4. Hukuk Dairesi 2016/7304 E. , 2018/6230 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 25/03/2015 gününde verilen dilekçe ile hakaret nedeni ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 04/11/2015 günlü kararın Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili ve duruşmasız olarak incelenmesi de davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne ve miktar itibariyle duruşma isteminin reddine karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava; hakaret nedeni ile manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Davacı vekili; müvekkilinin Cumhuriyet Savcısı olarak görev yaptığını ve yürütmekte olduğu bir soruşturma ile ilgili olarak yasaların kendisine yüklediği görev gereği idianame düzenlendiğini, yargılamanın başlatıldığını ve halen derdest olduğunu, ilgili davanın duruşmasının çıkışında Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) genel başkan yardımcısı olan davalı tarafından basın açıklaması yapıldığını, açıklamada müvekkiline yönelik hakaret içeren söylemlerde bulunulduğunu ve kişilik haklarına zarar verildiğini belirterek manevi zararın tazmini isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili; açılan davanın haksız ve kötüniyetli olduğunu, müvekkilinin kamuoyunu aydınlatmasının asli ve anayasal görevi olduğunu, davacının kamuyu yakından ilgilendiren iddianamesinin, anayasal ifade hürriyeti ve muhalefet sorumluluğu kapsamında eleştirilmesinin doğal bir durum olduğunu, yapılan değerlendirmenin tümü ile eleştiri sınırları içerisinde ve doğru veriler kapsamında yapıldığını, davacıya yönelik bir değerlendirmenin söz konusu olmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece; davalı tarafından davacıya yönelik kullanılan ifadelerin eleştiri sınırlarını aştığı, davacının kişiliğini ve saygınlığını hedef alan küçültücü ifadeler olduğu, somut bir delile dayanmadığı ve kişilik değerlerine aykırı olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İfade özgürlüğü demokratik bir toplumun en önemli temellerinden birisi olup, toplumsal ilerlemenin ve her kişinin gelişiminin başlıca koşullarından birini teşkil etmektedir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 10. maddesinin ikinci fıkrası saklı kalmak koşuluyla, ifade özgürlüğü yalnızca iyi karşılanan ya da zararsız veya önemsiz olduğu düşünülen değil, aynı zamanda kırıcı, hoş karşılanmayan ya da kaygı uyandıran “bilgiler” ya da “düşünceler” için de geçerlidir, çoğulculuk, hoşgörü ve açık düşünce bunu gerektirir ve bunlar olmaksızın “demokratik bir toplum” olamaz. 10. maddede benimsenen ifade özgürlüğü bu şekilde ./..
olmakla birlikte, yine de bu dar bir yorum gerektiren istisnalar içermektedir ve bu hakkı kısıtlama ihtiyacının ikna edici bir biçimde ortaya konması gerekmektedir (Pakdemirli/Türkiye kararı, başvuru no: 35839/97, 22 Şubat 2005).
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; CHP genel başkan yardımcısı olan davacı tarafından partisinin miting komitesi aleyhine kamu davası açan, davacı Cumhuriyet savcısı hakkında adliye binası önünde basın açıklaması yaptığı anlaşılmakla; davalı tarafından sarf edilen söz ve ifadeler, davacı kamu görevlisi Cumhuriyet savcısının görevi nedeni ile yapılan sert eleştiriler olup ifade özgürlüğü kapsamında kalmaktadır. Bu söz ve cümlelerin bütün olarak ve olayın bağlamı içinde değerlendirilmesi sonucunda davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde kabul edilmesi doğru değildir.
Mahkemece belirtilen bu hususlar gözetilerek istemin tümden reddine karar verilmesi gerekirken, kısmen kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, kararın bu nedenle bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, davacının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 16/10/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.