10. Hukuk Dairesi 2021/4435 E. , 2021/12250 K.
"İçtihat Metni"Bölge Adliye Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
No : 2018/2540-2020/935
Dava, ölüm aylığının kesilmesi yönündeki kurum işleminin iptali ile aylığın yeniden bağlanması, ödenmeyen aylıkların tahsili istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulü ile,kararın kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına ve davanın reddine dair karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı iddiası nedeniyle almakta olduğu aylığın kesildiğini, ancak davacının boşandığı eşiyle birlikte yaşamadığını, herhangi bir araştırma yapılmaksızın aylığının kesildiğini belirterek, aylığın tekrar bağlanmasına ve alamadığı yetim aylığının 250,00 TL"sinin tahsiline dair karar verilmesini talep etmektedir.
II-CEVAP
Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının tespit edilmesi nedeniyle aylığın kesildiğini belirterek davanın davanın reddini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi tarafından; davanın boşanmadan sonra birlikte yaşama iddiası ile aylığın kesilmesi işleminin iptali, borçlu olunmadığının tespiti ve aylıkların ödenmesi istemi ile açılan dava olduğu, tanık olarak dinlenen kamu tanıkları, muhtar ve aza beyanları, zabıta araştırması, nüfus araştırması, kurum tahkikat evrakları ve tüm dosya kapsamından davacının boşanma tarihinden sonra boşandığı eşi ile aynı adreste yaşamayı sürdürdüğü gerekçeleri ile davanın reddine dair karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından,
“A)Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, Malatya 2. İş Mahkemesi"nin 04/10/2018 tarih, 2017/91 Esas, 2018/526 Karar sayılı ilamının 6100 sayılı HMK"nın 353/1. maddesinin (b) bendinin (2) numaralı alt bendi uyarınca kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına,
B) 1-Davanın reddine, ” şeklinde karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili, tek bir tanığın beyanına dayalı olarak davanın reddedildiğini, tanık ile aralarında husumet bulunduğunu belirterek kararın hatalı olduğunu beyanla bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Hakkında 23.05.2008 tarihinde boşanma kararı verilen davacıya, babası üzerinden hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla bağlanan ölüm aylığının, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle, davalı Kurumca, 01.12.2009 tarihi itibariyle yersiz ödenen aylıkların tahsili amacıyla borç tahakkuk ettirildiği; Mahkemece davanın reddine karar verildiği; söz konusu karar hakkında bu kez ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi tarafından istinaf başvurusunun kabulü ile kararın ortadan kaldırılarak yeniden hüküm kurulup davanın reddine karar verildiği anlaşılmakla, Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir.
Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 56. maddesinin 2. fıkrasında, eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıklarının kesileceği, bu kişilere ödenmiş olan tutarların, 96. madde hükümlerine göre geri alınacağı yönünde düzenleme yapılmıştır. Anılan maddeye dayalı açılan bu tür davalarda eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve özellikle taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir. Bu aşamada, yöntemince araştırma yapılmalı, tarafların göstereceği tüm kanıtlar toplanmalı, bildirilen ve dinlenilmesi istenilen tanıklar ile kurum raporunda belirtilen komşularının tespit edilerek ifadeleri alınmalı, davacı ile boşandığı eşinin yerleşim yerlerinin saptanmasına ilişkin olarak; muhtarlıktan ikametgah senetleri elde edilmeli, ilgili Nüfus Müdürlüklerinden sağlanan nüfus kayıt örnekleri ile yerleşim yeri ve diğer adres belgelerinden yararlanılmalı, adres değişiklik ve nakillerine ilişkin bilgilere ulaşılmalı, adres hareketleri ilgili Nüfus Müdürlüğü’nden istenilmeli, ilgililerin su, elektrik, telefon aboneliklerinin hangi adreste kimin adına tesis edildiği saptanmalı, özellikle kurum raporu öncesi döneme ilişkin seçmen bilgi kayıtları getirtilmeli, varsa çalışmaları nedeniyle resmi/özel kurum ve kuruluşlara verilen belgelerde yer alan adresler dikkate alınmalı, boşanılan eş 4857 sayılı Kanun hükümleri kapsamında yer almakta ise adına ödeme yapılabilecek özel olarak açılan banka hesabı bulunup bulunmadığı belirlenmeli, boşanan eşlerin kayıtlı oldukları bölge/bölgeler yönünden geniş kapsamlı Emniyet Müdürlüğü araştırması yapılmalı, uyuşmazlık konusu dönemde boşanan eşlerin kayıtlı oldukları adresleri yönünden anılan yerde görev yapmış/yapmakta olan, mahalle/köy muhtar ve azalarından kanaat edinmeye yetecek kadarının tanık sıfatıyla bilgi ve görgülerine başvurulmalı, böylelikle “boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama” olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, toplanan kanıtlar ışığı altında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
Bu yasal düzenleme ve açıklamalar ışığı altında, özellikle uyuşmazlık konusu dönem olan 01.12.2009 – 12.02.2015 tarihleri arasında davacının ve boşanmış olduğu eşi ...’ın kayıtlı bulunduğu adreslerinde kolluk araştırması yapılmalı, bu adreslerin bulunduğu mahallerde görev yapmış/yapmakta olan, muhtar ve azalar ile resen tespit edilecek kişilerden (köy imamı, çevre esnaf, komşular vb.) kanaat edinmeye yetecek kadarının tanık sıfatıyla bilgi ve görgülerine başvurulmalı, her ikisi bakımından medula sistemindeki kayıtlarda görülen adresler ilgili sağlık kuruluşlarından istenilmeli, tüm bu hususlar tespit edildikten sonra, “boşanılan eşle uyuşmazlık konusu dönemde eylemli olarak birlikte yaşama” olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği toplanan kanıtlar ışığı altında yeniden değerlendirilmeli ve elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun kabulüne ilişkin kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle HMK’nın 373/2 maddesi gereği BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 14/10/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.