11. Hukuk Dairesi 2018/5180 E. , 2019/6466 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 08/06/2017 tarih ve 2011/103 E- 2017/135 K. sayılı kararın asıl davada davacı vekili ve birleşen davada davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kısmen kabulüne-reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi"nce verilen 13/07/2018 tarih ve 2017/4892 E- 2018/1632 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi asıl davada davalılar-birleşen davada davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili asıl davada, davacı ile davalılar arasında 25/06/2010 tarihinde "YA SONRA" isimli sinema filmine ilişkin senaryo ve diyalog sözleşmesi imzalandığını, davacının edimlerini yerine getirdiğini, filmin her türlü basım ve tanıtımlarında davacının isminin senarist sıfatıyla ikinci sırada yer alması gerekirken tanıtımlarda isminin zikredilmediğini, sözleşmeye aykırı davranıldığını, davacının maddi ve manevi yönden zarara uğradığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 15.000,00 TL maddi, 15.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Birleşen davada davalının sözleşmeye aykırı bir eyleminin bulunmadığını savunarak birleşen davanın reddini istemiştir.
Asıl davada davalılar vekili, sözleşmeye uygun davrandıklarını savunarak asıl davanın reddini istemiştir. Birleşen davada davacı DNZ Prod. Ltd. Şti. vekili, davalı ...’ın sözleşme gereği filmle ve oyuncularla ilgili söylemlerde bulunmaması gerekirken davacıyı küçük düşürücü beyanatlar verdiğini ve paylaşımlar yaptığını ileri sürerek sözleşme ile belirlenen 100.000 USD cezai şartın şimdilik 10.000 USD’sinin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, davacının isminin filmle ilgili bazı dökümanlarda yer aldığı bazılarında ise yer almadığı, bazı dökümanlarda davacının ismine yer verilmemiş olmasının davacının maddi yada manevi haklarını ihlal etmediği gerekçesiyle asıl davanın reddine, birleşen davada davalının paylaşımlarının doğrudan dava konusu filmi yada yapımcılarını kastettiğinin kabul edilemeyeceği dolayısıyla sözleşmeye aykırılık teşkil etmediği gerekçesiyle birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı asıl ve birleşen davada davacı vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nce, birleşen davada davalının paylaşımlarının matufiyet unsuru içermediği gerekçesiyle birleşen davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, asıl davada sözleşme gereği filmle ilgili dökümanlarda davacının isminin yer alması gerektiği, bunun ihlal edilmiş olmasının davacının kişilik haklarını zedelediği gerekçesiyle asıl davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak asıl davada maddi tazminat isteminin reddine, manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 10.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan alınarak davacıya verilmesine, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı asıl davada davalılar-birleşen davada davacı vekili temyiz etmiştir.
1- HMK"nın 6763 sayılı Kanunun 42. maddesi ile değişik 362/1-a maddesi hükmüne göre, Bölge Adliye Mahkemelerinin miktar veya değeri 40.000,00 TL"yi geçmeyen davalara ilişkin verdiği kararlar aleyhine temyiz yoluna başvurulamaz. Bu miktar, HMK"nın Ek 1. maddesi uyarınca, Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm tarihi itibarıyla 47.530,00 TL"dir. Bölge Adliye Mahkemesince asıl davada davacının manevi tazminat isteminin 10.000,00 TL’si yönünden davanın kabulüne, fazlaya ilişkin istemlerin reddine karar verilmiş olup kabulüne karar verilen 10.000,00 TL’nin yukarıda anılan madde hükmüne göre asıl dava davalıları yönünden temyiz sınırının altında kaldığı anlaşılmaktadır. HMK"nın 366. maddesi delaletiyle kıyasen uygulanması gereken aynı Kanunun 346/2. maddesi hükmü uyarınca, kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında Bölge Adliye Mahkemesince bir karar verilmesi gerekmekle birlikte, Yargıtay tarafından da bu yönde karar verilebileceğinden, asıl dava davalıları vekilinin kesin olan karara yönelik temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2- Birleşen dava davacısı Dnz Prod.Film..Ltd.Şti.’nin birleşen davaya yönelik temyiz istemine gelince ; İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin asıl davaya yönelik temyiz isteminin reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerde birleşen dava davacısı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, birleşen davaya yönelik olarak istek halinde aşağıda yazılı 162,27 TL harcın temyiz eden birleşen davada davacıya iadesine, 21/10/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.