Abaküs Yazılım
2. Daire
Esas No: 2021/16353
Karar No: 2021/3319
Karar Tarihi: 12.10.2021

Danıştay 2. Daire 2021/16353 Esas 2021/3319 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/16353
Karar No : 2021/3319

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem : Dava; 28/03/2010 tarihinde yapılan komiser yardımcılığı sınavında başarılı olup komiser yardımcılığı kursuna başlayan ve bu kursu başarı ile tamamlayarak komiser yardımcısı olarak atanan davacının, söz konusu sınavda yer alan bazı soruların mahkeme kararı ile iptal edilmesi üzerine yeniden yapılan değerlendirmede başarısız duruma düştüğünden bahisle tekrar polis memurluğuna atanmasına ilişkin Emniyet Genel Müdürlüğünün 03/09/2014 günlü işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
... İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararı ile, dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş olup; anılan iptal kararı, Danıştay Beşinci Dairesinin 18/02/2019 günlü, E:2016/22381, K:2019/1280 sayılı kararıyla bozulmuştur.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : Bozma kararına uyularak verilen ... İdare Mahkemesinin temyize konu kararıyla; yargı kararı uyarınca yapılan yeni sıralamaya göre 28/03/2010 tarihinde gerçekleştirilen komiser yardımcılığı sınavında başarısız olduğu sabit olan davacının, komiser yardımcılığı kursuna devam ettirilerek kursu başarıyla tamamlaması üzerine komiser yardımcılığına atanmasında, idarenin açık hatasının bulunduğu ve davacının hukuka aykırı işlem dolayısıyla elde ettiği komiser yardımcılığı statüsünün kazanılmış hak kapsamında değerlendirilmemesi gerektiğinden, dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından; olayda kendisinin bir kusurunun ve hatasının bulunmadığı, idari istikrar ilkesine ve kazanılmış hakların korunması ilkesine aykırı olarak dava konusu işlemin tesis edildiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN CEVABI : Davalı idare tarafından; davacı hakkında tesis edilen işlemde mevzuata aykırı bir husus bulunmadığı, temyiz isteminin reddi gerektiği ileri sürülmektedir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince; Danıştay Başkanlık Kurulunun, Danıştay dava dairelerinin görevlerini belirleyen ve 19/12/2020 günlü, 31339 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak, yayımı izleyen ay başından itibaren yürürlüğe giren 18/12/2020 günlü, K:2020/62 sayılı kararı uyarınca doğrudan Dairemiz esasına alınan davada, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, davacının işbu davadaki adli yardım talebinin daha önce, Danıştay Beşinci Dairesinin 24/12/2019 günlü, E:2019/4643 sayılı kararı ile kabul edildiği görüldüğünden, 6100 Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 335. maddesinin 3. fıkrasında yer alan "Adli yardım, hükmün kesinleşmesine kadar devam eder." düzenlemesi gereğince, adli yardım istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Dosyanın incelenmesinden; İçişleri Bakanlığının 05/02/2010 tarihli olurları ile 2010-2011 eğitim öğretim yılında 1000 polis memuru için komiser yardımcılığı kursu açıldığı, 28/03/2010 tarihinde yapılan komiser yardımcılığı kursu sınavı sonucunda davacının 83 puan ile 970. asıl sırada yer aldığı, bu sonuç ile belirlenen kontenjan içerisine girdiğinden 04/10/2010-14/07/2011 tarihleri arasında düzenlenen komiser yardımcılığı kursuna planlaması yapılıp kurstan mezun olduğu, bu arada komiser yardımcılığı sınavının bazı sorularının hatalı olduğu ileri sürülerek açılan iptal davasında, … İdare Mahkemesi tarafından verilen 03/01/2011 tarihli yürütmenin durdurulması kararı üzerine, idarenin de iptal etmiş olduğu bir soru dahil toplam 13 soru iptal edilerek yeniden yapılan ve 07/04/2011 tarihinde Pol-Net sayfasında yayınlanan ikinci değerlendirme listesinde, davacının 83 puan ile 196. yedek aday sırasında yer aldığı ve belirlenen 1000 kişilik kontenjan içerisine giremediği, davalı idarenin; yürütmenin durdurulması kararına rağmen Hukuk Müşavirliğinin "yürütmenin durdurulması kararları başarısız sayılma işlemine yönelik olup, Mahkemece sınavın iptali ile ilgili bir karar verilmemiş olması nedeniyle ikinci listede başarısız olup kursa devam eden adaylarla ilgili yapılacak bir işlem bulunmadığı" görüşü üzerine, davacıyı kursa devam ettirdiği, davalı idare tarafından, komiser yardımcılığı kursuna çağırılan, ancak mahkeme kararları gereği yeniden yapılan değerlendirmelere giremediği halde kursa devam eden ve halen komiser yardımcısı olarak görev yapan personelin aslında komiser yardımcısı kursuna katılmaya hak kazanamadıkları bu nedenle ortada kazanılmış bir hakkın olmadığı değerlendirilerek, ilgili Hukuk Müşavirliği görüşü doğrultusunda aralarında davacınında bulunduğu nihai başarı sıralamalarında başarısız duruma düşen personel hakkında 03/09/2014 tarihli tenzili rütbe işleminin tesis edilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT :
Anayasa'nın 138. maddesinin son fıkrasında, “Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez.” kuralına yer verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 28. maddesinin 1. fıkrasında, “Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Bu süre hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemez. ...” hükmü yer almaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Anayasa Mahkemesi kararlarında, Anayasa’nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti, "insan haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, eylem ve işlemleri hukuka uygun olan, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasa’ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan, Anayasa ve yasalarla kendini bağlı sayan, yargı denetimine açık olan devlet" şeklinde tanımlanmıştır.
Anayasa'nın 2. maddesinde Türkiye Cumhuriyeti'nin nitelikleri arasında sayılan hukuk devletinin en önemli unsurlarından birisi "hukuki güvenlik ilkesi"dir. Hukuki güvenlik ilkesi, hukuk normlarının öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, devletin de yasal düzenlemelerde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli kılar. Diğer bir ifadeyle hukuki güvenlik ilkesi, kişilerin hukuksal ilişkiler kurarken tabi olacakları hukuk kurallarını önceden bilmeleri anlamına gelirken, "idari istikrar ilkesi" ise, bu kurallara dayanılarak kazanılan hakların korunacağı güvencesinin kişilere verilmesini ifade etmektedir.
Anayasa'nın 138. ve 2577 sayılı Yasa'nın 28. maddesi uyarınca idarenin yargı kararının gereğini yerine getirmesi bir zorunluluk ise de; iptal edilen işlemle üçüncü kişiler yönünden kazanılmış bir hak doğmamış olsa da, eğer subjektif kazanımlar söz konusu ise, bu subjektif etki ve sonuçların korunması da yukarıda değinildiği üzere hukuki güvenlik ve idari istikar ilkelerinin bir sonucudur.
Uyuşmazlık konusu olayda ise, hatalı soruların yargı kararıyla iptali sonucunda, idarece anılan yargı kararı üzerine yapılan değerlendirme sonucunda sıralamaya giremeyerek başarısız oldukları anlaşılan kursiyerlerin ilişikleri kesilmeyerek kursa devamı sağlanmış ve davacının durumunda olduğu gibi bu kişiler kursu başarıyla tamamlayarak komiser yardımcısı olarak atanmak suretiyle, bu statüleri gereği kişisel kazanımlar elde etmişlerdir.
Bu durumda, davacının komiser yardımcısı olarak atanmasından üç yıl sonra yargı kararının uygulandığından bahisle, subjektif kazanımlarını ortadan kaldıracak şekilde, komiser yardımcılığından polis memurluğuna atanması yolunda tesis edilen işlemde hukuki güvenlik ve idari istikrar ilkelerine uyarlık bulunmamaktadır.
Öte yandan, temyize konu kararda da belirtildiği üzere, davacının komiser yardımcılığına, hukuk müşavirliğinin görüşü doğrultusunda yapılan bir değerlendirme sonucunda atandığı, idarenin açık mevzuat hükmüne aykırı bir uygulamasından söz edilemeyeceği, maddi olay yönünden de hatalı bir saptamaya dayanılmadığı görüldüğünden; bu atama işleminin açık hataya dayandığı ve her zaman geri alınabileceği sonucuna varılamayacaktır.
Nitekim, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 01/11/2017 günlü, E:2016/2048, K:2017/3375 sayılı kararı da bu yöndedir.
Diğer taraftan, dava konusu işlemin 08/09/2014 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, davacı tarafından; 10/09/2014 tarihli dava dilekçesinde sadece dava konusu işlemin iptalinin istenildiği, 25/11/2014 tarihli ek beyan dilekçesinde ise, dava konusu işlemin iptaline ve işlem nedeniyle yoksun kalınan özlük ve parasal hakların faiziyle birlikte iadesine karar verilmesinin istenildiği görülmekte olup; temyize konu karar, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulduğundan, bozma kararı üzerine yapılacak yargılamada, işlem nedeniyle yoksun kalınan özlük ve parasal hakların faiziyle birlikte iadesine ilişkin talep hakkında da bir karar verilmesi gerektiği açıktır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVACININ TEMYİZ İSTEMİNİN KABULÜNE,
2. ... İdare Mahkemesince verilen .. günlü, E:…, K:… sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun temyize tabi ilk kararın verildiği tarih itibarıyla yürürlükte olan haliyle 49. maddesinin 1/b fıkrası uyarınca BOZULMASINA,
3. Aynı maddenin 3622 sayılı Yasa ile değişik 3. fıkrası uyarınca, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen İdare Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Yasa'nın (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde Danıştay'da karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12/10/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.


(X) KARŞI OY :

Temyize konu karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir neden de bulunmadığından, davacının temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanması gerektiği oyuyla, aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyorum.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi