Esas No: 2018/5109
Karar No: 2021/4397
Karar Tarihi: 12.10.2021
Danıştay 3. Daire 2018/5109 Esas 2021/4397 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2018/5109
Karar No : 2021/4397
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) :Tasfiye Halinde … Metal Ürünleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
İSTEMİN KONUSU : ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:..., K:… sayılı kararının aleyhe olan hüküm fıkrasına davalı idarece yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirketin, alımlarının bir kısmını sahte faturalarla belgelendirmesi nedeniyle sözü edilen faturalara konu indirimlerin reddi suretiyle yeniden oluşturulan beyan tablosu uyarınca adına 2012 yılının Ocak ve Mart dönemleri için re'sen salınan katma değer vergisi ve tekerrür hükümleri gereğince artırılarak kesilen üç kat vergi ziyaı cezası ile 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 353. maddesinin 1. bendi gereğince kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davacının faturalarını kayıtlarına aldığı … ve … hakkındaki tespitlerden, düzenledikleri faturaların gerçeği yansıtmadığı sonucuna varıldığından yapılan tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı, 2011 yılı içinde kesinleşen vergi ziyaı cezasının tekerrüre esas alınabileceği, somut bir tespit olmaksızın özel usulsüzlük cezası kesilemeyeceği gerekçesiyle katma değer vergisi ve tekerrür hükümleri gereğince artırılarak kesilen üç kat vergi ziyaı cezası yönünden dava reddedilmiş, özel usulsüzlük cezası ise kaldırılmıştır.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusunun, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrasının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 353. Maddesi uyarınca davacı tarafından sahte faturalarda yer alan mal ve hizmetler için fatura alınmadığı kabul edildiğinden kesilen özel usulsüzlük cezasının usul ve hukuka uygun olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin yargılama hukuku ilkelerinden olan usul ekonomisi gözetilmek suretiyle reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı adına 2012 yılının Ocak ve Mart dönemleri için re'sen salınan katma değer vergisi ve tekerrür hükümleri gereğince artırılarak kesilen üç kat vergi ziyaı cezası ile 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 353. maddesinin 1. bendi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasına karşı dava açıldığı, davacı şirketin 06/01/2012 tarih ve 7978 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yayımlanan ilanla tasfiyeye girerek münferit imzasıyla şirketi temsil ve ilzama yetkili tasfiye memuru olarak …'nın atandığı, adresinin "… Mah. … Sokak No:… …/…" olarak ilan edildiği, davalı ilk savunma dilekçesi dahil tüm tebliğlerin davacının dava dilekçesinde bildirdiği "… Mah. … Cad. No:… …/…" adresinde tebligat yapılamadığından şirket adresi olan "… Sanayi Sit. … Blok … Sok. No:… …/…" adresinde 7201 sayılı Tebligat Kanununun 35. Maddesi uyarınca yapıldığı görülmektedir.
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Tebligat ve cevap verme" başlıklı 16. maddesinde; dava dilekçelerinin ve eklerinin birer örneğinin davalıya, davalının vereceği savunmanın ise davacıya tebliğ olunacağı; davacının ikinci dilekçesinin davalıya, davalının vereceği ikinci savunmanın da davacıya tebliğ edileceği; buna karşı davacının cevap veremeyeceği, ancak, davalının ikinci savunmasında, davacının cevaplandırmasını gerektiren hususlar bulunduğunun davanın görülmesi sırasında anlaşılması halinde, davacıya cevap vermesi için bir süre verileceği; tarafların, yapılacak tebliğlere karşı, tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde cevap verebilecekleri, bu sürenin, ancak haklı sebeplerin bulunması halinde, taraflardan birinin isteği üzerine görevli mahkeme kararı ile otuz günü geçmemek ve bir defaya mahsus olmak üzere uzatılabileceği; "Dosyaların incelenmesi" başlıklı 20. maddesinin 5. fıkrasında, dosyaların tekemmül ettikten sonra incelenerek karara bağlanacağı hükümlerine yer verilmiştir.
7201 sayılı Tebligat Kanununun 35. maddesinin 1. fıkrasında, kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimsenin, adresini değiştirmesi halinde yenisini hemen tebliğ yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecbur olduğu, bu takdirde bundan sonraki tebliğlerin bildirilen yeni adrese yapılacağı kuralı öngörülmüş, 19/01/2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Tebligat Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 9. maddesiyle 7201 sayılı Kanunun 35. maddesinin dördüncü fıkrası olarak getirilen düzenlemeyle de daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmî kayıtlardaki adreslerinin esas alınacağı ve bu madde hükümlerinin uygulanacağı kurala bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyanın incelenmesinden; davacı şirketin Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yayımlanan ilanla tasfiye sürecine girdiği ve tasfiyeyle ilgili olarak münferit imzasıyla şirketi temsil ve ilzama yetkili tasfiye memuru olarak …'nın atandığı, davalı idarenin ilk savunma dilekçesi ile … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı dahil tüm tebligatların davacı şirketin dava dilekçesinde bildirdiği adresine ve şirket adresine yapılmaya çalışılan tebligatların iade gelmesi üzerine şirket adresinde 7201 sayılı Tebligat Kanununun 35. Maddesi uyarınca tebliğ edilmek suretiyle dosyanın tekemmül ettirildiği anlaşılmış olup; yukarıda yazılı mevzuat gereğince tasfiye memurunun resmî kayıtlardaki adresine tebligat yapılmaya çalışılmadığından, bu haliyle usul hükümlerine uygun biçimde dosya tekemmül ettirilmeksizin, uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmesi yargılama usulüne uygun düşmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:.. sayılı kararının BOZULMASINA,
2.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ilgili Vergi Dava Dairesine gönderilmesine,
3.Yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 12/10/2021 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.