Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/832
Karar No: 2019/923
Karar Tarihi: 13.02.2019

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2018/832 Esas 2019/923 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2018/832 E.  ,  2019/923 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine karar verilmiş, anılan karara karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince esastan reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nun raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    -KARAR-

    Dava, vekâletnamenin hile ve tehdit ile alındığı ve vekâlet görevinin kötüye kullanıldığı iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Davacı, üvey torunu dava dışı Fatih Alemdar"ın kendisini tehdit ederek ve kandırarak ...’ın vekil tayin edildiğine ilişkin elinden vekaletname aldığını, maliki olduğu 157 ada 592 parsel sayılı taşınmazın davalı vekil Uğur tarafından davalı ...’e devredildiğini, vekalet görevinin kötüye kullanıldığını ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile taşınmazın adına tescilini istemiş, yargılama sırasında taşınmazın temlik edilmesi üzerine HMK’nın 125. maddesi uyarınca ... davaya dahil edilmiştir.
    Davalı ..., taşınmaz alım satımı ve inşaat işi ile uğraştığını, taşınmazı bedelini ödeyerek aldığını, iyi niyetli olduğunu; davalı ..., davacının torunu olan Fatih Alemdar"ın yanında işçi olarak çalıştığını, kendisine vekaletname ile taşınmazın satılacağının bildirildiğini ve Fatih Alemdar’ın vekaletname getirdiğini, kendisinin de bu vekaletname ile taşınmazın devrini gerçekleştirdiğini, davalı ... ile davacıyı tanımadığını belirterek davanın reddini savunmuş, dahili davalı davaya cevap vermemiş ve duruşmalara katılmamıştır.
    Mahkemece, iddianın kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, anılan karara karşı davacı vekilinin istinaf başvurusu... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince 6100 sayılı HMK’nun 353/(1)-b-1 maddesi gereğince esastan reddedilmiştir.

    ./..



    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının ... 5. Noterliğinde 2015 tarih 16629 yevmiye nolu, dava konusu taşınmazla sınırlı olmak üzere satış yetkisi içeren bir vekaletname ile davalı ...’u vekil tayin ettiği, Uğur’un çekişme konusu 157 ada 592 parsel sayılı taşınmazı vekaleten davalı ...’a 115.000-TL bedelle temlik ettiği, Hasan’ın da yargılama aşamasında 11.08.2015 tarihinde dahili davalı ...’a devrettiği, davacının 11.08.2015 tarihinde davalı ...’u vekillikten azlettiği, ... C.Başsavcılığının 2015/15323 sayılı dosyasında dava konusu taşınmazın şüpheliler tarafından yağmalandığı şikayeti üzerine yürütülen soruşturma sonucunda şüphelilerin üzerlerine atılı suçu işlediklerine dair yeterli delil elde edilemediğinden kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, davacının davalı ... hakkında dolandırıcılık, güveni kötüye kullanma ve zimmet suçunu işlediğinden bahisle şikayetçi olduğu, ... C.Başsavcılığının 2016/23242 soruşturma sayılı dosyasında 11/01/2017 tarihinde mükerrer şikayet nedeni ile kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, davalı ...’ın soruşturma dosyasında alınan ifadesinde satış bedeli için Karasu İş Bankası"ndan 160.000,00 TL çektiğini, üstünü nakit olarak tamamladığını, taşınmazı 220.000,00 TL bedelle satın aldığını, parayı davacının torunu Fatih Alemdar"a verdiğini, dahili davalı ... ile arkadaş olduklarını, Muhammet ile taşınmazın satın alınması ve Muhammet’in ekonomik durumu düzelince taşınmazın da kendisine devredileceği konusunda anlaştıklarını, Fatih Alemdar ve ..."ı daha önceden tanımadığını, satıştan yaklaşık 1 ay sonra 230.000,00 TL bedelle de taşınmazı ..."a devrettiğini, davalı ...; dava dışı Fatih’in yanında şöför olarak çalıştığını, satış esnasında herhangi bir para almadığını, davacının torununa para verildiğini belirttiği anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere, Borçlar Kanununun temsil ve vekalet aktini düzenleyen hükümlerine göre, vekalet sözleşmesi büyük ölçüde tarafların karşılıklı güvenine dayanır. Vekilin borçlarının çoğu bu güven unsurundan, onun vekil edenin yararına ve iradesine uygun davranış yükümlülüğünden doğar. 6098 s. Türk Borçlar Kanununda (TBK) sadakat ve özen borcu, vekilin vekil edene karşı en önde gelen borcu kabul edilmiş ve 506. maddesinde (818 s. Borçlar Kanununun 390.) maddesinde aynen; "Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir.Vekil üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür. Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır." hükmüne yer verilmiştir. Bu itibarla vekil, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etme, onu zararlandırıcı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü altındadır. Vekâletin kapsamı, sözleşmede açıkça gösterilmemişse, görülecek işin niteliğine göre belirlenir. (TBK"nin 504/1) Sözleşmede vekaletin nasıl yerine getirileceği hakkında açık bir hüküm bulunmasa veya yapılan işlem dış temsil yetkisinin sınırları içerisinde kalsa dahi vekilin bu yükümlülüğü daima mevcuttur. Hatta malik tarafından vekilin bir taşınmazın satışında, dilediği bedelle dilediği kimseye satış yapabileceği şeklinde yetkili kılınması, satacağı kimseyi dahi belirtmesi, ona dürüstlük kuralını, sadakat ve özen borcunu göz ardı etmek suretiyle, makul sayılacak ölçüler dışına çıkarak satış yapma hakkını vermez. Vekil edenin yararı ile bağdaşmayacak bir eylem veya işlem yapan vekil değinilen maddenin son fıkrası uyarınca sorumlu olur. Bu sorumluluk BK"de daha hafif olan işçinin sorumluluğuna kıyasen belirlenirken, TBK"de benzer alanda iş ve hizmetleri üslenen basiretli bir vekilin sorumluluğu esas alınarak daha da ağırlaştırılmıştır.
    Vekil ile sözleşme yapan kişi 4721 s. Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 3. maddesi anlamında iyi niyetli ise yani vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını bilmiyor veya kendisinden beklenen özeni göstermesine rağmen bilmesine olanak yoksa, vekil ile yaptığı sözleşme geçerlidir ve vekil edeni bağlar. Vekil vekalet görevini kötüye kullansa dahi bu husus vekil ile vekalet eden arasında bir iç sorun olarak kalır, vekil ile sözleşme yapan kişinin kazandığı haklara etkili olamaz.
    Ne var ki, üçüncü kişi vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötü niyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmaması, TMK"nin 2. maddesinde yazılı dürüstlük kuralının doğal bir sonucu olarak kabul edilmelidir. Söz konusu yasa maddesi buyurucu nitelik taşıdığından hakim tarafından kendiliğinden (resen) göz önünde tutulması zorunludur. Aksine düşünce kötü niyeti teşvik etmek en azından ona göz yummak olur. Oysa bütün çağdaş hukuk sistemlerinde kötü niyet korunmamış daima mahkum edilmiştir. Nitekim uygulama ve bilimsel görüşler bu yönde gelişmiş ve kararlılık kazanmıştır.
    Somut olaya gelince hükme yeterli bir araştırma yapıldığını söyleme olanağı bulunmamaktadır.
    Şöyle ki, dava konusu taşınmazın resmi akitteki satış bedeli 115.000-TL olup davalı ... taşınmazı 220.000-TL bedelle aldığını belirtmiş ve buna ilişkin olarak da delil listesinde banka dekontu olduğunu bildirmiş ancak buna ilişkin bir araştırma yapılmadığı gibi taşınmazın satış tarihindeki değeri keşfen tespit edilmemiştir.
    Hal böyle olunca, davalı ...’ın ödeme yaptığına ilişkin olarak bildirdiği dekontun araştırılması, mahallinde keşif yapılarak taşınmazın davalı ...’a temlik tarihindeki değerinin tespit edilmesi, bu değerin ilk el konumunda olan davalı ... tarafından vekile ödenip ödenmediğinin dolayısıyla vekille el ve işbirliği içerisinde hareket ederek davacıyı zararlandırıp zararlandırmadığının açıklığa kavuşturulması, şayet zararlandırma kastı saptanırsa ilk el Hasan’ın savcılık dosyasındaki taşınmazı almasını kendisine dahili davalı ...’un söylediği şeklindeki ifadesi karşısında dahili davalı ... ile davalı ...’ın da el ve işbirliği içerisinde oldukları dikkate alınarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    Davacının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 373/1. maddesi uyarınca... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerden dolayı 6100 sayılı HMK’nın 371/1-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 13/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi