Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/3387
Karar No: 2019/900
Karar Tarihi: 12.02.2019

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2018/3387 Esas 2019/900 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Tapu iptali ve tescil davası sonucunda verilen karar, miras bırakanın tüm mirasçılarını kapsayacak şekilde hak dengesini gözeterek yapılacak bir paylaştırma yapmışsa mal kaçırmak kastından söz edilmeyeceğini belirterek asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verilmesi gerektiği ancak yanılgılı değerlendirme ile ve gerekçe gösterilmeksizin yazılı şekilde karar verildiği açıklanmıştır. Dosyanın incelenmesi sonucunda ise mirasbırakanın sağlığında davacı kızlarına taşınmazlarından verdiği, yani murisin paylaştırma kastı ile hareket ettiği, denkleştirmede eşitliğin aranmayacağı, ayrıca mirasbırakan adına kayıtlı başkaca birçok taşınmazının daha bulunduğu anlaşılmaktadır. Kararda bahsedilen kanun maddeleri 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Anayasa’nın 141. maddesi, 6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi ve 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesidir.
1. Hukuk Dairesi         2018/3387 E.  ,  2019/900 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece asıl ve birleştirilen davaların kabulüne ilişkin olarak verilen karar asıl ve birleştirilen davalarda davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 12.02.2019 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacılardan ... ve vekili Avukat ... geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü.

    -KARAR-

    Asıl ve birleşen davalar, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacılar, miras bırakanları ..."ün kendilerinden mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak gerçekte bağışladığı halde satış göstermek suretiyle 405 ada 925, 949, 950, 62 ada 381 ve 399 parsel sayılı taşınmazlar ise 62 ada 400 parseldeki 3, 4, 6, 9 ve 12 nolu bağımsız bölümlerini oğlundan olma davalı torunlarına devir ve temlik ettiğini ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini istemişlerdir.
    Davalılar, murisin kızlarına ve damatlarına hibe yoluyla erkek çocuğundan daha fazla taşınmaz verdiğini, satışların gerçek olduğunu, bedellerinin ödendiğini, miras bırakana ait daha bir çok taşınmaz bulunduğunu bildirip, davanın reddini savunmuşlardır.
    Asıl ve birleşen davaların kabulüne ilişkin olarak verilen karar, Dairece, “miras bırakandan tüm mirascılarına intikal eden taşınır taşınmaz mallar ve haklar araştırılmalı, tapu kayıtları ve varsa öteki delil ve begeler mercilerinden getirtilmeli her bir mirascıya nakledilen malların ve hakların nitelikleri ve değerleri hakkında uzman bilirkişiden rapor alınmalı böylece yukarda değinilen anlamda bir paylaştırma kasdının bulunup bulunmadığı açıklığa kavuşturulmalıdır. O halde, yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde miras bırakanın sağlığında dışarda mirasçı bırakmayacak şekilde her bir mirasçıya ne verildiğinin ve özgülendiğinin resmi kayıtlarla belgelendirilmesi, parasal yardımda bulunulduğunun şahit ifadelerine başvurarak duraksamaya yer bırakmayacak şekilde tespit edilmesi ve miras bırakanın gerçek iradesinin ortaya konulması, ondan sonra toplanan ve toplanacak delillerin birarada değerlendirilmesi ve neticesine göre bir karar verilmesi gerekirken eksik tahkikatla yetinilerek karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi, çekişme konusu edilen 399 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan yapıda kat irtifakına geçilerek bağımsız bölümler meydana geldiğine göre davalı ... üzerindeki bölümler yönünden hüküm kurulması gerekirken infazı mümkün olmayacak şekide hukuki varlığı kalmayan 399 parsel üzerinden karar verilmiş olması da isabetsizdir. ” gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde asıl ve birleşen davaların kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1914 doğumlu mirasbırakan ...’ün 16.09.2005 tarihinde öldüğü, geride davacı kızları ..., davacı torunları ..., ... ile davalı torunları ..., ..., ... ve dava dışı torunlarının kaldığı, mirasbırakanın adına kayıtlı 62 ada 400 parsel sayılı taşınmazdaki 6 nolu bağımsız bölümünü 17.10.2000 tarihinde davalı torunu Hasan’a, 9 nolu bağımsız bölümünü davalı torunu ...’a, 3 nolu dükkanını davalı ...’e,4 nolu dükkanını davalı ...’e, 12 nolu bağımsız bölümünü 04.01.2002 tarihinde davalı ...’e, 62 ada 381 parsel sayılı taşınmazını 24.06.2004 tarihinde ½ şer paylarla davalı torunları ...ve ...’ya,, 405 ada 922 parsel sayılı taşınmazdaki 1/3 payını eşit paylarla davalılar ... ve...’e satış yolu ile temlik ettiği (922 parselin daha sonra 3 parçaya ifraz edildiği,949,950 ve 951 parsellerin oluştuğu), 405 ada 925 parsel sayılı taşınmazını 08.06.1999 tarihinde davalı ...’a, 62 ada 399 parsel sayılı taşınmazını 12.12.1994 tarihinde davalı ...’a satış yolu ile devrettiği( 399 parsel sayılı taşınmaz üzerinde daha sonra 9 adet bağımsız bölümün meydana geldiği, bu bağımsız bölümlerden 2 nolu olanın murisin dava dışı torunu ... adına kayıtlı olduğu) anlaşılmaktadır.
    Hemen belirtilmelidir ki, miras bırakan sağlığında hak dengesini gözeten kabul edilebilir ölçüde ve tüm mirasçıları kapsar biçimde bir paylaştırma yapmışsa mal kaçırmak kastından söz edilmeyeceğinden olayda 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanamayacağı da kuşkusuzdur.
    Somut olaya gelince, tüm dosya kapsamı,alınan bilirkişi raporları ve tanık anlatımlarından, mirasbırakanın sağlığında davacı kızlarına da taşınmazlarından verdiği, yani murisin paylaştırma kastı ile hareket ettiği, denkleştirmede eşitliğin aranmayacağı, ayrıca mirasbırakan adına kayıtlı başkaca birçok taşınmazının daha bulunduğu anlaşılmaktadır.
    Öte yandan bilindiği üzere, Anayasa’nın 141. maddesi uyarınca bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olması zorunludur Gerekçenin önemi Anayasal olarak hükme bağlanmakla gösterilmiş olup, gerekçe ve hüküm birbirine sıkı sıkıya bağlıdır. Hâkim, hükmün gerekçesini hazırlarken içtihat ve bilimsel görüşlerden yararlanabilir. Gerekçe bölümünde hükmün dayandığı hukuki esaslar açıklanır. Hâkim, tarafların kendisine sundukları maddi vakıaların hukuki niteliğini kendiliğinden araştırıp bulmalı ve hükmünü dayandırdığı hukuk kurallarını ve nedenlerini gerekçede açıklamalıdır. Gerekçe, hakimin tespit etmiş olduğu maddi vakıalar ile hüküm fıkrası arasında bir köprü görevi yapar (Kuru Baki/ Arslan Ramazan/Yılmaz Ejder, Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, Yetkin Yayınları, ... 2011, 22. Bası, s. 472).
    Hal böyle olunca asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile ve gerekçe gösterilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    Kabule göre de, çekişme konusu taşınmazlardan 62 ada 399 parselde bulunan 2 nolu bağımsız bölüm dava dışı ... adına kayıtlı olmasına rağmen bu husus göz ardı edilerek 2 nolu bağımsız bölümün kabul kapsamına alınması da isabetsizdir.
    Davalıların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 02.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 2.037.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 12.02.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

















    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi