14. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/11287 Karar No: 2019/903 Karar Tarihi: 05.02.2019
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/11287 Esas 2019/903 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, yükleniciden temlik alınan bağımsız bölüme ilişkin tapu iptali ve tescil talebinde bulunmuştur. Davacı, yükleniciyle arsa sahibi arasında yapılan sözleşmelerin ardından taşınmazın davalı ...’a muvazaalı olarak satıldığını ileri sürerek dava konusu taşınmazın davacı adına tescilini talep etmiştir. Mahkeme, davanın kısmen kabulüne karar vermiş, davalı ... ve davalı ... yönünden dava konusu taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmiş, diğer davalılar yönünden ise reddedilmiştir. Ancak davalı ... vekili tarafından temyiz edilen karar, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 73. maddesi gereği çekişmenin tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur. Kanunun 3. maddesinde tanımlanan tüketici ve tüketici işlemine ilişkin detaylı bilgi verilmiştir.
14. Hukuk Dairesi 2016/11287 E. , 2019/903 K.
"İçtihat Metni"
14. Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 11.03.2014 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair verilen 02.12.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, yükleniciden temlik alınan bağımsız bölüme ilişkin tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı vekili, davalılardan yüklenici ile arsa sahibi arasında dava konusu 130 ada 1 parsel sayılı taşınmazla ilgili olarak 06.08.2012 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, yükleniciye verilmesi gereken 3. kat 6 numaralı bağımsız bölümün satışıyla ilgili olarak müvekkili davacı ile davalı yüklenici arasında 01.11.2013 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi imzalandığını, taşınmazın yüklenici tarafından muvazaalı olarak davalı ...’a satıldığını ileri sürerek dava konusu taşınmazın davacı adına tescilini talep etmiştir. Davalı arsa sahipleri, yüklenicinin dava konusu bağımsız bölümü davalı ...’a sattığını belirtmesi nedeniyle taşınmazı adı geçen davalıya devrettiklerini, yüklenicinin edimini yerine getirmediğini davanın reddini savunmuşlardır. Davalı ..., dava konusu bağımsız bölümün yapılan inşaattaki emeği karşılığında kendisine devredildiğini, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalı ... ve davalı ... yönünden davanın kabulüne ve dava konusu taşınmazın davacı adına tesciline, diğer davalılar yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır. Konut satış sözleşmeleriyle devre tatil ve uzun süreli tatil hizmeti sözleşmeleri de kanun kapsamına alınmıştır. Söz konusu taşınmazın da bir konut satış sözleşmesiyle satın alındığı belirtilerek bu dava açılmıştır. Anılan Kanunun 3. maddesinin (k) bendindeki tanıma göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi; (l) bendindeki tanıma göre de tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 73. maddesinin (1) bendi gereğince de bu kanun uygulaması ile ilgili çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılması gerekir. Somut olayda da; davacı tüketici yüklenicinin temlikine dayalı olarak tapu iptali ve tescil isteğinde bulunduğundan o yerde ayrı bir tüketici mahkemesi varsa çekişmenin tüketici mahkemesinde görülmesi aksi halde davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılması yasadan kaynaklanan bir zorunluluktur. Mahkemece kamu düzeninden olan görev hususu re’sen gözetilerek yukarıda yazılı olduğu şekilde işlem yapılması gerekirken çekişmenin esasının incelenip hükme bağlanması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.02.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.