
Esas No: 2016/1710
Karar No: 2018/6246
Karar Tarihi: 16.10.2018
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2016/1710 Esas 2018/6246 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü vekili Avukat ... tarafından, davalı ... ve diğerleri aleyhine 27/01/2015 gününde verilen dilekçe ile rücuen tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davalı ... yönünden davanın husumet nedeniyle reddine, diğer davalılar yönünden kabulüne dair verilen 03/12/2015 günlü kararın Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı ..., ... ve ... vekili tarafından, duruşmasız olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle daha önceden belirlenen 16/10/2018 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine duruşmalı temyiz eden davalılar vekili Avukat ... ile karşı taraftan davacı ... geldi. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde oludğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisinedki kağtılar incelenerek gereği görüşüldü.
1- Davacının temyiz itirazı yönünden;
Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davalı ... yönünden davanın husumet nedeniyle reddine, diğer davalılar yönünden kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı ile davalı ..., ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı idare, ... ili, ... ilçesi, ... ada, ... parselde kayıtlı taşınmazın, davalı ... tarafından dava dışı ..."ye 28/12/1993 tarihli resmi satış senediyle satıldığını, ... adına tapu senedi düzenlenerek adı geçene verildiğini, ancak bu satış işleminin tapuya tescilinin yapılmadığını, taşınmazın çeşitli tarihlerde el değiştirdiğini, bu nedenle dava dışı ... tarafından TMK"nın 1007. maddesi uyarınca Hazine aleyhine tazminat davası açıldığını ve ilamın icraya konulması neticesinde adı geçene ödeme yapılmak zorunda kalındığını, satış işleminin tapu kütüğüne tescil edilmesinin unutulması nedeniyle resmi senedi imza ve mühür ile onaylayan tapu müdürü ..."in Hazine zararından sorumlu olduğunu, adı geçenin vefat etmiş olması nedeniyle davanın mirasçılarına yöneltildiğini, davalı ..."ın ise aynı taşınmazı iki kere farklı kişilere satarak haksız kazanç elde ettiğini ve onun da sorumluluğu bulunduğunu belirterek rücuen tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalılar, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece, davalıların murisi ..."in satış işlemini tapuya tescil etmemesi nedeniyle kusurlu olduğu, devletin kusurlu çalışanına rücu hakkı bulunduğu, mirasçıların mirası reddetmedikleri, davalı ..."a ise husumet yöneltilemeyeceği gerekçesiyle davalı ... yönünden davanın usulden reddine, diğer davalılar yönünden kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamından, davalı ... tarafından 28/12/1993 tarihinde beş adet taşınmazın, aynı resmi senet ile beş ayrı kişiye satıldığı, diğer dört satış tapu siciline işlenmiş iken ... parsel sayılı taşınmazın satışının sicile tescilinin unutulduğu, taşınmazın davalı tarafından 11/05/1994 tarihinde başka bir kişiye satılıp devredildiği, bilahare taşınmazın yeniden el değiştirdiği, taşınmazı ilk satın almış olan dava dışı ... tarafından durumun anlaşılması üzerine, son tapu malikine karşı tapu iptal ve tescil davası açıldığı, o davanın reddedilmesi nedeniyle de davacı idare ve davalı ... aleyhine tazminat davası açıldığı anlaşılmaktadır. ... 6. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2012/803 esas sayılı dosyası üzerinden görülen bu davada mahkemece, tazminatın Hazine ve ..."dan müteselsilen tahsiline hükmedilmiş, kararın temyizi üzerine Yargıtay 5. Hukuk Dairesi tarafından 21/05/2014 tarihli kararla; tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle oluşan zararlardan Hazinenin sorumlu olduğu, ..."a husumet yöneltilemeyeceği gerekçesiyle kararın düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. Hükmün icra takibine konu edilmesi neticesinde, davacı tarafından dava dışı ..."ye ödeme yapılmıştır.
Davacı idare eldeki temyize konu davasını, TMK"nın 1007/2. maddesi uyarınca kendi personeline (vefat etmiş olması nedeniyle mirasçılarına), sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca da davalı ..."a yöneltmiştir. Dava, her bir davalı yönünden ayrı hukuksal nedenlere dayanmaktadır. Davanın davalı ... yönünden husumetten reddi doğru değildir. İşin esası incelenerek karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
2- Davalı ... mirasçılarının temyiz itirazı yönünden;
Kemal Özer mirasçıları olan davalılar ..., ... ve ... davaya karşı süresinde zamanaşımı definde bulunmuşlardır. Mahkemece davalıların zamanaşımı definin kabul edilmediği belirtilmiştir.
10/09/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6552 sayılı yasanın 84. maddesi ile 2644 sayılı Tapu Kanununa eklenen "ek madde 2" ile özel bir zamanaşımı düzenlemesi getirilmiştir. Anılan maddede; "Tapu ve kadastro işlemleri ile ilgili olarak, Devletin kusursuz sorumluluğu sebebiyle yapılan ödemeler dolayısıyla, ihmali bulunan personel aleyhine başlatılacak rücu istemleri, ödeme tarihinden itibaren iki yıl, her hâlde zarara yol açan işlemin gerçekleştirildiği tarihten itibaren on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ağır kusura dayalı sorumluluğu bulunan personel için 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 73 üncü maddesi hükümleri saklıdır." hükmü düzenlenmiştir.
Davaya konu işlem tarihi 28/12/1993, ödeme tarihi 19/09/2014, dava tarihi ise 27/01/2015"tir. Aynı gün, aynı resmi senetle yapılan beş satıştan yalnızca bir satışın tapu siciline işlenmesinin unutulduğu, tapu müdürlüklerinin iş yoğunluğu, çalışma koşulları, işlemin yılın son günlerine denk gelmiş olması gözetildiğinde; bu durumun beşeri bir hatadan
kaynaklandığı, ihmal düzeyinde kaldığı, davaya konu zararın meydana gelmesine neden olan işlem nedeniyle davalıların murisinin ağır kusurlu kabul edilemeyeceği anlaşılmaktadır.
Şu halde; davaya konu rücu istemi, işlemin gerçekleştirildiği tarihten itibaren on yılın geçmesiyle Ek madde 2 uyarınca zamanaşımına uğramıştır. Davanın ... mirasçıları yönünden zamanaşımı nedeniyle reddi gerekirken, davanın kabulüne hükmedilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı yararına, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar ..., ... ve ... yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalıların diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve davacı yararına takdir olunan 1.630,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davalılara ve temyiz eden davalılar yararına takdir olunan 1.630,00TL duruşma avukatlık ücretinin de davacıya yükletilmesine, davalılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 16/10/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.