Abaküs Yazılım
18. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/8015
Karar No: 2016/4288
Karar Tarihi: 14.03.2016

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2015/8015 Esas 2016/4288 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı ve davalı arasındaki kamulaştırmasız el koyma nedeniyle taşınmaz bedelinin tahsili davasında, mahkeme davanın usulden reddine karar vermiştir. Ancak, davacı tarafça uzlaşma yoluna gitmek üzere ilgili idareye başvuru şartı yerine getirilmeden dava açılmıştır ve daha sonra uzlaşma başvurusu yapılmıştır. Bu sebeple Mahkeme kararı hatalıdır ve davacı ve davalı vekillerince temyiz edilmiştir. Kanun düzenlemelerine göre, kamulaştırmasız el koymadan dolayı açılan davalarda uzlaşma dava şartı olarak kabul edilmekte, 6487 sayılı Kanun'un yürürlüğe girmesinden önce açılan davalar için ise üç aylık uzlaşma başvuru süresi öngörülmüştür. Mahkeme kararının bu kanun maddeleri doğrultusunda yeniden incelenmesi gerektiği sonucuna varılmış ve kararın bozulması kararlaştırılmıştır. Kanun maddeleri: 5999 sayılı Yasa'ya eklenen Geçici 6 madde, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun Geçici 6. maddesi, 6111 sayılı Kanun'un Geçici 2. maddesi, 6487 sayılı Kanun'un 21. maddesi.
18. Hukuk Dairesi         2015/8015 E.  ,  2016/4288 K.

    "İçtihat Metni"


    Davacı ... ile davalı ... aralarındaki kamulaştırmasız el koyma nedenine dayalı olarak taşınmaz bedelinin tahsili davasına dair ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 25.03.2014 günlü ve 2013/515-2014/344 sayılı hükmün davalı vekilinin temyizi yönünden süreden reddi hakkında Dairece verilen 12.01.2015 günlü ve 2014/12460-2015/161 sayılı ilama karşı davacı vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
    Bu isteğin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekilinin karar düzeltme istemi üzerine dosyanın yeniden incelenmesinde, mahkeme kararının davacı vekilince de yasal süresi içinde temyiz edildiği ve temyiz dilekçesinin dosyada mevcut olduğu halde, maddi hata sonucu bu dilekçenin farkedilmediği ve salt davalının temyizi yönünden hükmün incelendiği bu kez yapılan incelemeden anlaşılmakla Dairemizin 12.01.2015 gün ve 2014/12460 Esas-2015/161 Karar sayılı ilamının kaldırılmasına karar verilip hükmün davacı ve davalı vekillerince temyiz edildiği gözetilerek dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    1-Davalı temyizi yönünden;
    Davalı ... vekillerinden Av...."a 12.05.2014 tarihinde tebliğ edilen karar bir diğer ... vekili Av...."na 26.05.2014 tarihinde temyiz edilmiştir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 11. maddesine göre; vekille takip edilen işlerde vekil birden çok ise bunlardan birine tebligat yapılması yeterlidir, eğer tebligat birden fazla vekile yapılmış ise bunlardan ilkine yapılan tebliğ tarihi asıl tebliğ tarihi sayılır. İlk tebligat Av...."a geçerli bir şekilde yapıldığına göre asıl tebliğ tarihi 12.05.2014 olmaktadır. Mahkeme kararı Av. ... tarafından 05.06.2014 te temyiz edilmiş olup temyiz harcı da bu tarihte yatırılmıştır. Buna göre; temyiz süresi 27.05.2014 günü mesai saati sonuna kadar olup, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3. maddesi uyarınca halen yürürlükte olan HUMK.nun 432. maddesi hükmünde öngörülen 15 günlük temyiz süresi geçmiş bulunduğundan 01.06.1990 gün ve 1989/3 Esas 1990/4 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca temyiz isteminin REDDİNE,
    2-Davacı temyizi yönünden;
    Dava, kamulaştırmasız el koyulan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece davacı tarafça 5999 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu"na eklenen Geçici 6 maddede öngörülen uzlaşma yoluna gitmek üzere ilgili idareye başvuru şartı yerine getirilmeden davanın açıldığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
    Kamulaştırma Kanununa 5999 sayılı Kanunla eklenen ve 30.06.2010 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Geçici 6. maddesinde “Kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen 09.10.1956 tarihi ile 04.11.1983 tarihi arasında fiilen kamu hizmetine ayrılan veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmazlara veya kaynaklara kısmen veya tamamen veyahut irtifak hakkı tesis etmek suretiyle malikin rızası olmaksızın fiili olarak el konulması sebebiyle, malik tarafından ilgili idareden tazminat talebinde bulunulması halinde, öncelikle uzlaşma yoluna gidilmesi esastır” hükmü getirilmiş, 25.02.2011 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6111 sayılı Kanunun Geçici 2. maddesiyle de “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren onbeş yıl süreyle geçerli olmak üzere; 04.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun Geçici 6 ncı maddesi hükmü, 04.11.1983 tarihinden sonraki kamulaştırmasız el koyma işlemlerine de uygulanır” denilmiştir. Anayasa Mahkemesinin 22.02.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 01.11.2012 tarih ve 2010/83 Esas-2012/169 Karar sayılı kararı ile uzlaşma dava şartı sayılmış, 6111 sayılı Yasanın Geçici 2. maddesi ise iptal edilmiş, ancak iptal hükmünün kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasından altı ay sonra yürürlüğe girmesine karar verilmiştir. Anayasa Mahkemesinin bu kararından sonra kanunlaşan ve 11.06.2013 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6487 sayılı Kanunun 21. maddesi ile Kamulaştırma Kanununun Geçici 6. Maddesi değiştirilmiştir. Değiştirilen Geçici 6. maddenin 1.fıkrasında “Kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen 09/10/1956 tarihi ile 04/11/1983 tarihi arasında fiilen kamu hizmetine ayrılan veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmazlara veya kaynaklara kısmen veya tamamen veyahut irtifak hakkı tesis etmek suretiyle malikin rızası olmaksızın fiili olarak el konulması sebebiyle, mülkiyet hakkından doğan talepler, bedel talep edilmesi hâlinde bedel tespiti ve diğer işlemler bu madde hükümlerine göre yapılır. Bu maddeye göre yapılacak işlemlerde öncelikle uzlaşma usulünün uygulanması dava şartıdır.” denilmiş, 10 fıkrasında ise “Vuku bulduğu tarih itibarı ile bu maddenin kapsamında olan kamulaştırmasız el koymadan dolayı bu maddenin yürürlüğe girmesinden önce tazmin talebiyle dava açmış olanlar; bu madde hükümlerine göre uzlaşma yoluna gitmeyi isteyip istemediklerini bu maddenin yürürlüğe girmesinden itibaren üç ay içinde idareye ve mahkemeye verecekleri dilekçeler ile bildirebilirler. Uzlaşma talebi üzerine, uzlaşma görüşmelerinin neticesine kadar dava bekletilir; uzlaşılamaması hâlinde, uzlaşmazlık tutanağının mahkemeye sunulmasından sonra davaya devam edilir” hükmü getirilmiştir.
    Yukarıda açıklanan bu düzenlemeler karşısında 09.10.1956 tarihi ile 04.11.1983 tarihi arasında el atılan taşınmazlar için 6487 sayılı Yasanın yayımlanmasından sonra açılan davalarda uzlaşma dava şartı olarak kabul edilmekte, öncesinde açılan davalar için ise uzlaşma yoluna başvurulması için üç aylık süre öngörülmekle birlikte uzlaşmaya başvurulması zorunluluk haline getirilmemektedir. Buna göre 6487 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden önce açılan davalar için uzlaşmaya gidilmemesi nedeniyle davaların reddi yoluna gidilemeyecek, mahkemelerce işin esasına girilerek gerekli araştırmalar yapılıp sonucuna göre bir karar verilecektir.
    Dava konusu somut olay incelendiğinde, kamulaştırmasız el koyulan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davanın yukarıda açıklanan Yasa maddesinin yürürlüğe girmesinden önce 07.05.2013 tarihinde açıldığı ve dava tarihi itibariyle uzlaşmaya başvurulduktan sonra dava açılmasını dava şartı sayan ve yukarıda açıklanan Yasa maddesinin yürürlükte olmadığı ve ayrıca yargılama sırasında davacı tarafından davalı idareye başvuru yapması için süre verildikten sonra uzlaşma başvurusu yaptığı dikkate alınarak mahkemece taraflara ait tüm deliller toplanıp oluşacak sonuca göre uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile davanın usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 14.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.
















    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi