3. Hukuk Dairesi 2020/2294 E. , 2020/3875 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın TRT Genel Müdürlüğü yönünden husumet nedeni ile reddine, davalı .... yönünden karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, elektrik abonesi bulunduğu davalı şirketin düzenlediği faturalar ile kendisinden hukuka aykırı olarak kayıp-kaçak, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve dağıtım bedeli tahsil ettiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak üzere, şimdilik 222.160,63 TL"nin avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 25.02.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 289.390,82 TL"ye artırmıştır.
Davalı, istirdadı istenilen bedellerin ilgili mevzuat çerçevesinde abonelere yansıtıldığını ve uygulanmasının yasal bir zorunluluk olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile 285.048,55 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiş, Dairemiz 11.09.2018 T. ve 2016/20830 E. - 2018/8344 K. sayılı ilamı ile; davalı vekilinin sair temyiz itirazları incelenmeksizin dava konusu yapılan bedeller ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden davalarda da geçmişe etkili olacak şekilde uygulanması gereken hükümler içerdiğinden, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu"nun 17., geçici 19. ile 20. maddelerinin, somut olaya etkisinin bulunup bulunmadığının yerel mahkemece tartışılıp değerlendirildikten sonra sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece; bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde; TRT payı iadesine yönelik açılan davanın husumet nedeniyle (pasif dava ehliyeti yokluğu) reddine, Kayıp kaçak ve diğer taleplerine ilişkin dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı lehine harçlandırılan dava değeri üzerinden hesaplanan takdiren 23.313,45 TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa ödenmesine, karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, elektrik abonelerinden tahsil edilen; kayıp-kaçak bedellerinin istirdatı istemine ilişkindir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davalı vekilinin vekalet ücreti yönünden temyiz itirazlarına gelince;
Davacı, davanın açıldığı andaki mevzuata ve içtihat durumuna göre dava açmakta haklıdır. Eş söyleyişle, davaya konu bedelleri tahsil eden davalı, davanın açılmasına sebebiyet vermiştir. Bu itibarla, dava açıldığı tarihte, yapılan yasa değişikliği henüz ortada bulunmadığından, dava tarihi itibariyle davacının dava açmakta haklı olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.
O halde mahkemece, dava açıldıktan sonra hasıl olan yasa değişikliği nedeniyle, davacının dava açmasında haksız sayılamayacağı cihetle; davacı yararına maktu vekalet ücreti takdir edilmesi ve yapmış olduğu diğer yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesi, gerekmektedir
Somut uyuşmazlıkta; mahkemece davacı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmekte iken, kabul edilen tutar olan 285.048,55 TL üzerinden 23.313,45TL nisbi vekalet ücretine hükmedildiği anlaşılmıştır.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün HMUK’ un 438/7. maddesi gereğince düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 1. bendinde yer alan “Davacı taraf, davanın açıldığı tarih itibariyle dava açmakta haklı olduğundan, HMK m. 331, A.A.Ü.T m. 6, 13 hükümleri uyarınca harçlandırılan dava değeri üzerinden hesaplanan takdiren 23.313,45 TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa ödenmesine” ifadesinin çıkarılarak yerine “Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” ibaresinin yazılmasına, hükmün bu suretle düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK" nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK" un 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 02.07.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.