20. Hukuk Dairesi 2018/5939 E. , 2019/6291 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu 18/07/2014 havale tarihli dava dilekçesinde, müvekkillerinin .... köyü 115 ada 2, 3, 4 ve 5 sayılı parsellerde kayıtlı taşınmazların maliki iken davalı tarafından müvekkillere ait taşınmazlara orman niteliğinde olduğundan bahisle tapu iptal davası ikame edilerek tapularının iptal edildiğini, bahsi geçen dava sonucu... kararı ile 2, 3, 4 ve 5 sayılı parsellerin tapusunun iptaline karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, tapusu iptal edilen müvekkiline ait bu işlem karşılığı bugüne kadar herhangi bir bedel ödenmediğini, bunun hakkaniyete ve kanunlara uymayan bir durum olduğunu, tapuların iptali kararının orman kanununun emredici hükmüne ve anayasal bir hak olan ormanların kullanımının herkese açılması kuralına dayandığını, kararın hukukî olup kanunlara ve Anayasaya dayanabileceğini, ancak dava konusu yerlerin esasında orman dahi olmadığını, ne var ki günümüz çağdaş hukuk sisteminde ve gelişen insan hakları bağlamında yaşanan gelişmelerin ışığında müvekkiline tazminat verilmesi gerektiğini, müvekkilinin devletin tuttuğu ve güvencesinde olan tapulara güvenerek bu yerleri uhdesinde bulundurduğunu, yolsuz tescile dayanarak mülkiyet elde etmediğini, Devlet tarafından verilen doğru esasa ve geçerli kayda dayalı tapu ile sağlanan mülkiyet kaldığından bahisle tapunun geçersizliğini ileri sürerek hiç bir karşılık ödemeksizin iptali, geçerli kayda dayalı mülkiyet hakkı ile bağdaşmayacağı gibi Devletin saygınlığını zedeler bir durum ortaya çıkaracağını, bu nedenlerle davalarının kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiş, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak harca esas değeri ise 15.000.00 TL olarak göstermiştir. Davacılar vekili yargılama sırasında 16/12/2015 tarihinde davasını ıslah ederek, talebini 1.141960,28.-TL"ye yükseltmiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne,
1) Davacıların eski tapu kayıtlarının iptali sonucu oluşan 1.141.960,28.-TL’lik zararın 15.000,00.-TL’sine iptal tarihinin kesinleştiği 10/06/2008 tarihinden 1.126.960,28.-TL’sine ıslah tarihi olan 16/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı Hazineden alınarak davacılara dosyamız arasındaki veraset ilamları doğrultusunda ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, TMK’nın 1007. maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından 1995 yılında tapulama çalışması sırasında tazminata konu 115 ada 2 sayılı parselin 30.609,95 m² yüzölçümü ile senetsizden ....adına, 115 ada 3 sayılı parselin 46496,76 m² yüzölçümü ile senetsizden.... adına, 115 ada 4 sayılı parselin 10721,66 m² yüzölçümü ile senetsizden ....adına 115 ada 5 sayılı parselin 21.192,42 m² yüzölçümü ile Kasım 1960 tarih 16-21 nolu ve Kasım 1961 tarih 19 nolu tapu kayıtları uygulanara.... adına tespit edildiği, Orman Yönetimi ve gerçek kişilerin tespite itirazı üzerine birleştilerek görülen davada ... Kadastro Mahkmesinin 1995/82 E. - 2001/4 K. sayılı kararıyla Orman Yönetiminin davasının kabulüne, gerçek kişilerin davasının reddine, taşınmazların orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verildiği, hükmün 10/06/2008 tarihinde kesinleştiği ve eldeki davanın ise 21/7/2014 tarihinde...mirasçıları olan ... ve....mirasçıları tarafından açıldığı anlaşılmıştır.
4721 sayılı Türk Medenî Kanununun “Sorumluluk” kenar başlığını taşıyan 1007. maddesi; “Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet, zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder. Devletin sorumluluğuna ilişkin davalar, tapu sicilinin bulunduğu yer mahkemesinde görülür.” hükmünü içermektedir.
Burada Devlete yüklenen sorumluluk kusursuz sorumluluktur. Maddede yer alan kusursuz sorumluluk, tapu siciline bağlı çıkarların ve ayni hakların yanlış tescili sonucu değişmesi ya da yitirilmesi ile bu haklardan yoksun kalınması temeline dayanır çünkü sicillerin doğru tutulmasını üstlenen ve taahhüt eden Devlet, gerçeğe aykırı ve dayanaksız kayıtlardan doğan zararları da ödemekle yükümlüdür. Dayanaksız ya da hukuksal duruma uymayan kayıtlar düzenlemek, taşınmazın niteliğinde yanlışlıklar yapmak da aynı kapsamdadır.
Bundan başka, tapu işlemleri, kadastro tespiti işlemlerinden başlayarak, birbirini takip eden sıralı işlemler olup, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, kadastro kayıtlarından kaynaklanan hatalardan da TMK"nın 1007. maddesi anlamında Devlet sorumludur. Zira, kesinleşen kadastro işlemi sonrasında, bu işlem esas alınarak tapu sicili oluşturulmaktadır. Bu itibarla, tapu sicili kavramı geniş anlamda kadastro işlemlerini de kapsamaktadır.
Bu bilgiler ışığında somut olaya bakıldığında ise: arazi kadastrosu sırasında dava konusu 115 ada 5 sayılı parsele uygulanan Kasım 1960 tarih 16 ve 21 nolu ve Kasım 1961 tarih 19 nolu tapu kayıtlarının arşiv daire başkanlığının 30.07.208 tarihli yazı cevabından anlaşıldığına göre Mart 1289 nolu 10 dönüm miktarındaki tapu kaydından geldikleri, aynı tapu kayıtlarının .... köyünde 115 ada 6 ve 22 sayılı parsellere de uygulandıkları, 115 ada 5 sayılı parselin 21.192,42 m² yüzölçümü ile .... adına, 115 ada 6 sayılı parselin..... ve arkadaşları adına, 17.125,23 m² yüzölçümü ile 115 ada 22 sayılı parselin ise 7808,11 m² yüzölçümü ile Hasan Kaya adına tespit edildiği, Orman Yönetimi ve gerçek kişilerce açılan tespite itiraz davası sonucu, kadastro mahkemesinin 1995/82 E. - 2001/4 K. sayılı kararıyla 115 ada 5 sayılı parselin tespitin iptali ile orman olarak tesciline, 115 ada 22 sayılı parselin ise tespit gibi tesciline karar verildiği, hükmün 10/06/2008 tarihinde kesinleştiği, Orman Yönetimi tarafından 115 ada 6 sayılı parselin tespite itiraz davasının ise 1995/187 E. - 1997/68 K. sayılı kararıyla açılmamış sayılmasına karar verildiği, güncel tapu kaydından 115 ada 6 sayılı parselin 9952,78 m² yüzölçümü ile .....ve arkadaşları adına kayıtlı bulunduğu, kalan kısmının ise kamulaştırıldığı anlaşılmıştır.
Bu durumda davacıların dayandıkları geldisi Mart 1289 nolu 10 dönüm miktarındaki, Kasım 1960 tarih 16-21 nolu ve Kasım 1961 tarih 19 nolu tapu kayıtlarının, arazi kadastrosunda tapu miktarından fazlasıyla dava dışı 115 ada 6 ve 22 sayılı parsellere revizyon görerek kişiler adına tescil edildiğinden, davacıların tazminat istemlerinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 05/11/2019 günü oy birliğiyle karar verildi.