7. Hukuk Dairesi 2021/5944 E. , 2021/2205 K.
"İçtihat Metni"7. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 03.09.2007 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanan tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 17.07.2018 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, tapu kaydına ve zilyetliğe dayanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacılar, Hazine adına tescil edilen 140 ada 49 parsel sayılı taşınmazın bir kısmının davacı ... adına kayıtlı 140 ada 34 parselin dayanak tapu kaydı olan 1984 tarih 4 sıra nolu tapu kaydı kapsamında kaldığını, 1984 yılına kadar ... tarafından kullanıldığını, aynı yıl içinde Mehmet Nihat’a satıldığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile bugüne kadar zilyedi olan davacı ... adına tescilini dava ve talep etmişlerdir.
Davalı ... vekili, hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle davanın reddini, aksi kanaat oluşursa, davacı ...’ın Karaburun Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/70 Esas 2004/249 Karar sayılı dava dosyası ile aynı hukuki sebeplere dayanarak dava açtığını, davanın esastan reddine karar verildiğini, kararın Yargıtay temyiz ve karar düzeltme aşamalarından geçerek kesinleştiğini belirterek kesin hüküm nedeniyle davanın reddini savunmuştur.
Karaburun Asliye Hukuk Mahkemesince dava değerine göre davaya bakmakla Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
Hükmün, davalı ... vekili tarafından vekalet ücreti yönünden temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 24.06.2008 tarihli ilamıyla "vekalet ücreti hakkında olumlu olumsuz bir hüküm kurulması" gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda mahkemece, vekalet ücreti yönünden de hüküm kurarak, dava değerine göre davaya bakmakla Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
Karaburun Sulh Hukuk Mahkemesince; davanın mülkiyet hakkına dayalı tescil davası olduğu ve hasımlı olarak açılması gereken davalardan olup, 6100 sayılı HMK gereğince Sulh Hukuk Mahkemesinin görev kapsamı dışında kaldığı gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiş yargı yerinin belirlenmesi için dosya Yargıtay 20. Hukuk Dairesine gönderilmiştir.
Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 07.02.2017 tarihli ilamıyla "davaya bakmakla sulh hukuk mahkemesi görevli olduğundan Karaburun Sulh Hukuk Mahkemesinin yargı yeri olarak belirlenmesine" karar verilmiştir.
Karaburun Sulh Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir.
3402 sayılı Kadastro Kanununun 12. maddesinde; “30 günlük ilan süresi geçtikten sonra, dava açılmayan kadastro tutanaklarına ait sınırlandırma ve tespitler kesinleşir. Kadastro müdürü tarafından onaylanarak kesinleşen tutanaklar ile kadastro mahkemesinin kesinleşmiş kararları; kesinleşme tarihleri tescil tarihi olarak gösterilmek suretiyle en geç 3 ay içinde tapu kütüklerine kaydedilir. Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz” şeklinde düzenleme getirilmiştir.
On yıllık süre kamu düzenine ilişkin olup, hak düşürücü niteliktedir ve olumsuz dava koşuludur. Hak düşürücü sürenin geçmesi, işin esasının incelenmesini önler. Hak düşürücü süre tüm def’i ve itirazlardan önce göz önünde bulundurulur. Yargılama bitinceye kadar hak düşürücü sürenin geçtiği taraflarca ileri sürülebileceği gibi, görevden ötürü hakim tarafından da kendiliğinden dikkate alınır.
Somut olaya gelince; Dava konusu 140 ada 49 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki kadastro tespitinin kesinleştiği 07.10.1991 tarihinden eldeki davanın açıldığı 03.09.2007 tarihine kadar 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. maddesinde öngörülen ve dava şartı olan 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle açılan davanın dinlenme olanağının bulunmadığı anlaşıldığından;
Mahkemece, hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş hükmün açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 21.10.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.