
Esas No: 2016/7752
Karar No: 2019/2695
Karar Tarihi: 15.04.2019
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2016/7752 Esas 2019/2695 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
... sonucu ... İlçesi Yukarı İhsaniye Köyü çalışma alanında bulunan 130 ada 1 parsel sayılı 7.826,18 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, irsen intikal, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davacı ... ile davalılar ... ve müşterekleri adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği iddiasına dayanarak taşınmazın tapu kaydının iptali ile tam paylı olarak adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın davalıların kök murisi ..."dan geldiği, muris terekesinin elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olup, taşınmazın murisin diğer mirasçılarının rızası olmaksızın mirasçılardan biri tarafından devrinin mümkün bulunmadığı, diğer taraftan davacının dayandığı senedin arka yüzünde bulunan imzanın kök muris mirasçılarından Necati Akın tarafından atılmadığının anlaşıldığı, bu nedenle de davacının dayandığı 06.08.1974 tarihli gayrimenkul satış ve zilyetlik devir ve teslim senedinin geçersiz olduğu, bir kimsenin kendisine ait olmayan bir hakkı başkasına devir etmesi mümkün olamayacağından ... Noterliğinin 04.08.1994 tarihli düzenleme şeklindeki gayrimenkul zilyetliğini devir senedinin de geçersiz olduğu gerekçe gösterilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de; varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Davacı ..., 130 ada 1 parsel sayılı taşınmazın ... oğlu ...’dan intikalen gelen taşınmaz olup bu taşınmazın babası ... tarafından 06.08.1974 tarihli gayrimenkul satış ve zilyetliğin devri senedi ile satın alındığını, bu tarihten itibaren babası ...’ün zilyetlik ve tasarrufunda bulunduğunu, daha sonra ise taşınmazı 04.08.1994 tarihli noter senedi ile kendisine devrettiğini ve bu tarihten itibaren de kendisinin zilyetliğinde bulunduğunu ileri sürerek, taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tescili istemiyle dava açmıştır. Davalılar ise, taşınmazın müşterek murisleri ...’dan kaldığını, murisin terekesinin iştirak halinde olup 3. kişilere yapılan satışların geçersiz olduğunu savunmuşlardır. Keşif sırasında dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarına ve dosya kapsamına göre, taşınmazın davalıların miras bırakanı ...’dan kaldığı, 1974 yılına kadar oğlu ...’ın zilyetliğinde bulunduğu, 1974 yılından sonra ise taşınmazın önce davacının babasının, daha sonrada davacının zilyetliğinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacı ..., ... terekesine göre 3. kişi durumunda olup, taşınmazın malik sıfatı ile zilyetliği, 1974 yılından tespit tarihine kadar eklemeli olarak 20 yılı aşkın süre bu kişide bulunduğuna göre, davacı yararına 3402 sayılı ... Kanunu"nun 14. maddesindeki iktisap koşulları gerçekleşmiş bulunmaktadır. Hal böyle olunca, davanın kabulüne ve taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucunda davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.04.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.