Tehdit - yaralama - Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2016/2238 Esas 2016/7294 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/2238
Karar No: 2016/7294
Karar Tarihi: 14.04.2016

Tehdit - yaralama - Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2016/2238 Esas 2016/7294 Karar Sayılı İlamı

4. Ceza Dairesi         2016/2238 E.  ,  2016/7294 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇLAR : Tehdit, yaralama
    HÜKÜMLER : Mahkumiyet, hükmün açıklanmasının geri bırakılması

    Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre, sanık ... hakkında katılan ..."a yönelik yaralama eylemi nedeniyle Yerel Mahkemece, 17/12/2010 tarihli karar ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve 17/02/2011 tarihinde bu kararın kesinleştiği; sanık ... hakkında ise 06/11/2015 tarihli karar ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve bu karara karşı sanık ... müdafii tarafından, 12/11/2015 havale tarihli dilekçe ile itiraz edildiği, itirazın ise .... Ağır Ceza Mahkemesi"nin 26/12/2015 tarihli kararı ile reddedildiği, ret kararına yönelik temyiz talebinin ise bulunmadığı anlaşılmakla, tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmeyerek, dosya görüşüldü:
    1-Sanık ... ve katılan sanık ... hakkında yaralama suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlara karşı; yalnızca itiraz yolu açık ve dolayısıyla yapılan başvurunun bu doğrultuda değerlendirilmesinin gerekli bulunduğu,
    Anlaşıldığından, katılan sanık ... müdafiinin tebliğnameye kısmen uygun olarak, temyiz davası isteği hakkında bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA,
    2-Sanık ... hakkında tehdit suçundan kurulan hükme ilişkin temyizde ise,
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    Sanığa yükletilen tehdit eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
    Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
    Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
    Ancak,
    Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinde yer alan “ve diğer siyasi hakları kullanmaktan” ibaresinin iptaline
    karar verilmiş, ayrıca aynı bentte yer alan “seçme ve seçilme” ehliyetleri ile ilgili olarak da, hükümlünün, hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak bu hak ve ehliyetlerden yoksun bırakılması uygulamasını engelleyici nitelikte iptal kararları verilmiş olması ve doğan boşluk nedeniyle bu hususta yeni bir yasal düzenleme yapılması ihtiyacının ortaya çıkması karşısında, yerel mahkeme hükmünde bu hak ve ehliyetlerden yoksun bırakmaya ilişkin uygulamanın dayanaksız kalması,
    Bozmayı gerektirmiş ve sanık ... müdafiinin temyiz iddiaları bu nedenle yerinde ise de, bu aykırılık, yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktası tebliğnameye kısmen uygun olarak, TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısımdan “seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan” ibareleri çıkartılarak DÜZELTİLMEK ve başkaca yönleri Kanuna uygun bulunan hüküm, bu bağlamda ONANMAK suretiyle 5320 sayılı Kanunun 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesi uyarınca davanın esasına, 14/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.