Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/16948 Esas 2017/4557 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/16948
Karar No: 2017/4557
Karar Tarihi: 05.06.2017

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/16948 Esas 2017/4557 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davalı banka, müvekkilinin aleyhine bonoya dayalı icra takibi başlatmıştır. Ancak davacı vekili, takip konusu bononun müvekkili tarafından imzalanmadığını ve imzanın sahte olduğunu iddia etmiştir. Bu nedenle menfi tespit davası açarak müvekkilinin bono nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ve tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı banka vekili ise, müvekkilinin lehtardan sonra 3. kişi olması nedeniyle kendisine ciro eden cirantadan önceki imzaların sıhhatini araştırmasının mümkün olmadığını, davacıya öncelikle protesto çektiklerini, itiraz edilmediği için takip başlattıklarını belirtmiş ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme, toplanan deliller ve ceza dosyasındaki bilirkişi raporu doğrultusunda bonodaki imzanın davacıya ait çıkmadığı ve imza itirazının mutlak defilerden olup iyiniyet-kötüniyet ayrımı yapılmaksızın herkese karşı ileri sürülebileceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermiştir. Ancak, ceza yargılamasının devam ettiği ve mahkumiyet hükmü verilip kesinleşmediği anlaşıldığı için imza incelemesi yönünden konusunda uzman bilirkişi raporu alınması veya ceza mahkemesinin sonucunun beklenilmesi gerektiği belirtilmiştir.
19. Hukuk Dairesi         2016/16948 E.  ,  2017/4557 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde temlik alan davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - K A R A R -
    Davacı vekili, davalı temlik eden bankanın müvekkili aleyhine bonoya dayalı icra takibi başlattığını, takip konusu bonoyu davalı ...’ın tanzim ederek imzaladığını, ardından ticari ilişkilerinde hatır senedi olarak kullandığını, müvekkilinin savcılığa şikayeti üzerine davalının ifadesinde bonoyu kendisinin imzaladığını ikrar ettiğini ileri sürerek müvekkilinin takip konusu bono nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ve %20 oranında tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı temlik eden banka vekili, keşideci ve lehtar arasındaki ilişkinin müvekkilini bağlamayacağını, müvekkilinin lehtardan sonra 3. kişi olması nedeniyle kendisine ciro eden cirantadan önceki imzaların sıhhatini araştırmasının mümkün olmadığını, davacıya öncelikle protesto çektiklerini, itiraz edilmediği için takip başlattıklarını belirterek davanın reddine, imzanın davacıya ait çıkması halinde de %20 oranında tazminata karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, toplanan deliller ve ceza dosyasında alınan bilirkişi raporuna göre, bonodaki imzanın davacıya ait çıkmaması ve imza itirazının mutlak defilerden olup iyiniyet-kötüniyet ayrımı yapılmaksızın herkese karşı ileri sürülebilmesi gerekçesiyle davanın kabulüne, bono lehtarı davalı ... tarafından tedavüle sürüldüğü için bu davalı yönünden kötü niyet tazminatının kabulüne, davalı temlik eden banka hamil olarak kambiyo ilişkisinde yer aldığı ve kötüniyeti tespit edilemediğinden tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı temlik alan vekilince temyiz edilmiştir.
    Dava, takip konusu bonodaki imzanın sahte olduğu iddiasına dayalı menfi tespit davasıdır. Mahkemece ... 6.Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/94 esas sayılı ceza dosyasındaki bilirkişi raporu hükme esas alınmış ise de ceza yargılamasının devam ettiği ve mahkumiyet hükmü verilip kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece imza incelemesi yönünden konusunda uzman bilirkişi raporu alınması veya ceza mahkemesinin sonucunun beklenilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 05/06/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.