Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/4757
Karar No: 2019/914
Karar Tarihi: 13.02.2019

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2018/4757 Esas 2019/914 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2018/4757 E.  ,  2019/914 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - TAZMİNAT


    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı şirket vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;


    -KARAR-
    Dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacı, davalı ..."ın ceza davası neticesinde kesinleşen dolandırıcılık eylemi ile 250.000,00TL bedelle senet verildiğini, senedin ... tarafından muvazaalı olarak diğer davalı ...’e ciro edildiğini, ... tarafından aleyhine başlatılan icra takibinin kesinleşip, paydaşı olduğu 932 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 2373/9600 payının haczedildiğini, payın ihale ile davalı ...’e temlik edildiğini, ...’in ise payı davalı ...’ye devrettiğini, onun da diğer davalı şirkete kısa aralıklarla temlik ettiğini, davalıların el ve iş birliği içerisinde olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tescile, olmazsa tazminata karar verilmesini istemiştir.
    Davalı şirket, taşınmazı iyiniyetle satın aldığını, ...’ye 250.000,00TL bedel ödediğini, bunun 210.000,00TL’sini banka aracılığıyla, kalan 40.000TL’yi ise çek ile ödediğini, diğer davalıları tanımadığını, muvazaanın söz konusu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuş, diğer davalılar savunma getirmemiştir.
    Mahkemece, tescilin yolsuz olduğu, davalılar arasında yapılan devirlerin de muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; ... İcra Müdürlüğünün 2005/849 sayılı icra dosyası ile davalı ... tarafından davacı ... aleyhine 30.06.2005 vade tarihli 250.000TL bedelli senet nedeniyle 250.000TL asıl 18.300TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 268.300TL bedelli kambiyo senetlerine mahsus icra takibini 09.09.2005 tarihinde başlattığı,
    bahse konu takip sebebiyle talimat yoluyla ... 6. İcra Müdürlüğü 2005/4497Esas sayılı satış dosyası ile dava konusu 932 ada 2 parsel sayılı 9.868m2 miktarlı arsa nitelikli taşınmazın 791/3200 payı davacı ... adına kayıtlı iken 12.11.2007 tarihli ihale ile 110.000TL bedelle davalı ...’e devredildiği, dava dışı ... tarafından davalı ...’e karşı açılan ihalenin feshi davasının ... 3. İcra Hukuk Mahkemesi 2008/695Esas, 2009/21Karar sayılı 20.01.2009 tarihli kararı ile reddedildiği ve 29.12.2009 tarihinde kesinleştiği, taşınmazın davalı ... adına 31.03.2010 tarihinde tescil edildiği, onun da söz konusu payı aynı gün 110.000TL bedelle davalı ...’ye devrettiği, ...’nin de 28.04.2010 tarihli satış akdi ile 250.000TL bedele davalı şirkete temlik ettiği, davacı ...’nün de içinde bulunduğu birden fazla müşteki tarafından davalı ... ve dava dışı... hakkında açılan nitelikli dolandırıcılık suçuna ilişkin davada ... 3. Ağır Ceza Mahkemesi 24.03.2009 tarih 2006/383Esas, 2009/171Karar sayılı ilamıyla ...’in mahkumiyetine karar verildiği ve kesinleştiği anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere; hukukumuzda, diğer çağdaş hukuk sistemlerinde olduğu gibi kişilerin huzur ve güven içerisinde alış verişte bulunmaları satın aldıkları şeylerin ilerde kendilerinden alınabileceği endişelerini taşımamaları, dolayısıyla toplum düzenini sağlamak düşüncesiyle, alan kişinin iyiniyetinin korunması ilkesi kabul edilmiştir. Bu amaçla 4721 s. Türk Medeni Kanununun (TMK) 2.maddesinin genel hükmü yanında menkul mallarda 988 ve 989., tapulu taşınmazların el değiştirmesinde ise 1023. maddesinin özel hükümleri getirilmiştir.
    Öte yandan, bir devleti oluşturan unsurlardan biri insan unsuru ise bunun kadar önemli olan ötekisi topraktır. İşte bu nedenle Devlet, nüfus sicilleri gibi tapu sicillerinin de tutulmasını üstlenmiş, bunların aleniliğini (herkese açık olmasını) sağlamış, iyi ve doğru tutulmamasından doğan sorumluluğu kabul etmiş, değinilen tüm bu sebeplerin doğal sonucu olarak da tapuya itimat edip, taşınmaz mal edinen kişinin iyi niyetini korumak zorunluluğunu duymuştur. Belirtilen ilke TMK"nin 1023. maddesinde aynen "tapu kütüğündeki sicile iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan 3 ncü kişinin bu kazanımı korunur" şeklinde yer almış, aynı ilke tamamlayıcı madde niteliğindeki 1024.maddenin 1. fıkrasına göre "Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken 3 ncü kişi bu tescile dayanamaz" biçiminde öngörülmüştür.
    Diğer yandan; tapulu taşınmazların intikallerinde, huzur ve güveni koruma, toplum düzenini sağlama uğruna, tapu kaydında ismi geçmeyen ama asıl malik olanın hakkı feda edildiğinden iktisapta bulunan kişinin, iyi niyetli olup olmadığının tam olarak tespiti büyük önem taşımaktadır. Gerçekten bir yanda tapu sicilinin doğruluğuna inanarak iktisapta bulunduğunu ileri süren kimse diğer yanda ise kendisi için maddi, hatta bazı hallerde manevi büyük değer taşıyan ayni hakkını yitirme tehlikesi ile karşı karşıya kalan önceki malik bulunmaktadır. Bu nedenle, yüzeysel ve şekilci bir araştırma ve yaklaşımın büyük mağduriyetlere yol açacağı, kişilerin Devlete ve adalete olan güven ve saygısını sarsacağı ve yasa koyucunun amacının ilk bakışta, şeklen iyi niyetli gözükeni değil, gerçekten iyiniyetli olan kişiyi korumak olduğu hususlarının daima göz önünde tutulması, bu yönde tüm delillerin toplanıp derinliğine irdelenmesi ve değerlendirilmesi gerekmektedir.
    Nitekim bu görüşten hareketle, "kötü niyet iddiasının def"i değil itiraz olduğu, iddia ve müdafaanın genişletilmesi yasağına tabii olmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve mahkemece kendiliğinden (resen) nazara alınacağı” ilkeleri 08.11.1991 tarih l990/4 esas l99l/3 sayılı İçtidihadı Birleştirme Kararında kabul edilmiş, bilimsel görüşlerde aynı doğrultuda gelişmiştir.
    Ne var ki; mahkemece ikinci el konumundaki davalı şirketin ediniminde iyiniyetli olup olmadıkları hususunun hükme elverişli şekilde araştırılıp incelendiğini söyleyebilme olanağı yoktur.
    Hal böyle olunca, adı geçen ikinci el konumundaki davalının iyiniyetli olup olmadığının bir başka ifadeyle TMK"nun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yaralanıp yararlanamayacağının yukarıda açıklanan ilkeler uyarınca araştırılarak değerlendirilmesi, davalı şirketin iyiniyetli olduğunun tespit edilmesi halinde davacının tazminat isteğininde bulunduğu gözetilerek tazminat isteği yönünden yapılan temliklerin incelenmesi, davalı ...’in eyleminin ceza dosyası ile sabit olduğu, ... ile ... ve ... ile ... arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi gerektiği ve varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, bu hususlar gözetilmeksizin eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir.
    Davalı şirket’in yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 13.02.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

















    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi