5. Ceza Dairesi 2015/10819 E. , 2018/1686 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Rüşvet vermeye teşebbüs
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelendi;
CMK"nın 260/1. maddesine göre katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş olan Hazinenin kanun yoluna başvurma hakkının bulunması ve hükmün 24/08/2015 havale tarihli dilekçe ile vekili tarafından temyiz edilmesi karşısında, 3628 sayılı Kanunun 18. maddesindeki "...Hazine avukatının yazılı başvuruda bulunması halinde Maliye Bakanlığı başvuru tarihinde müdahil sıfatını kazanır." düzenlemesinin verdiği yetkiye ve CMK"nın 237/2. maddesine dayanılarak Hazinenin kamu davasına katılan olarak kabulüne karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Kovuşturma aşamasında kamu davasından haberdar edilmeyen suçtan zarar gören İçişleri Bakanlığının kararı temyiz hakkı bulunduğu ve dairemizce de benimsenen Yargıtay CGK"nın 18/09/2012 gün 2012/420 E. 2012/1771 K. sayılı kararı da nazara alınarak 6352 sayılı Yasanın geçici 2. maddesinin sadece karşılıksız yararlanma suçlarını kapsadığı anlaşıldığından aynı Kanunun rüşvet suçu yönünden getirdiği düzenlemeler ile teşebbüs nedeniyle yapılan indirim oranına göre lehe bir durum bulunmadığı gözetilerek yapılan incelemede;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Suç tarihinde sanığın uyuşturucu madde kullanmak suçundan işlem yapılmak üzere polis merkezine götürüldüğü sırada, görevli polis memuru olan katılan ..."a cebinden çıkardığı 40 TL"yi uzatarak hakkında işlem yapılmamasını istediği, bu şekilde rüşvet vermeye teşebbüs suçunu işlediği iddiasıyla yapılan yargılamada; rüşvet suçuna konu para teklifinin kamu görevlisi olan katılana görevinin gereklerine aykırı olan bir işi yapması için verilip verilmediği hususunun hiçbir duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi ve buna bağlı olarak suç niteliğinin tayini bakımından, sanık hakkında olay tarihindeki eylemi nedeniyle uyuşturucu madde kullanmak suçundan kamu davası açılıp açılmadığı, açılmış ise yargılama sonucunda verilen kararın kesinleşip kesinleşmediği hususları araştırılmadan, kesinleşmiş ise onaylı örneğinin bu dosya içerisine alınması sağlanmadan, 5237 sayılı TCK"nın, 05/07/2012 günü yürürlüğe giren 6352 sayılı Yasa ile yapılan değişiklikten önceki rüşveti tanımlayan 252/3. maddesinde "rüşvet, bir kamu görevlisinin görevinin gereklerine aykırı olarak bir işi yapması veya yapmaması için kişiyle vardığı anlaşma çerçevesinde bir yarar sağlamasıdır" denilerek sadece nitelikli rüşvete yer verildiği, kamu görevlisinin yapması gereken işi yapması ya da yapmaması gereken işi yapmaması için yarar sağlamasının veya kişilerin bu şekildeki iş için kamu görevlisine çıkar temin etmelerinin rüşvet tanımından çıkarıldığı, görevin gereklerine aykırı olarak bir işin yapılması veya yapılmaması için rüşvet teklifinde bulunulması durumunda suçun icra hareketleri başlamış olacağından rüşvete teşebbüs, haklı hususun temini için rüşvet önerilmesi halinde ise koşullarının bulunması durumunda kamu görevlisinin şeref ve saygınlığına saldırı niteliğinde olması sebebiyle aynı Yasanın 125/3. maddesinde düzenlenen kamu görevlisine hakaret suçunu oluşturacağı gözetilmeden, yazılı şekilde eksik inceleme sonucu hüküm kurulması,
Kabule göre de;
Rüşvet teklifine konu paranın, suçun işlenmesi için sağlanan maddi menfaat niteliğinde olması nedeniyle TCK"nın 55/1. maddesine göre müsaderesi yerine aynı Kanunun 54. maddesine göre müsaderesine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, katılan Hazine vekili ve sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 08/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.