20. Hukuk Dairesi 2019/3004 E. , 2019/6290 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ: ..... Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 05/11/2019 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davalı Hazine vekil.....geldi, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 14/10/1999 tarihinde tüm birikimleri ile ..... ilçesi, Kıraç köyü 273 ada 18 parsel sayılı 127,28 m² alanlı taşınmaz.......simli şahıstan tapu kayıtlarına güvenerek satın aldığını, söz konusu arsanın tapu iptali için davacı ... aleyhine.....tarafından .... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/328 E. - 2008/1140 K. sayılı dosya ile tapu iptali ve tescil davası açıldığı, 15 yıl süren yargılama sonucunda Yargıtay aşamasından da geçen dosyanın 2012/763 E. - 2013/739 K. sayılı yeni numara alarak davacı müvekkili aleyhine sonuçlandığını, bu kararın 05/02/2015 tarihinde kesinleştiğini, davacının satın almış olduğu arsanın tapu kayıtlarında henüz davacı müvekkili satın alınmadan önce sahtecilik yapıldığının ortaya çıktığını, davacı müvekkilinin hiç bir kusuru olmamasına rağmen, tapusunun iptal edildiğini, davacının tamamen tapu kayıtlarına güvenerek arsa bedelini ödediğini ve malik olduğu satış işlemlerinin tapu memuru tapu müdürlüğünde tapu kayıtlarına göre yaptığı, davalı idarenin kusursuz sorumluluğu mevcut olduğunu, bu nedenle fazlaya ilişkin hakların saklı kalarak 100.000,00 TL"nin dava tarihinden itibaren bu yasal faiz uygulaması, belirtilen arsa üzerinde mahkemece yapılacak keşifte arsanın dava tarihindeki gerçek piyasaya rayiç değerinin tespiti ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili dosyaya ibraz ettiği 22/03/2016 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini ıslah edilerek 100.000,00 TL"dan 140.008,00 TL"ye arttırdıklarını, ıslah ettikleri bölüm için ıslah tarihinden itibaren faiz istediklerini bildirmiştir.
Davalı idare cevap dilekçesinde: öncelikle davanın husumet ve zaman aşımı yönünden reddi gerektiğini iş bu davanın esastan da reddi gerektiği, davalı ... sorumluluğundan söz edilemeyeceğini ileri sürmüştür.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda, davanın kısmen kabulü ile 100.000,00 TL"nin dava tarihinden itibaren 36.607,96 TL"nin de ıslah tarihi olan 22.03.2016 tarihinden işletilecek değişken oranlı yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine,.......Dairesi tarafından davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusun esastan reddine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava TMK nın 1007. maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece davacının tazminat isteminin kabulüne karar verilmişse de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Şöyle ki, dosya kapsamından dava konusu.....ada 18 parsel sayılı 127,28 m² yüzölçümü ve tarla nitelikli taşınmazın, .... adına imar uygulaması ile 15/01/1999 tarihinde tescil edildiği, intikal ile 11/08/1999 tarihinde ....adına, 11.08.1999 tarihinde satın alma il......adına, 14/10/1999 tarihinde de satın alma ile davacı ... adına tescil edildiği, ....... tarafından açılan yolsuz tescile dayalı tapu iptali ve tescil davası sonucu ...... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/763 E. - 2013/739 K. sayılı kararıyla tapu maliki ..... sağ olduğu halde, ölü gösterilerek temin edilen mirasçılık belgesi ve sahte vekaletnamelerle intikal ve satışlar sonrası davacıya geçtiği, tapu kaydında görünen söz konusu satışların iki aylık kısa süreler içinde yapıldığı, taşınmazın rayiç değeri ile satış bedelleri arasında fahiş fark dikkate alındığından son malik ..."in taşınmazı iyiniyetli satın almadığı gerekçesiyle 273 ada 18 sayılı parselin ... adına olan tapusun iptali ile Saliha Arıcı adına tesciline karar verildiği ve hüküm ... tarafından temyiz edilmişse de süre yönünden reddedilerk 05/02/2015 tarihinde kesinleşmesi üzerine, taşınmazın 02/04/2015 tarihinde yeniden Saliha Arıcı adına tapuda tescil edildiği anlaşılmaktadır.
...... 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 2007/227 E. -2012/166 K. sayılı dava dosyasının incelenmesinde; katılanın .....sanıkların ...,..... ve ... olduğu, sanıklar ......ve oğlu olan sanık ..."un katılan...ile akraba oldukları, müştekinin uzun süre yurt dışında yaşadığı, Türkiye"ye gelmediği, sanık .... ve ..."un birlikte hareket ederek katılana ait bazı gayrimenkulleri satmak üzere anlaştıkları, bu nedenle .... Muhtarlığına, müracaat ederek katılan .... adına kimlik değiştirme belgesi aldıkları, bu belge ile ...müracaat ettikleri, ... Nüfus Müdürlüğü tarafından 05/08/1998 tarihinde üzerinde ....kimlik bilgileri yazılı ancak üzerinde sanık... resmi bulunan seri .... nolu nüfus cüzdanını aldıkları, bu nüfus cüzdanı ile vekaletname düzenlettikleri ve bu vekaletname ile taşınmazları sattıkları sanıkların katılanın annesi Saliha Arıcı"ya ait taşınmazları da bu yolla satmayı düşündükleri, bu nedenle..... öldüğüne dair...bildirimde bulundukları, bu bildirimin sanık ... tarafından yapıldığı, sanık.... da... öldüğüne dair tanıklık yaptığı, bu nedenle ........21/10/1960 tarihinde öldüğüne dair nüfus müdürlüğüne kayıt düşüldüğü, ....ölüm kaydı ile .... 2. Sulh Hukuk Mahkemesinde dava açtığı, ....veraset ilamını çıkarttığı, olayın yukarıda anlatıldığı şekilde meydana geldiği gerekçesi ile ..., ..., ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet hükmü kurulduğu, sanıklar ... ölmüş olması nedeni ile bu sanıklar hakkında kamu davasının düşürülmesine karar verildiği, hükmün 10/09/2012 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Medenî Kanunun 1007. maddesinde tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devletin sorumlu olduğu belirtilerek, Devletin kusursuz sorumluluk ilkesi gereğince sorumlu olduğu açıklanmıştır. Tapu sicilinin tutulmasından dolayı Devletin sorumlu tutulabilmesi için taşınmaz sahibinin zarara uğraması, zararın tapu sicilinin tutulmasından doğmuş olması ve zarar ile tapu sicilinin tutulması arasında illiyet bağının kesilmemiş olması gerekir. Tapu maliki Saliha adına kayıtlı taşınmaz sahte belgelere göre düzenlenmiş bir vekaletname kullanılarak önce .....adına, sonra da davacıya geçmiştir.
Bu durumda, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/763 E. - 2013/739 K. sayılı kararıyla davacının kayden satın aldığı, taşınmazı iyi niyetle satın almadığının ve TMK’nın 1024/1. maddesi uyarınca yolsuz tescili bilen veya bilmesi gereken kişinin kazanımının korunamayacağı, davacının hakların kazanılmasına ilişkin olan TMK"nın 3. maddesi uyarınca iyiniyetli bulunmadığı, hakların kullanılmasına ilişkin olan TMK"nın 2. maddesi uyarınca da dürüst davranmadığı, davacının hakkın kötüye kullanımının sözkonusu olduğu, böylelikle de TMK’nın 1023. ve devamı maddelerindeki korumalardan yararlanamayacağının belirlenmesine ve tapu müdürlüğünün hukuka aykırı eylem ve işlemleri ile doğan zarar arasında nedensellik bağının,
tapudaki işlemin sahtecilik yoluyla elde edildiği ve tescilin yolsuz olarak gerçekleşmesinden dolayı 3. kişilerin ağır kusuru ve yanı sıra davacının ve onun da taşınmazı satın aldığı kişin, yapılan satış işlemelerinde iyiniyetli olmadıklarının, ağır kusurları bulunduğunun ortaya çıkması nedeniyle kesilmesinden dolayı tazminat davasının reddine karar verilmesi gerekirken dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
Anılan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme sonucunda ilk derece mahkemesince yazılı şekilde hüküm tesisi ve bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddi kararı hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak ilk derece mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, temyiz isteminin duruşmalı yapılması nedeni ile Yargıtaydaki duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilen 2.037,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren Hazineye verilmesine 05/11/2019 günü oy birliğiyle karar verildi.