iadesi istenilen 2006-2009 yılları vergi ve kültür varlıkları koruma payının zamanaşımına uğraması sebebiyle düzeltilmesi mümkün bulunmadığından, dava konusu işlemin anılan dönemlere ilişkin kısmında da hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: 3. Derece doğal sit alanında kalan ve koruma amaçlı imar planı bulunmayan taşınmazlarda yapılaşma olanağı bulunmadığından kısıtlı oldukları, taşınmazlardaki fiili durumun, üzerinde imar mevzuatına aykırı yapı bulunmasının, arsa vergileri ile ferileri yönünden kısıtlılık durumunu değiştirmeyeceği, ancak bina vergileri için kısıtlılık değerlendirmesi yapılmasına yol açabileceğinden dava konu işlemin taşınmazların kısıtlı olarak kabul edilmemesi kısmında hukuka uygunluk bulunmadığı; vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından itibaren 5 yıllık süre zarfında düzeltme başvurusuna konu edilmesi gerekirken, bu süre geçirildikten sonra 25.06.2015 tarihli düzeltme başvurusu ile düzeltilerek iadesi istenilen 2006-2009 dönemleri arsa vergisi ve kültür varlıkları koruma payının zamanaşımına uğraması sebebiyle düzeltilmesi mümkün bulunmadığından, dava konusu işlemin anılan dönemlere ilişkin kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulüne, vergi mahkemesi kararının kaldırılmasına, 2006-2009 yılları arsa vergisi kültür varlıkları koruma payına ilişkin kısma yönelik davanın reddine, dava konusu işlemin 2010-2014 yıllarına isabet eden kısmın iptaline ve 2010-2014 yılları arsa vergisi ile kültür varlıkları koruma payının 9/10'unun ödeme tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle iadesine, fazlaya ilişkin kısmın reddine, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 1.100,00-TL vekalet ücreti ile davacı tarafından dava ve istinaf aşamasında yapılan toplam 274,80-TL yargılama giderinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Mahkemenin mercine tevdi kararının 25.04.2016 tarihinde tebliğ edildiği, süresinde cevap verilmediği ve zımni ret işleminin dava açılmayarak kesinleştiği, … tarih ve … sayılı işlem ile şikayet başvurusunun reddedildiğinin tekraren bildirildiği, fiili durumda taşınmazlarda yasaya aykırı şekilde yapılaşmaya gidildiği ve ticari amaçla kullanıldığının belirlendiği, üzeride yapılaşma bulunan ve ticari faaliyette kullanılan 3. derece doğal sit alanında bulunan taşınmazın kısıtlılık hükümlerine göre vergilendirilmesinin kanunun amacına aykırı olduğu, davanın kısmen reddine karar verildiği ancak lehlerine vekalet ücretine ve yargılama giderlerine davadaki haklılık durumuna göre hükmedilmediği iddialarıyla kararın aleyhe olan kısmının bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Yasal dayanaktan yoksun olan temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü ile vergi mahkemesi kararının düzelterek onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Davalı tarafından ileri sürülen temyiz nedenleri, Bölge İdare Mahkemesi kararının, kabule ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasını gerektirecek durumda görülmemiştir.
Davalı idarenin, vekalet ücretine ve yargılama giderlerine yönelik temyiz istemine gelince;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 6545 sayılı Kanun'un 22. maddesiyle değişik "Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar" başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde; temyiz incelemesi sonunda kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa Danıştayın kararı düzelterek onayacağı hükme bağlanmıştır.
Maddenin gerekçesinde ise, madde ile temyiz incelemesinde sadece maddi hatalarda değil, aynı zamanda yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen eksiklik ya da yanlışlıklarda da düzelterek onama kararı verilmesinin sağlandığı, uygulamada, vekâlet ücretine, yargılama giderlerine ya da faize hükmedilmesinin unutulması ya da bunların yanlış hesaplanması gibi, kararın asli olmayan unsurlarında görülen bir kısım eksiklik ya da yanlışlıklar nedeniyle bozma kararları verildiği, bunun mahkeme tarafından tekrar karara bağlandığı ve yine bu kararlara karşı yeniden kanun yollarına başvurulabilmesi nedeniyle hem zaman hem de emek kaybına neden olunduğunun görüldüğü, bu suretle esasa etkili olmayan konularda Danıştayın kesin karar vermesi sağlanarak uyuşmazlığın hızla sonuçlandırılmasının amaçlandığı hususlarına yer verilmiştir.
Olayda, davalı idare vekilinin davanın ilk derece yargılama aşamasında mahkeme tarafından tebliğ olunan dava ve replik dilekçesine karşı davalı idareyi temsilen yasal süresi içinde cevap ve düplik dilekçesi verdiği, istinaf başvurusu dilekçesine karşı davalı idareyi temsilen yasal süresi içinde cevap dilekçesi verdiği, davanın reddi yolundaki ilk derece mahkemesi kararının istinaf başvuru yolunda kaldırıldığı, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verildiği, dolaysıyla kararın verildiği 10/10/2017 tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 2017 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı idarenin vekalet ücretine hak kazandığı, buna rağmen kararda idare lehine vekalet ücretine hükmedilmediği, aşamalarda yapılan yargılama giderlerinin tamamının idare aleyhine hükmedildiği anlaşılmıştır.
Bu hususlar, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan düzeltilmesi mümkün eksiklik olarak görüldüğünden hüküm fıkrasına "kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 1.100,00 TL vekalet ücretinin davacı tarafından davalı idareye ödenmesine"; ibaresinin eklenmesi ve "davacı tarafından yapılan 274,80-TL yargılama giderinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine" ibaresinin "davacı tarafından yapılan 274,80-TL yargılama giderinin 173,04.-TL'lik kısmının davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına" şeklinde düzeltilerek onanması gerektiği sonucuna varılmıştır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının kabule ilişkin hüküm fıkrasının "kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen … TL vekalet ücretinin davacı tarafından davalı idareye ödenmesine" ibaresi eklemek, "davacı tarafından yapılan …-TL yargılama giderinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine" ibaresinin "davacı tarafından yapılan …-TL yargılama giderinin ….-TL'lik kısmının davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına" şeklinde düzeltilerek ONANMASINA,
3. Temyiz isteminde bulunandan …-TL maktu harç alınmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 12/10/2021 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.