Abaküs Yazılım
4. Ceza Dairesi
Esas No: 2014/761
Karar No: 2016/7191

Tehdit - Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2014/761 Esas 2016/7191 Karar Sayılı İlamı

4. Ceza Dairesi         2014/761 E.  ,  2016/7191 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Tehdit
HÜKÜM : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Sanığa yükletilen tehdit eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı;
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak,
a)TCK"nın 53/l-(c) maddesindeki hak yoksunluğunun sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağının gözetilmemesi,
b)Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 08/10/2015 gün ve ... sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinde yer alan “ve diğer siyasi hakları kullanmaktan” ibaresinin iptaline karar verilmiş, ayrıca aynı bentte yer alan “seçme ve seçilme” ehliyetleri ile ilgili olarak da, hükümlünün, hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak bu hak ve ehliyetlerden yoksun bırakılması uygulamasını engelleyici nitelikte iptal kararları verilmiş olması ve doğan boşluk nedeniyle bu hususta yeni bir yasal düzenleme yapılması ihtiyacının ortaya çıkması karşısında, yerel mahkeme hükmünde bu hak ve ehliyetlerden yoksun bırakmaya ilişkin uygulamanın dayanaksız kalması,
Bozmayı gerektirmiş ve sanık ... müdafiinin temyiz iddiaları bu nedenle yerinde ise de, bu aykırılık, yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktası tebliğnameye uygun olarak, TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısımdan (b) ibaresi çıkartılmak ve “sanık hakkında TCK"nın 53/1-(c) maddesinde yer alan hak yoksunluğunun kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet vekayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar, diğer kişiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar uygulanmasına” ibaresi eklenmek, biçiminde DÜZELTİLMEK ve başkaca yönleri Kanuna uygun bulunan hüküm, bu bağlamda ONANMAK suretiyle 5320 sayılı Kanunun 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesi uyarınca davanın esasın, 13/04/2016 tarihinde Üye Nihat Altınok"un, suçun sübutuna ve eksik incelemeye ilişkin kararın bozulması görüşü ve oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞIOY:
Müşteki ile sanığın daha önceki yıllarda gayrı resmi birliktelik hayatı yaşadıkları hususunda tereddüt bulunmamakta olup, birbirlerinin kişisel karakterleri ile sanığın evinde bulundurma ruhsatlı silahı hakkında müştekinin bilgisi olduğu düşünüldüğünde;
Olay günü müştekinin ... adliyesi müracaat savcılığına giderek, sanığın o gün ... semtinde evinin yakınına gelerek kendisine silah göstermek suretiyle tehdit ettiğini, birlikteliklerini sürdürmek için bu şekilde davrandığını, beyan ederek şikayet etmiş ise de başvuru sırasında herhangi bir tanık ismi bildirmemiştir.
Müşteki daha sonraki aşamada kollukta benzer ifadelerle sanıktan şikayeti olmuş ve tanık ... olayı gördüğünü belirtmiş, aynı gün bu tanığın karakolda alınan beyanında sanığın müştekiyi silahla tehdit ettikten sonra olay yerine geldiği aracı ile ayrılıp gittiğini belirttikten sonra, kovuşturma aşamasında da benzer beyanlarını tekrar etmiştir. Bu beyanları alınırken tanığa olayda kullanılan silahın cins, niteliği, rengi vs. özellikleri ile sanığın kullandığı otunun özellikleri sorulmamış ve tanık da bu hususta bir beyanda bulunmamıştır.
Oysa sanık savunmasının her aşamasında suçlamaları kesinlikle reddetmiş, olay günü müşteki ile hiç karşılaşmadığını, otomobilini sanayiye götürdüğünü beyan etmiş, olay gününe ait araç tamir faturası ibraz ederek, oto tamir ustalarından üç tane tanık göstermiştir. Savunma tanıkları, yeminli beyanlarında gün ve saat belirterek sanığın gün boyu sanayide otomobilinin başında kaldığını bildirmişlerdir.
Müşteki daha önce hiç beyan etmediği ve gösterdiği tanığının da ifade etmediği şekilde, 16.12.2010 tarihli kovuşturma evresindeki şikayet beyanın da “sanığın kendisini silahla tehdit ederek arabasına alıp ...’den ...’a kadar getirdiğini burada birliktelik sözü alarak kendisini bıraktığını” beyan etmesi karşısında, tanık ...’in böyle bir durum olsaydı açıklayacağı düşünüldüğünde, müştekinin ve tanığının maddi hakikatı ifade etmedikleri ve sanığın haksız yere ceza almasını istedikleri anlaşılmaktadır.
Sanık aleyhine dosyada mevcut tek bir tanık beyanı bulunmaktadır ve bu tanık da müştekinin sonradan ismini verdiği bir kişidir. Kaldı ki tanık beyanı müştekinin anlatımları ile uyumlu değildir. “Şüpheden sanık yararlanır” şeklindeki evrensel hukuk prensibine aykırı olarak kurulan mahkumiyet kararı isabetsiz olup, kararın onanmasına dair sayın çoğunluğun görüşüne katılamamaktayım.



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi