
Esas No: 2013/21783
Karar No: 2014/18296
Karar Tarihi: 23.09.2014
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2013/21783 Esas 2014/18296 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Bingöl 1. Asliye Hukuk(İş) Mahkemesi
Tarihi :15.02.2013
No :2012/18-2013/95
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraf avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı Kurum, 17.11.2008 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucu sürekli iş göremezlik durumuna giren sigortalıya bağlanan gelirler ile yapılan harcama ve ödemelerden oluşan sosyal sigorta yardımlarının rücuan tahsiline karar verilmesini istemiş olup; Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağı, 5510 sayılı Kanununun 21. maddesidir.
Anılan madde hükmü, sigortalıya ya da ölümü halinde hak sahiplerine bağlanan gelirler ile yapılan harcama ve ödemelerin işverenden rücuan tahsili koşullarını düzenlenmiş olup; işverenin sorumluluğu için, zarara uğrayanın sigortalı olması, zararı meydana getiren olayın iş kazası veya meslek hastalığı niteliğinde bulunması, zararın meydana gelmesinde işverenin kastının veya sigortalının sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketinin ve bu hareket ile meydana gelen iş kazası ve meslek hastalığı arasında illiyet bağının bulunması gerekir. Buradan, işverenin, işçilerin sağlığını koruma ve iş güvenliğine ilişkin mevzuatın kendisine yüklediği, objektif olarak mümkün olan tüm tedbirleri alma yükümlülüğünü yerine getirmemesi ve bu nedenle iş kazası veya meslek hastalığı şeklinde sosyal sigorta riskinin gerçekleşmesi halinde, kusur esasına göre meydana gelen zararlardan Sosyal Güvenlik Kurumuna karşı rücuan sorumlu olduğu sonucu çıkarılmaktadır.
Diğer taraftan, tarafları ve konusu farklı olan sigortalının açtığı tazminat dosyasında verilen karar, rücuan tazminat davalarında kesin hüküm teşkil etmez. Şayet kesinleşmiş ise ancak, güçlü delil niteliğindedir.
Dosya kapsamına göre, derdest olan tazminat dosyasında alınan kusur raporunda davalının % 50, sigortalının % 50 oranında kusurlu bulunduğu, dosyada alınan ilk kusur raporunda davalının % 60, sigortalının %40; ikinci kusur raporunda ise davalının % 70, sigortalının ise % 30 oranında kusurlu bulunduğunun belirtildiği anlaşılmakta olup, kusur raporları arasındaki bariz çelişkinin giderilmediği anlaşılmaktadır.
O halde, Mahkemece yapılacak iş, soyut ifadelere dayanmayan, iş güvenliği mevzuatına göre hangi önlemlerin alınması gerekeceği, bu önlemlerin işverence alınıp alınmadığı ve alınmış önlemlere sigortalı işçinin uyup uymadığı ve dayanağı mevzuat hükümleri ayrıntılarıyla irdelenerek, gerekirse tazminat davasınında sonucu araştırılarak, mevcut çelişkiyi giderecek şekilde, iş kazasının olduğu meslek kolu ile iş ve işçi güvenliği konusunda uzman bilirkişi kurulundan kusur raporu alınarak, hasıl olacak sonuç uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, taraf avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davalıya iadesine, 23.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.