4. Hukuk Dairesi 2016/1728 E. , 2018/6248 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 14/01/2013 gününde verilen dilekçe ile mahkeme kararının yerine getirilmemesi nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne dair verilen 05/11/2015 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle daha önceden belirlenen 16/10/2018 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine duruşmalı temyiz eden davalı asıl ... ve vekili Avukat ... ile, karşı taraftan davacı vekili Avukat ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hâkimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kâğıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre
davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2- Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;
a) Dava, mahkeme kararının yerine getirilmemesi nedeniyle uğranılan maddi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, ... Toptancı Hali"nde meyve ve sebze komisyoncusu olduğunu, davalının başkanı olduğu ... Belediyesi"nin, 17 nolu dükkanın tahsisinin iptaline ve yeniden ihale yapılarak dava dışı 3. kişiye tahsisine ilişkin işlemlerin iptali için ... 1. İdare Mahkemesi"nin 2008/659 esas ve ... 2. İdare Mahkemesi"nin 2008/837 esas sayılı dosyaları üzerinden dava açtığını, her iki dosyadan da yürütmenin durdurumasına ilişkin kararlar verildiğini, bu kararların tebliğine rağmen gereğinin yerine getirilmediğini, dükkanın kendisine teslim edilmemesi nedeniyle 25/02/2008 – 04/12/2008 tarihleri arasında uğradığı zararın tazmini için ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2008/164 esas sayılı dosyası üzerinden açtığı davanın lehine sonuçlandığını ve derecattan geçerek kesinleştiğini, mahkeme kararlarının davalı belediye başkanı tarafından kasten yerine getirilmediğini ve dükkanın hala kendisine teslim edilmediğini belirterek 05/12/2008 – 14/01/2013 tarihleri arasında dükkanı çalıştıramaması nedeniyle uğradığı zararın tazminini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, yürütmenin durdurulması kararlarına uyulmayarak 05/12/2008 – 14/01/2013 tarihleri arasında davacının 185.858,89 TL zarara uğramasına neden olunduğu, 2577 sayılı Kanunun 28/4. maddesi uyarınca davalının zarardan sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
... Belediye Encümeni"nin 30/01/2001 tarihli kararıyla davaya konu 17 nolu hal dükkanı davacıya tahsis edilmiş, Belediye Meclisi"nin 06/02/2008 tarihli 2008/10 sayılı kararıyla ise tahsisin iptaline karar verilmiştir. Davacının bu işlemin iptali için ... 1. İdare Mahkemesi"nin 2008/659 esas sayılı dosyası üzerinden açtığı davada mahkemece, 11/08/2009 tarihinde yürütmenin durdurulmasına hükmedilmiştir. Ancak dava dışı belediye tarafından, yürütmenin durdurulması kararından önce, 17/04/2008 günlü karar ile davaya konu dükkanın yeniden ihaleye çıkarılması ve ihalenin 08/05/2008 tarihinde yapılması kararlaştırılmıştır. İhale sonucunda da dükkan, dava dışı ..."ye 21/05/2008 tarihinde tahsis edilmiştir. Davacı, bu işlemlerin iptali için de ... 2. İdare Mahkemesi"nin 2008/837 esas sayılı dosyası üzerinden dava açmış, mahkemece 18/09/2008 tarihinde yürütmenin durdurulması kararı verilmiştir. Her iki idare mahkemesince yapılan yargılamalar neticesinde; davalara konu işlemlerin iptaline karar verilmiş ve kararlar kesinleşmiştir.
Yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararların yerine getirilmemesi ve dükkanın kendisine teslim edilmemesi üzerine davacı, uğradığı zararın tazmini için ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2008/164 esas sayılı dosyası üzerinden dava açmış, mahkemece 25/02/2008 – 04/12/2008 tarihleri arası uğranılan zararın tazmini ile davacı yararına manevi tazminata hükmedilmiştir. Bu karar derecattan geçerek kesinleşmiştir.
... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin bu kararından sonra, ... Belediye Encümeni tarafından 23/09/2010 tarihinde alınan 2010/244 sayılı kararla; 17 numaralı dükkanın dava dışı ..."ye tahsisi ve kiralanması hakkındaki kira sözleşmesinin feshedilmesine, taşınmazı tahliye etmesi için adı geçene süre verilmesine, süresinde tahliye edilmemesi halinde dava açılarak tahliyesinin sağlanmasına karar verilmiştir. Dava dışı ... tarafından bu karara karşı ... 1. İdare Mahkemesi"nin 2010/1333 (bozmadan sonra 2014/4) esas sayılı dosyası üzerinden iptal davası açılmıştır. Mahkemece 09/01/2014 tarihli karar ile işlemin iptaline karar verilmiş, karar Danıştay 8. Dairesi tarafından onanmış ve 26/01/2016 tarihinde karar düzeltme istemi de reddedilerek kesinleşmiştir. ... Belediye Encümeni"nin 2010/244 sayılı kararı uyarınca ... Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2013/18 esas sayılı dosyası üzerinden açılan tahliye davası da idare mahkemesinin anılan kararı gerekçe gösterilerek reddedilmiştir. Belirtilen bu kararlar gözetildiğinde, davaya konu 17 nolu dükkanın davacıya teslimi, diğer bir deyişle davacı yararına verilen yürütmenin durdurulması ve sonrasında verilen iptal kararlarının infazı olanaksız hale gelmiştir.
Davanın yasal dayanağı, dava tarihinde yürürlükte bulunan 2577 sayılı İYUK"un 28/4. maddesidir. Anılan maddede; mahkeme kararlarının otuz gün içinde kamu görevlilerince kasten yerine getirilmemesi halinde ilgilinin, idare aleyhine dava açabileceği gibi, kararı yerine getirmeyen kamu görevlisi aleyhine de tazminat davası açılabileceği hükme bağlanmıştır. Madde metninde açıkça belirtildiği üzere; davalı kamu görevlisi (belediye başkanı) aleyhine tazminata hükmedilebilmesi için mahkeme kararının davalı tarafından kasten yerine getirilmemesi gerekmektedir. Ancak dava dışı ... ile akdedilen sözleşmenin feshine ve adı geçenin dükkandan tahliyesine ilişkin 23/09/2010 tarih, 2010/244 sayılı karar ile davalının, davaya konu mahkeme kararlarını uygulama yönünde irade ortaya koyduğu anlaşılmaktadır. Bu tarihten sonra dükkanın davacıya teslim edilememesi dava dışı kişi ile ilgili yargılama süreçlerinden kaynaklanmakta olup davalı belediye başkanının mahkeme kararlarını kasten yerine getirmediği kabul edilemez. Açıklanan nedenle davalıdan ancak 05/12/2008 – 23/09/2010 tarihleri arasında uğranılan zarar talep edilebilir. Bu yön gözetilmeksizin 14/01/2013 tarihine kadar zarar hesaplanması ve buna göre hüküm kurulması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
b) Mahkemece, 06/07/2015 tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınmıştır. Bu raporda; 05/12/2008 tarihinden sonra davacının toptancı halde bir faaliyeti bulunmadığı, bu nedenle geçmiş yıllar cirosu ile toptancı haldeki komisyoncuların toplam cirosu orantılanarak hesaplama yapılması gerektiği belirtilmiştir. Ancak bu hesaplama yöntemi usulüne uygun değildir. Davacının zararı, 09/12/2014 tarihli raporda belirtilen yöntemle yani, dosyada mevcut 2008 yılı ile ilgili olarak bildirilen ciro esas alınarak ve hesaplama yapılacak yıllardaki TÜFE ve ÜFE artış oranları dikkate alınarak hesaplanmalıdır. Hatalı bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm kurulması yerinde olmadığından kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda (2-a-b) numaralı bentte açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davalının diğer temyiz itirazlarının (1) numaralı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve davalı yararına takdir olunan 1.630,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine, peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 16/10/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.